Kendimi her zaman hayatta her şeye çare bulunur düşüncesine göre telkin etmeye çalıştım. Her karanlık öyle ya da böyle bir gün kesinlikle yerini aydınlığa bırakacak düşüncesi içerisinde olmuşumdur. Her tünelin bir çıkışı olduğu, her yağmur yerini güneşe teslim edeceğini içime ilmek ilmek kazımıştım. Beni bu hayatta ayakta tutan hep bu küçücük umut kırıntıları olmuştur. Öyle ahım şahım neşe dolu bir hayatım olmasa da küçük hayallerim, umut parçacıklarım sayesinde hayatımı sürdürmeye çalıştım. Asla pes etmedim, asla pes etme düşüncesine girmedim.
Ama şimdi kalbimin attığını bile hissedemiyorum. Öyle bir parçalandım ki, parçalarımı toplamak için parmaklarımı bile kıpırdatamıyorum. Bu nasıl bir acı ki, saç diplerim bile bu acıdan nasibini almış. Bu nasıl bir oyun, nasıl bir sınav ? Çok büyük bir beklentimin olmamasına rağmen bu acıyı nasıl kabullenmemi beklerler benden? Benim o küçük umutlarım bir bir toprağa gömüldü, üstüne de hiç düşünmediğim kişiler toprağımı çiğnediler. Bir daha umut filizlenmesin diye iyice üstünden geçtiler. Olan yine bana oldu, benim kalbim parçalara ayrıldı ve mahvolan ben oldum.
Kimseye bir kötülüğüm olmasın, kimse benim yüzümden üzülüp- kahrolmasın diye çabaladım bunca zaman. Zaten anne-babam beni kabul etmemiş, hayata nerden baksanız on sıfır geriden başlayan ben bile için bu çok fazla.
Bu çok adaletsizce ama...
Bu benim için bile çok adaletsizce. Hayata tutunacak her bir dalımı kesmek zorundalar mıydı, bu insafsızlar. Onlara ne kötülük etmiştim ki beni böyle bir çukura hapsetmek istediler. İsyan etmemek için tüm hayatımı sıfırdan inşa etmek için canla başla mücadele eden ben için bu çok adaletsizce. Kalbimi paramparça etmek zorundalar mıydı ? Kemiklerimi eklem yerlerinden kırmak zorundalar mıydı? Beni bu dünyada varlığımdan bile şüphe ettirmek zorundalar mıydı? Bir insanın kendinden şüphe etmesini, akıl sağlığını kaybetmesi için uğraşmaları çok adice değil miydi?
Ben bunu hak edecek ne yapmıştım? İlk defa ama ilk defa öyle bir isyan etmek istiyordum ki avazım çıktığı kadar bağırıp lanetler yağdırmak istiyordum. En baştan beni o yıkık dökük teknenin içinde bırakan anne ve babamla başlayıp bu zamana kadar bana çektiren herkese lanetler yağdırmak istiyordum. Benim nakış işler gibi işlediğim tüm o iyi niyetlerimi yok ettikleri için herkesin yargılanması istiyordum. En kötü durumlarda olmalarını öyle bir istiyordum ki, yok olmaktan beter olmalarını görmek istiyordum. Sadece bunu istiyordum ama bunların olması için ne yapmam gerektiğini hiç bilmiyordum.
Ellerimde görünmez bir ip vardı sanki, elim kolum bağlanmış öyle sadece karşımda oturmuş beni pür dikkat izleyen adama bakmaktan başka bir şey yapamıyordum. Hoş karşımda bir adam var mıydı bundan bile emin değildim. Bu da aklımın bir oyunu olabilirdi? Halbuki ben oyunlardan nefret ederdim. Oyun oynamasını hiç sevmezdim. Şuan ne gerçek ne aklımın bir oyunu onu bile kestiremiyordum. Koltuğa bağlanmış öylece beklemekten başka bir şey yapmıyordum. Karşımda varlığından şüphe ettiğim adamı izliyordum. Gözlerimden yaşlar akmasın diye gözlerimi kırpmamak için uğraşıyordum. Yanaklarıma kadar ardı sıra akan yaşlarımı bile silmiyordum. Öylece beni terk etmelerine izin veriyordum. İçimde öyle bir yılmışlık vardı ki, beni yok etmelerini kabul ettiğimin bir göstergesiydi.
Yok edilmiştim...
Ve kabul ettim, gözümden akan o yaşın boynuma ulaştığında verdiği o rahatsızlığa bile engel olmadım. Kabul ettim. O çukurda kendime yer buldum ve kurtulmak için çırpınmayı bıraktım. Pes etmenin verdiği yıkıklıkla gözlerimi kapattım. Akıp gitmek için bekleyen yaşlara beni terk etmeleri için izin verdim. Bir bir takip ettiler bir önceki akan yaşlarımı. Bir vedayı bile onlarda çok gördüler bana. Derin bir nefes aldım ve hiç bekletmeden yavaş ama bir o kadarda acı bir şekilde geri verdim. Karşımda varlığından şüphe ettiğim adama son bir kere daha gerçek olup olmadığı teyit etmek için baktım ve şüpheli bakışlarım bana gerçekliği net bir şekilde veremediği için ağzımı aralayıp ' Odama gitmek istiyorum.' dedim.
![](https://img.wattpad.com/cover/155072705-288-k133499.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savur Küllerini
Teen FictionHayatının en mutlu gününe adım atmaya gün sayarken, birden gözlerini rehabilitasyon merkezinde açarsan ne olur ? Darbe bu sefer en beklenmedik yerden gelirse, kendini toparlama girişiminde bulunur musun ? Hayat; seni tüm gerçekliğiyle cezalandırmay...