eight

740 89 77
                                    

Arkadaşlık.
Kesinlikle en doğru seçilmesi gereken aşırı önemli bir kavram. Maalesef ki ben doğru seçememiştim arkadaşlarımı, ve şu an bunun pişmanlığını yaşıyordum.

"Demek Park Chae Young'u seviyorsun, ha?" Gözlerini kısmış boşluğa bakan Jongin lafa girmişti ilk, daha sonra Jungkook, "ve o da Min Yoongi'yi seviyor?" Diye devam etmişti. Emin olmak için beni süzmüştü ve ben de başımı evet anlamında sallamıştım.

"Ha birde geldi bunu sana anlattı yani. Bravo Park Chae Young." Taeyong sinirlenmişti ve homurdanıyordu. Chae Young'un bir suçu yoktu ve onu sevdiğimi bilmiyordu.

Hoseok en başından Chae Young'a karşı bir şeyler hissettiğimi anlamıştı ve bunu pat diye bizimkilerin içinde "Jimin hamile hem de Chae Young'tan" diyerek öğrenmelerini sağlamıştı. Yani, sevdiğimi.

Daha sonra bizimkiler -Taeyong hariç-  amca oluyoruz diye sevinç dansı yapmış, ardından ise Taeyong "aptallar, Jimin o kızı seviyor" diyerek olaya tamamen açıklık getirmişti. Eh, gerisini zaten anlatmak zorunda kalmıştım ve onlarda salak oldukları için anlamamıştı.

"Ne yani," ellerini başının iki yanına koymuş boş duvarı izleyen Mark'tan sonun da ses geldiğinde odak noktamız o olmuştu. "Şimdi ben Joohyun'la evlenirsem, Jimin'de Chae Young'la evlenirse biz Jimin'le elti mi olacağız?" Kaşlarını çatıp ciddi bir ifadeyle bizden bir cevap almak için hepimizin suratına baktı.

Şu an herkesin sorunun saçmalığını kavramaya çalıştığına eminim.

"Hayır geri zekalı," diyerek araya giren Jongin hepimizin kurtarıcısı olmuştu ama "siz eş kardeşleri olacaksınız." demesiyle olay daha büyük bir saçmalığa kavuşmuştu.

Hoseok ikisine el hareketi çekerek onları susturmuştu ve hepimizin buna cidden ihtiyacı vardı.

"Ne yapmayı düşünüyorsun peki Jimin?"

Omuz silktim. Ne yapabilirdim ki? Gidip açılamazdım, sadece bu gizli kalacaktı.

"Hiçbir şey yapmayacağım. Aramız çok iyi ve bunu bozamam. Bildikleriniz aramızda kalacak, tamam mı? Bakın cidden önemli bir konu ve ağzınızdan bile kaçırmanız söz konusu olamaz."

Hepsi tamam anlamın da başını salladığında sesli bir nefes verdim.

"Ya abi, Mark yine biriyle flört ediyor. Jimin aşık olmuş, Jungkook desen zaten sevgilisi var. Ben hâlâ sapım, hıyar gibi yaşıyorum yemin ederim. Bu nasıl hayat ağzınıza sıçayım."

Oturduğu yerden hiddetle kalkan Hoseok, o an ki gazla önünde ki topa sert bir şekilde vurdu. Top ordan oraya sekerken en sonunda aynaya vurarak kırdı. Jongin'in odasındaydık ve aynasını kırmıştı aptal Hoseok.

"Olmayan beyin hücrelerine tecavüz ettiğim..." diye çoktan sövmeye başlayan Jongin'e aldırmadan koşarak odadan çıktık. Elbette ki Hoseok'u arkamızda bıraktık Jongin ağzına sıçsın diye.

Hoseok'un arkadan gelen yardım isteme haykırışlarına gülerek hiçbir şey yapmadık.

"Bok vardı da havalara girip topa vurdu. Aman neyse hadi pastaneye gidelim." Mark'a ayak uydurarak onun peşinden evden çıktık. Pastane zaten çok yakındı ve Mark yolda Joohyun'a da haber vermişti. Chae Young'la daha dün görüşmüştük ama onu özlemiştim ve umarım o da gelirdi.

Gülüşmelerle kısa yolu bitirip pastaneye girdik. Boş bir masaya otururken kızların geldiğinde oturması için de birkaç sandalye çektik.

"Chae Young'ta geliyor." Telefonundan başını kaldırarak yarım ağız sırıtan Mark'la kalbim hızlanmaya başlamıştı. Hayır, Mark yüzünden değil Chae Young geleceği için.

I'm Afraid •JiRose•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin