2.Bölüm

26 3 1
                                    

Uçağa bindim ama bir eksiklik vardı. Kardeşim uçağa binmemişti Çanakkale'ye geldiğimde direk babamı aramış ve kardeşimin uçağa binmediğini söylemiştim. Ancak, babamın "Biz Çanakkale'ye gelmiyoruz"demesiyle olduğum yerde çakılı kaldım "Nasıl yani ne demek gelmiyoruz"dediğimde anlatmıştı herşeyi , beni evde istemediklerini ve bundan dolayı beni Çanakkale'de ki dedemin kardeşinin yani babamın amcasının  yanına bıraktıklarını söyledi. Kendimi umutsuz vaka gibi hissediyordum resmen. Evden kovulmuştum içimden ağlamak geliyor ama gurur yaptığım için ağlamıyordum. Bir anne baba neden çocuğunu istemez ki ? anlayamıyordum. Demek ki onlar beni istemiyor ben de onları istemem olur biter (biter mi acaba? ) Ama ben ayaklarımın üzerinde nasıl duracağım, nasıl geçimi mi sağlayıp nasıl okuyacaktım daha 17 yaşımdaydım, reşit bile değildim. Off nasıl bir hayat hikayesi bu ? telefonuma gelen konumu takip ederek amcamın iş yerini buldum. Koca bir holdingti içeri girince iri yapılı bir güvenlik yanıma gelerek "Nasıl yardımcı olabilirim ? " Dediğinde gülümseyerek " ben amcamın yanına gelmiştim ama..." deyip sustum. Güvenlik te gülümseyerek ; "Amcan kim gız senin ?" dedi hem şaşırmış hem de komiğime gitmişti konuşma tarzı "Mithat Karacan" dediğimde adamın yüzündeki gülümsemenin yerini şaşırmış bir ifade aldı. "İyide o adamın akrabası varmıymış " dedi. Kendi duyabileceği bir şekilde . Ama bende duymuştum amcamın karısı ölmüştü ama, çocuklarına ne oldu bilemedim . Güvenliğe meraklı gözlerle bakınca " gel seni odasına götürüyüm " dedi ve önden önden yürümeye başladı . Koskocaman bir asonsere binip 22 kata bastı. Bu kadar fazla katı olan bir binaya ilk defa geliyordum. 3 dakika 30 saniye de asansörün kapısı açıldı. Çok sakin ve sadece telefon zil seslerinin bulunduğu bir koridora girdik. Koskocaman bir kapının önüne gelince güvenlik kapıyı göstererek yanından ayrıldı. Kapıya vurmak için hiç cesaretim yoktu. Vursam ne deyip girecektim ki. Geleceğimden haberi var mıydı yoksa davetsiz bir misafirmiydim? Sonunda kapıyı sakince tıklattım. İçeriden"Gel" diye bir ses duyunca kapıyı yavaşça açtım. İçeri ilk kafa mı soktum. Etrafı iyice süzüp amcamın nerede olduğuna baktım. Pencereden ellerini arkadan bağlamış bir şekilde bakıyordu. "İçeri girsene kızım!" dedi. Hiç kıpırdamadan içeri girip başımı yere eğerek "merhaba amca! ,kusura bakma bu halde karşında olmayı istemezdim ama başıma..." Lafımı bitirmeden susturdu beni. ve önünü döndü hiç değişmemiş aynı küçüklüğümde de olduğu gibi sapasağlam duruyordu karşımda"Ne kusuru kızım herkesin ailesi ile arasında bir anlaşmazlıklar olur elbet. seni severim bilirsin Arda abin de Demet abla okumak için yurtdışına çıkınca ben de mecbur tek kalmak zorundayım. Başından geçeni biliyorum. Babana da benimle kalmanı teklif eden de benim. son zamanlarda babanın seni evden uzaklaştırma kararı alması beni bir hayli üzdü. Ve senin de üzülmeni istemedim" dedi dediklerinde haklıydı aslında her ailede sıkıntılar vardır ama benim gibi evden de kovulmazlar. Amcama bakamadım"peki amcacığım benim buraya gelmemi sen istedin de sen söylemeden önce babam beni nereye gönderecekti? "Bu sorunun ardından iki koluna da açıp sarılmam için gözleriyle işaret verdi. Neredeyse koşarcasına gittim yanına,ve öyle sıkı sarıldım ki resmen plastik şişe gibi yapılacaktı adamcağız.ona sarılınca istemsizce akan gözyaşlarımı silerek 1-2 adım geriye çekildim. Amcamın gözlerinin içine bakarak bir şeyler demesini bekledim. Kollarımdan tutup beni odasında bulunan siyah renkli deri koltukları oturttu. Yanıma oturarak"Yurda vereceklerdi, ben yeğenimin yetimhanelerde büyümesine izin veremem.neyse bu konuyu kapatalım hem sil bakayım şu gözyaşlarını ağlamaktan gözlerin kıpkırmızı oldu. Hem söyle bakalım yeni evini görmek ister misin?." diye sorunca kafamı onaylar casına salladım o da gözleriyle beni onaylayınca ayağa kalkıp ceketini aldı. Ben de sandalyenin kenarına koymuş olduğun bavulunu alıp odadan dışarı çıktık. Kapının önünde duran kız elinde tablet ile amcamın yanına geldi amcam beni kıza tanıtınca kız eline bana doğru uzattı.  Nazikçe elini tutup"merhaba"dedim. Ama o sadece başını sallamakla yetindi. "Aman çokta umrumda sanki", amcama takip ederek şirketten çıktım.kapının önüne gelen arabaya bindik ve yeni eve doğru yola çıktık neredeyse yarım saat süren yolculuk ardından amcamın evine, yani benim yeni evime geldik. Ben buraya ilk defa geliyordum ve eski evinden eser yoktu. bahçesinde havuzu bile vardı giriş kapısının önünde Aslan heykelleri dahil her şey içeri girince bu kocaman evi holding'i sayesinde olduğunu anlattı. Amcam yıllardır görmüyordum ve bu evi ne kadar yıl boyunca çalışıp aldığını da bilmiyordum. Evin her yerini gezmiş en son bir kapının önünde durmuştuk çenesi ile kapıyı gösterip"aç bakalım"dedi. odanın için siyah ve lila rengi ile bezenmiş bir yatak, bir makyaj masası, bir tane çalışma odası, bir tane tekli koltuk ve tavan da devasa bir pencere, odayı gezmeye devam ederken bir kapı gözüme çarptı. Kapıyı açınca karşıma kocaman bir dolap acıktı dolabın içi benim zevkime ve bedenime göre doldurulmuştu. Her kombine uygun ayakkabı, şapka, çanta hepsine bayılmıştım. Koşarak amcamın yanına gittim ve elini öptüm. Sonra amcam da beni öptü ve"burada bulunan her şeyi senin kitaplar, kıyafetler ve burada gördün her şey ha bir de unutmadan şu çekmeceye açar mısın Buğlem?amcamın gösterdi çekmeceye açınca karşıma çıkan şeyler gözlerimin içi parladı. Çekmecede bir çanta ve bir de okul forması vardı ama hangi okulun forması ki bu? "Ama amca bu hangi okulun forması ki?" "Doğa koleji"

2. Bölümüm sizlerle inşallah beğenirsiniz ❤️❤️

I Need Your LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin