nine

652 82 69
                                    

Susmak ve izlemek.

Bu ikisi, bu sıralar en çok uyguladıklarımdı. Olanları izliyor ve kendi içimde bağırsam da dışarıya susuyordum. Hoş, içimdekileri söylemem neyi değiştirirdi ki? Chae Young beni mi sevecekti, beni mi görecekti?

Günler geçmişti ve Chae Young'la aram daha iyi oluyordu. Bu güzel bir şey gibi gelebilir ama değildi. Yoongi'yi sadece ben biliyordum ve hep bana anlatıyordu. Ağzından her Yoongi kelimesi çıktığında canım da çıkıyordu sanki.

Mark ve Joohyun sevgililerdi. Jungkook hâlâ biricik sevgilisi Taehyung'un memleketinden dönmesini bekliyordu. Onu ne kadar çok özlediğini görebiliyordum. Bize belli etmese bile her an fotoğraflarına bakıp iç geçiriyordu. Taehyung'un da ondan bir farkı olduğunu sanmıyordum.

Değişen pek bir şey yoktu. Günden güne biraz daha durgunlaşıyordum sadece Chae Young'un yanında farklıydım.

"Jimin," adımın seslenilmesiyle gözlerimi dikizlediğim halıdan çekip koltukta yayılmış olan Taeyong'a çevirdim. Mark'ın ailesi evde olmadığı için bugün de onlarda toplanmıştık. "Bu sıralar iyi görmüyoruz seni. Bir şey de anlatmıyorsun, sorun ne?"

Taeyong'un sorusuyla diğerleri de uğraştıkları şeyleri bırakıp bakışlarını bana çevirmişlerdi. Ne diyecektim? 'Chae Young bana sürekli Yoongi'yi anlatıyor ve ben de eve gelip bağırarak ağlamak istiyorum' mu?

Evet kesinlikle bunu diyecektim.

"Chae Young bana sürekli Yoongi'yi anlatıyor ve ben de eve gelip bağırarak ağlamak istiyorum."

Şaşırmış olmalılar ki kaşları havalandı. Ben gülmelerini beklerken kimseden öyle bir tepki gelmedi. Sanırım fazla acınası söylemiştim ve onlarda gülemeyecek kadar üzülmüştü.

Jongin yattığı yerden kalkıp yanıma geldi ve omzuma destek olurcasına vurup bana gaz vermek için bağırdı.
"Dostum, şimdi plan zamanı!"

Yüzümü buruşturup Jongin'in suratına aval aval baktım. "Niye bağırıyorsun? Seni duyabiliyorum."

"Artislik olsun diye, sorgulama."

Gözlerimi devirip kendimi geri attım ama sandalye de olduğumu unutup yeri boylamam uzun zamanımı almadı. Başımın acısıyla tekrar yüzümü buruşturdum.

Tanrım, cidden acınacak hâldeyim!

"Pekâlâ bu işin boku çıktı Park Jimin. Bir şeyler yapıyoruz." Hoseok başımda dikilip bana üstten üstten bakarken tek yaptığım onu izlemekti. Ne demek istediklerini anlamıyordum o yüzden yine susuyordum.

Yattığım yerden güçlükle kalkıp oturdum. Diğerleri de yanıma geldiğinde ciddi olduklarını anladım. Ah, kalbim hızlandı.

"Şimdi Chae Young'un Yoongi'yi unutması ve Jimin'i sevmesi veya Jimin'i fark etmesi için plan yapıyoruz."

Mark sırıttığında herkes onu başıyla onayladı. Tam ağzımı açıp itiraz edecekken Jongin işaret parmağını dudağıma bastırıp konuştu. "Şşt sus, yoksa öperim seni şap şup diye." Öğürme sesleri çıkartan Jungkook'a katılmadan edemedim.

"Şerefsize bak lan, Taehyung'u sömürürken bir şey yok ama di mi?"

"Özel hayatıma karışma gevşek."

"Kesin sesinizi," derin bir nefes alıp devam etti Hoseok. "Fikirlerinizi alayım."

"Bilek güreşi yap hem elini falan tutarsın." Jongin, sabrımı sınıyordu.

"Böyle bir yazıyı instagramda görmüştüm ama her neyse mantıklı. Olabilir."

"Güzel fikir ben de beğendim."

"Chae Young'u hasta edelim ve Jimin ona baksın. Ne bileyim çorba falan yaparsın işte." Bu fikir ise Jungkook'a aitti. Ben bir şey diyemiyordum çünkü Jongin'in beni öpmesi isteyeceğim en son şey bile olamazdı.

"Evet, bu da güzel. Aferin Jungkook beynin arada çalışıyor."

Jungkook, Mark'ın kafasına vurduğunda Mark onu önemsemedi ve bu sefer o söze girdi.

"Bu işlerin uzmanıyım ve bir kız alışverişe bayılır. Onunla alışverişe git, poşetlerini taşı, yirmi dört saatin yirmi dört saatini mağzalarda geçirirken onu kapının önünde bekle."

"Yuh, çok zekice. Bence bunda da anlamazsa onu sevdiğini pes derim."

Hoseok ve Mark birbirlerine çakıp gülüştüler. Sadece göz devirerek izliyordum. Jongin bunların hepsini kağıda yazıyordu, aptallar...

"Kızlar sert erkekleri sever, dostum. Onu sürekli kıskan ve kısıtla sonra bam. Artık evlisiniz.

"O yüzden mi daha önce bir tane sevgilin oldu, Hoseok. Ama neyse bunu da yazıyorum."

Jongin, Hoseok'u bozduğunda hepimiz buna güldük -Hoseok hariç- ama bu bizi ilgilendirmez çünkü komik.

"Hey, durun," telaşla telefonundan bir şeylere bakan Jungkook'la bakışları ona çevirdik. "Olayı Taehyung'a da anlatmıştım ve o da bir fikir verdi, trip atmalıymışsın böylece Chae Young senin gönlünü almaya çalışırmış ve daha güzel olurmuş."

Hımlayarak Jungkook'u onaylayan Jongin bunu da deftere yazmıştı.

"Kızlar çiçeklere bayılır. Chae Young'a hafta da iki veya üç kez çiçek al." fikir Taeyong'tan gelmişti ve çok mantıksızdı.

"Saçmalama ne çiçeği arı mı bu kız?"

"Cidden Taeyong beyin yerine ne taşıyorsun bilmiyorum."

"Siktirin gidin lan şerefsizler." Taeyong hiddetlenerek Hoseok ve Mark'a tekme savurdu. Onu takmadık elbette, cidden çiçek fikri de ne? Saçmalık.

"Ee hangisini yapıyoruz?" En sonun da ben konuşabilmiştim. Elimden gelen hiçbir şey yoktu ve bu aptallar ne derse yapacaktım, yeter ki işe yarasın.

"Bilmiyorum." kağıtta yazılanlara Jungkook göz atarken mırıldanmıştı.

"Hepsini yapıyoruz ve yarın başlıyoruz!"

Ha siktir.

••••

Diğer bölümler çok eğlenceli olacak farkındasınız dimisodnwosndjsod

Bu bölümde JirOseE yoktu ama olsun yağnii

Ya o değilde ben bu arkadaş grubunu yazmayı daha çok seviyorum ya bu jirose kitabı niye böyle oldu ki neys bb

Sizi seviom

Öpüldünüz şap şup

I'm Afraid •JiRose•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin