STRAPİEN

TANITIM

Uçsuz bucaksız bir kara delikte,

Parıldayan sonsuz, Verdim'de.

Tanrı'nın eliyle biçimlenen,

Lütuf gibi, duasıyla yanan,

Gidip bulunacak ya da uğrunda ölünecek,

Zaferin ışığının yolunda.

Uzun yıllar, sönen yıldızlar,

Krallıktan göçen umutlar,

Hepsi dövülünce Verdim'de,

Çıkar ortaya Strapien.

Yüceler yücesi, en nihai yıldız,

Zaferin Işığı.

Verdim ölürken, hayatımın üstüne, yıldızlara yazılan bir yemin ettim. Kanım Verdim'in St-rall'ında gezinirken, kelimelerim ruhuma kazındı. Binlerce yıldır hüküm süren krallığımın yok olmaması için, sayısız ışık yılı kadar yol tepmeye gönüllü oldum. Tanrı'nın eliyle yarattığı Verdim'e hayatı getirmek, Nebu'ya zaferi tattırmamak için yıldızlarımı öldürmeye razı oldum.

Krallığımın yaşam kaynağını, en güçlü yıldızını, Zaferin Işığı'nı bulmam gerekiyor. Onu evine, Verdim'e geri götürmeli ve St-rall'ın en tepesine, hiç sönmeden parlayacağı Altın Taht'a koymam gerekiyor. Nebu'nun saldırgan ve vahşi karanlığına karşı koyabilecek, onları yenebilecek ve silinmeye başlayan yıldızları yeniden parlatabilecek tek şey en güçlü yıldızımız.

Neht Meclisi bana her St-rall başına savaşçı bahşetti. Neht'in üyeleri en iyilerini göndermeye razı oldu çünkü Verdim'in yok olması demek, sayısız tarihin, en büyük ışık kaynağının ve yaşam gücünün yok olması demekti. Bunun sonucu, Zaferin Işığı'nı bulmak için kuyruklu yıldızların ışığına büründük.

Strapien'i bulmak için Orsa'ya, Dünya'ya doğru yola çıktık.

"Yıldızlardan düşen, yıldızlara geri döner."