-86-

108 3 304
                                    

Herkes gittikten sonra Yasemin, odasına çekilip sinirle yatağına oturmuştu. Nergis anne olan biteni bilmediğinden bu sinire anlam verememişti. Yasemin, odasında sinirle soluk alıp verirken, sürekli ayağı kalkıp sabırsızlıkla gezinirken aniden içeri Büşra girdi.

Yasemin, kızını görmeyi beklemiyordu. Büşra, ona hayal kırıklığıyla baktı ve yanına yaklaştı. Annesinin yüzündeki siniri görebilecek kadar büyüktü, ama bu ani sinire o da anlam veremiyordu. Bu yüzden annesini biraz sıkıştırması, soruşturması gerekiyordu. Madem annesi onun yanına gelmiyordu, o yanına gelirdi.

"Niye birden yukarı çıktın anne?" diye masumca sordu. Yasemin, köşeye sıkışmış gibi hissederek afalladı. Bir şey diyecek gibi oldu ama Büşra diyeceğini tahmin ederek konuştu: "Canın sıkılmadı, sen bir şeye gerçekten sinirlendin! İyi de neye sinirlendin, ne oldu birden?" diyerek ona daha da yaklaştı. Yasemin dayanamayarak yatağına çöktü.

"Sadece, güçsüz hissediyorum kızım. Hepsi bu kadar..." diye geçiştirmek istedi tekrar. Ama Büşra geçiştirmeyerek yanına oturdu: "Sadece güçsüz hissetmek değil bu, biliyorum. Herkes gitti, evde tek sen kaldın diye mi üzüldün? Eğer öyleyse hadi, biz de dışarı birlikte çıkalım!" dedi hevesle. Yasemin, kızının bu hevesine gülümsemeden edemedi. Bütün siniri, kızının hevesini görünce eriyip gitti sanki.

Ama Büşra, dışarı çıkmaktan bahsedince Ateş'le o kadının dışarı çıktığı tekrar aklına geldi ve siniri ortaya çıkmaya başladı: "Hayır tabi ki, çocuk muyum ben; beni dışarı çıkarmadılar diye öfkeleneceğim!" diyerek başını çevirdi. Farkında değildi ama, hal ve tavırları hep çocukçaydı. Büşra, en son dışarı çıkanları hatırladı. Zeynep annesiyle yeni konuşmuştu annesi, öyleyse onun dışarı çıkmasına sitem etmezdi. Nilgün teyzesine tavır alacağını hiç sanmıyordu, öyleyse geriye kim kalıyordu?

Ateş...Büşra, kafası karışarak annesine döndü ve o soruyu sordu: "Sen Ateş abinin mi dışarı çıkmasına sinirlendin?" dedi ama hala bu söylediğinden emin değildi. Yasemin, Ateş'in adını duyunca birden kızına döndü. Genç kızın yüzü kıpkırmızı olmuştu, inkar etmek istiyor ama konuşamıyordu. Sonunda pes etti ve hızla başını sallayıp başka tarafa baktı.

Büşra durumu anlamaya başlamıştı. Annesinin konuşması için daha fazla sıkıştırması şarttı: "İyi de neden? Seninle gezmeye çıktığı gibi gayet başkalarıyla da çıkabilir." Diye başladı söze. Yasemin, daha fazla geriliyordu ve Büşra'nın dediklerini ciddiye almamaya özen gösteriyordu. "Tabi ki çıkabilir." Dedi ama sesi fazlasıyla sitem doluydu.

"Hatta başkasını da çok düşünebilir, ilgilenebilir...Olabilecek şeyler bunlar anne, niye bu kadar takıldığını anlamıyorum." Diye devam etmişti, ama olayı git gide daha iyi anlıyordu. Bu söyledikleri üzerine Yasemin dayanamayarak ayağa kalktı ve odadan çıkmak için kapıya yöneldi: " İlgilenebilir tabi ki kızım, olabilir böyle şeyler. Benim sadece biraz başım ağrıyor, sen bana bakma. Hadi gel birlikte aşağı inip kek, poğaça bir şeyler yapalım..." dedi dengesiz bir sesle. Büşra, annesinin bu tavırlarına şaşırarak peşinden geldi.

Birlikte mutfağa inip malzemeleri hazırladıkları sırada, aniden kapı çaldı. Büşra kapıyı açmaya koştu: "Ben bakarım!" diyerek gitti ve kapıyı açar açmaz gelen Nilgün'e annesinin durumundan kısık seste bahsetti: "Annem pek iyi değil Nilgün teyze, Ateş abi bir kadınla dışarı çıktığından beri böyle." Dedi özetle. Nilgün, afallayarak Büşra'ya baktı: "Ateş mi?" dedi ve içeri girdi.

Büşra başını sallayınca: "Dur bakalım, anlarız şimdi halini." Diyerek Yasemin'in yanına mutfağa gitti.

Mutfağa girdiğinde Yasemin'i, ellerini tezgaha dayamış ve başını öne eğmiş çaresizce gözyaşı dökerken görmüştü. Endişeyle yanına geldi: "Yasemin?! Neyin var arkadaşım?" dedi ona eğilerek. Büşra da üzüntüyle annesine bakıyordu.

Mavi RüyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin