Böyle De Olmaz Ki

6.4K 456 190
                                    

Harry'den

****

Gözlerimi araladığımda gece beni saran kolların ait olduğu bedene bu sefer ben sarılıyordum.

Gözlerimi bir kaç kez daha açıp kapattım ve hemen burnumun dibindeki platin sarısı yumuşacık saçlara yaklaşarak kokusunu içime çektim. Kırmıştı, tüm güvenlik duvarlarımı tek tek, sonunda sabırla ulaşmıştı bana. Dün gece beraber uyuduktan sonra, kollarının arasında uykuya dalarken biliyordum ki onsuz olamam. Varlığı daha öncesinde işgal ettiğinden daha fazla işgal ediyordu ruhumu. Ama bu işgalden şikayetçi değildim.

Farketmeden burnumu saçlarına fazlaca bastırmış olmalıyım ki kıpırdanmaya başladı hafifçe. "Hmmff.. Koku fetişin mi var yoksa Harry?"

Kokladığım başka bir şey olsa ve eskiden olsa ses tonundan dolayı yine kavga çıkarmak istiyor diye düşünürdüm. Ama farkettiğim şeyler arasında tüm o iğnelemelerin ardında her zaman başka bir duygu saklıyor olması vardı. Yeni uyanmış olmanın verdiği rehavetle boğuk da olsa kıkırdadım.
"Evet, bayılıyorum seni koklamaya." dedim inatla.

Kafasını göğsümden kaldırıp bana kaşları havada baktı. Sabah sabah mutlu ve utanmış bir Draco, resmedilmesi gereken bir görüntüydü.
Hafifçe uzanıp burnuna bir öpücük kondurdum. Engel olamıyorum kendime, engel olmak da istemiyordum açıkçası.

Onca zamandan sonra kabussuz ve deliksiz bir uyku çekmiştim, onun sayesinde.
Öpücükten hemen sonra "Günaydın." dedim. Yüzündeki ifade o kadar yoğun ve beklenmedik bir şekilde tatlıydı ki kocaman gülümsemekten başka da bir şey yapamıyordum.

"Günaydın Harry." diyerek yavaşça doğrulmaya başladı, bedenimin onun sıcaklığından uzak olması için hiç hoş değildi, üşümüştüm birden. Omzundan yakalayıp tekrar yatağa çektim. Bana soran gözlerle baksa da umursamadım.

"Böyle de olmaz ki. Erken daha, gel.. " diyerek tekrar yanıma çektim. İtiraz etmedi. Uysal bir kedi gibi kafasını tekrar boynuma yerleştirdi. Derin nefes alışverişini hem duyuyor hem hissediyordum. Daha fazlasını isteyebileceğimi biliyordum evet ama bu kadar çabuk çığrımdan çıkmayı beklemiyordum. Tüm bedenimi arzu esir almıştı ve ben sadece kendimi sıkmaktan titriyorum. Aklımdan bir kaç farklı versiyonda ve pozisyonda Draco ve ben geçiyordu. Neler oluyordu bilmiyorum ama bu zaman kadar düşünmediğim cinselliğim duvarı yıkılmış baraj suyu gibi üzerime yağıyordu. Hermione'nin odaya dalmasıyla biraz kendime geldim.

Bizi öyle sarmaş dolaş görmemesi gerekiyordu. Draco da ben de hemen toparlanmaya çalıştık ama bu tabi ki nafile bir çaba oldu.

"Herm, ben açıklasam, yani açıklayabilirim."

"Açıkla o zaman Harry" dedi kollarını bağlayıp. Ama bir şeyler yanlıştı. Hermione'nin arkasında omzunun üzerinden bakan Ron sanki birisi onu boğazlıyormuşçasına çırpınıyor, kızarıyordu. Gülmemek için canından olmak üzere olan arkadaşıma gözlerimi devirdim. "Herm, şey, yani, Draco ve ben.. Biz.." göz ucuyla Draco'ya baktım, beklenti dolu gözleri üzerimdeydi. Onu öyle görünce birden durdum.

"Hermione, ben, biz Draco'yla beraberiz. Draco Malfoy benim sevgilim." kendi kendime yaşadığım şok herşeyin ne kadar doğru hissettiğinden kaynaklanıyordu. Kendimi durdurmakta yaşadığım problem Hermione'nin göz hapsinde bile devasızdı. Draco'ya çevirdiğim bakışlarımı onun pembeleşen yanakları karşıladı. Ama hala dik duruyor oluşuydu güç veren, "Seni seviyorum." dedim usulca, normalde olsa dilime dolanacak sözcükleri net söylemiştim.

Draco'nun gözleri şaşkınlıkla büyüdü sonra bana sunduğu gülümesemesiyle iki ince çizgi halini aldı. Bana doğru yaklaştığında onu karşıladım ve sarıldım. Sıkıca sarıldım."Özür dilerim, galiba biraz beklettim." dedim.

"Değer, her salisesine değer. Herkes bir Malfoy'u bekletemez biliyorsun değil mi Potter?"

Güldüm, "Ha! Ama beni seviyorsun."

Beraber gülmeye devam ettik. Kafamı çevirdiğimde ne Hermione ne de Ron görünürde yoktu.

Hay Merlinler, arkadaşlarımı unutmuştum.

****

Draco'dan

Harry çantasını hazırlamak için eşyalarının yanına gittiğinde hızla hazırlanıp diğerlerinin yanına gittim. Ron şimdi daha normal tonlarda olsa da hala kızarıktı. Hermione içeri girdiğimde bana anlayışla gülümsedi.

"Sonunda ha?"

"Sonunda.. Değil. Başında. Bu sadece başlangıç Herm. Bu benim hayatımın en güzel günü. Net."

"Ronald da bana hortkluğu yok ettiğiniz geceki ayrıntıları anlattı bu arada."

"Senin bildiğini bilmiyorlardı. Kendisi anlatsın istemiştim." dedim.

"Draco Lucius Malfoy, ağzın kulaklarında!" diyerek kıkırdadı.

"Evet adamım, beni ürkütüyorsun." dedi Ron, ardından o da güldü. Harry hazır bir şekilde yanımıza geldiğinde beklentiyle Herm ve Ron'a bakıyordu. Onlar ona gülümseyip tek bir yorum yapmadan etrafını sardıklarında kabullenilmenin verdiği sevinçle bana bakıyordu. Derin yeşillerinde tekrar tekrar kaybolmayı diletircesine bakıyordu. Ruhunu ruhumda hissedebiliyordum ve bu, delirmek güzel şey diye düşündürüyordu.

Herşeyi toparlayıp sonunda yola çıktığımızda Harry'nin eli elimdeydi, mutlulukla ilerledik.

Bundan sonra hep yapacağımız gibi.

****
Raporluyum gene, alınız bölüm.🤗
Sizi seviyörüüng
Bb✌️

Safsın (Drarry)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin