Çıkmaz sokaklardan birinden yükselen acı çığlığın ardından, yere soğuk bir ceset daha düştü . Ve yüzünde belirgin bir ciddiyetle, ufak ıslıklarla ,hızlı adımlarla , oradan uzaklaşan karanlık bir gölge göründü...
Bu polisiye ve aşk romanına dayanabi...
-Komiser Kate..Ben cidden anlamıyorum.Bu katilin yalnızca üçümüzle uğraştığını da sanmıyorum,amacı ne bunun?
-Jackson...
-BAYAN KATE NEDEN CEVAP VERMİYORSUNUZ BANA?!
-Bay Jack yeterli bu kadar,onu rahat bırakın,lütfen.
Kate derin düşüncelere dalmıştı.Okuduğu isim aklında tekrar tekrar yankılanıyordu."Jeon Jungkook"..Tanıdık bir isimdi bu.Geçmişten gelen..Lise günleri geldi aklına tek aşkının katiliydi bu.Kötünün yarısını ağlayarak ve hırsını bileyerek geçirmişti.Gözlerini çok iyi hatırlıyordu.Siyahtı,simsiyah.Masumca bir yüzden kimse bunu beklemezdi.
-Jackson,kendimi iyi hissetmiyorum.Belki de yalnızca davayı bırakıp,gitmeliydik.
Jack şaşkınlıkla sevdiği kadının yüzüne odaklandı.Ne demekti bu? Sevdiği kadın değişiyor muydu? Tek tek düşüncelerini ayıkladı.Onu destekleyecekti tabiki. Kurnaz adam Jack..Kate'in acılarını kullanarak ona yaklaşmaya çalışmak..Akıllıca.Ancak daha akıllıca bir şey var,ilişkide mutlu edemeden,mutlu olamazsın.. ^^
-Sen yani siz öyle istiyorsanız,neden olmasın?(Kolunu Kate'in omzuna koyarak) Ağlama canım,neden ağlı-
Jack'in sözü aniden Rosa tarafından kesildi(Laf kesmeyi çok seviyor şu kadın galiba)
-Kolunu çek! Hemen! Canım, ne demek oluyor,kurnaz herif.Uzaklaş ondan.Anladım,herkesin hisleri olabilir ama insanların anılarını kullanmak,sizin gibi bir polis için bile fazla.
-S-Siz kimsiniz ki,nasıl konuşacağımı öğretiyorsunuz bana.Kolumu da çekmiyorum!
Kate ağlarken hiçbir şeye odaklanamıyor ve önünü göremiyordu.Canı öylesine yanıyordu ki..Kendini savunamıyordu.Jack'in bu hareketinden de rahatsız olmuştu.
-Çekmiyor musun? Güzel ama uyarayım,çekmezsen o kolu kesecek birini tanıyorum.(Hafifçe kıkırdayarak) Aman nasıl da korkuyorsun?
-NE KORKMASINDAN SÖZ EDİYORSUNUZ?!? HAH,B-BEN KATE RAHATSIZ OLMASIN DİYE,ŞEYY..
-YETER! Lütfen çıkın hemen,Bayan Rosa teşekkürler,beni savunduğumuz için..Biraz dışarı çıkacağım,o zamana dek ofise siz de girmeyin Jackson Bey,size artık güvenmiyorum.Bunca yıllık iş arkadaşınıza sarktınız,siz cidden!
-B-Ben özür dilerimm.
-Susun,Bay Jack,konuşmaya hakkınızın olmadığını düşünüyorum..(böylece Jack,Rosa tarafından bir kez daha susturuldu)
Kate,hava almak için dışarı çıktı.Gökyüzü yağmurluydu yine,aynı ağlayan bir ruhun çıkardığı gürültüler gibi,şimşekler ardı ardına çakıyordu.Yalnızdı,üşüyordu ama bu his onu rahatlatmıştı.İhanetler,Bay Karanlık'ı ona unutturmuştu,yine ona.Sanırsam o yakışıklı ama acımasız sevgilisini düşünüyordu.Aslında onun yüzünden çok fazla acı çekmişti,öldürülmesi iyi mi olmuştu ki?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Derken ona sarılan iki kolu hissetti.Kafasını kaldıramıyordu,sanki teselli edilmeye ihtiyacı varmış gibiydi.Sessiz kaldı..Dakikalar hızlıca akıp giderken,iki kol ondan ayrıldı ve ona bir şemsiye uzattı.Şemsiyeyi aldı ve kafasını kaldırmaya cesaret ettiğinde ise muhteşem bir yüz ile karşılaştı.Yağmur damlaları o yüzün,saçlarını ıslatmıştı.Çok yakışıklıydı.Ona gülümsüyordu,yalnızca.Gözlerine dalmışken,simsiyah bir mutluluk sardı bedenini.Bu umutsuzluğun yakasında kara bir prensin,onu kurtardığında hissettiği bir duygu olmalıydı.Gözyaşları halen süzülürken,bir ses duydu.Çok tatlı ve düşük voltajlı bir ses.
-Ağlama,ağlayınca daha da aşık olunası bir hale geliyorsun..
-Ne?
-Ağır bir yük bu,değil mi?Yükünü paylaşacağım,sen ne zaman istersen..
Bu gözler çok tanıdıktı.Muhteşem ama karanlık...^^
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.