Hikayeye başlamadan önce buraya tarih ve saat atarsanız tatlı bir anı biriktirmiş oluruz. 🎈
•GİRİŞ•
Son kez ellerimli saçlarıma hacim vermek için dolandırıp omuzlarımı dikleştirerek samimiyetsiz bir gülüşle kapıyı hafifçe araladım. Karşımda oldukça pahalı olan takım elbisesiyle ve her daim insanlara güven vermeyi hedefleyen bakımlı bir yüze sahip adamı alaylıca selamlayarak içeri girdim. Elimdeki dosyaları masasına savurarak,
"İnceledim dosyaları. Bunu yapmam için beni tatmin etmelisin. " dedim.
Tek dudağını kıvırarak: " Bu görev için senden daha iyi biri olmadığını biliyorsun, ondan bu kadar rahatsın değil mi? "
" Hayır, benden daha aptal birini bulamayacağınızı düşündüğünüz için ne istersem yapmaya hazırsınız. "
Ayağa kalktı. Adımları bana doğru yönelirken omuzlarımı kavradı ve "Bak Duru, yıllardır bizim iç yüzümüzle birliktesin. Senden daha deneyimli ve güven verici bir insan yok. İkimizde biliyoruz ki bu görevi daha uygun fiyatlar karşısında yapabilecek birçok kişi var ama bu paraya gerçekten ihtiyacı olan ve senin gibi yapabilecek çok az sayıda insan var. "
Acırcasına gülümsedim. " Zorundayım dimi, bu parayı ve can güvenliğini başka yerde bulamam. " kafasını salladı.
" Can güvenliği aslında tartışılacak bir konu. Biliyorsun hayat bu, karşımıza ne çıkacağı belli olmaz. "
Ellerimde olan omuzlarını indirip cama doğru ilerlerken ellerimi göğsümde birleştirdim. " Tam tahmin ettiğim gibi, ölüme sürüklendiğim bir görev daha. Sizin için çok kolay; her şey paranız, kirli işlerinizi temizleyecek onlarca kukla, buna rağmen sizi temiz sanan birçok çalışandan ibaret. İşin içine asla dahil olmuyorsunuz! " yükselen sesimi duymuyormuş gibi benim aksime daha sakin kalarak :
" Biz de işimizi bu şekilde hallediyoruz. "
Dişlerimi sıktım. Ona odamda olduğumu ve bu teklifi biraz daha düşüneceğimi söyleyerek dışarı çıktım. O da peşimden geldi.
İkimizi de odanın içine sokarak kapıyı kapattı.
" Bak, eğer bu görevi kabul edersen büyük paralar kazanacağını biliyorsun. Ve kendini işe aldırmayı başarmana bile 10 milyona anlaşabiliriz. "
Kaşlarımı çattım. Bu görev onun için fazlasıyla önemliydi anlaşılan. " Sadece işe girmeye? "
" Eğer o elmasları çalarsan ne kadar kazanacağını tahmin edebiliyor musun? "
" Bir şartla kabul ederim görevi. "
Bıkmış bir şekilde kafa salladı ve konuşmamı bekledi. " Elmasların 1/3 ü benim olacak. " Bu onun için ciddi bir mevlaydı.
" Böyle bir şey mümkün değil. %5 alsan bile senin masraflarına fazlasıyla yeter. Payına düşeni %3 olarak hesapladık. "
Eğer %3 bile benim ilaçlarıma yetecekse, elmaslar gerçekten çok değerliydi ama bu sefer konuşma sırası bendeydi.
" Üzgünüm, 1/3 dışında çalışmam. " dedim meydan okurcasına.
Sinirlenmişti. Başka çaresi olmadığını biliyordu. " Bunu sana veremem. "
Olumsuz anlamda kafamı salladım ve son kozumu oynadım.
"Pekala! Nasıl istersen." Gülümseyerek baktım. Kaşlarımı meydan okurcasına kaldırarak;
" Anlaştık, sözleşmede bunu da belirtirsin " dedim. Beni onaylar biçimde kafasını salladı ve yarım yamalak "Anlaştık." Dedi.
