BÖLÜM - 7 (FİNAL)

1.8K 152 34
                                    

Multi: Bora

Kütüphaneye kitap bırakmak için gittiğimden dolayı eve birazcık geç geldim. Bora onun yerine sarmayı tercih ettiğimden "Sen sarmalarla git kütüphaneye," dedi. Ben de tek başıma kaldım.

Kaldırımda çizgilere basmayarak yürüdüm. Eve geldiğimde ayakkabılarımı çıkarırken içerinden gelen ağlama seslerini duydum.

İnşallah abimin telefonu kırılmıştır.

Abim geçen hafta telefonumu klozete düşürmüştü ve abimin salaklığı yüzünden bir haftadır telefonsuz dolaşıyorum.

Anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım. Kapıyı açtığımda beş yüz tane teyzenin salonda oturup ağladığını gördüm. Bazı teyzeler helva gömüyordu bazıları da "Çok gençti," diyorlardı. Biri mi öldü acaba?

Odaları dolaştığım halde bana bakan ya da beni takan yoktu. Serkan ve Nisa'yı helva dağıtırken görünce hemen yanlarına gittim.

"Nisa noluyo lan burda?" Nisa beni takmadı bile.

Serkan çoktan birine helva götürmüştü bile. Nisa yanımdan yürüyüp uzaklaştı. Odama gittiğimde annemin bağırışını duydum. "Kızım." Başka bir şeyler de dedi ama devamı duyamadım.

Yatağımın üzerinde beyaz çarşafın içinde birisi yatıyordu. Yatağın yanında da imam kıyafetli biri dua ediyordu. Abim çarşafa dokununca odadaki teyzelerden biri "Oğlum ölüye dokunulmaz," diye abime çemkirdi.

Bir dakika ya. Ben mi öldüm lan acaba?

Tüm parçaları birleştirince bu fikir çok mantıklı geldi. Öldüysem eğer ben nasıl ve ne zaman öldüğümü neden bilmiyorum? Hmm...

Tekrar salona indim. Sehpaların üzerindeki helva tabaklarında birini alıp yemeye başladım. İNSANIN KENDİ HELVASININ TADI DA Bİ BAŞKA OLUYO BE.

Salonda elimde helva tabağıyla yürümeye başladım. Bir kahkaha sesiyle koltuktaki Tuna'yı fark ettim. Bora ve Deniz'in arasında oturuyordu. Bora Tuna'nın kafasına vurdu. "Cenaze evinde gülünür mü arkadaşım?" Çok fazla yaşlı olan bir ortamda arkadaşlarımıza hakaret edemediğimizin büyük bir örneğisin Bora. Tebrikler.

Nerde kalmıştık. He ben öldüydüm.

Helva da güzelmiş. Helvadan bir kaşık daha alıp ağzıma attım.

"Ben biraz hava alacağım."

Bora ağlamaktan şişmiş gözlerle balkona çıktı ben de arkasından balkona gittim. Kapıyı kapatıp dışarısını izlemeye başladı. Gözlerinden akan yaşları görünce içime bir öküz oturduğunu hissettim.

"Bora." Bana bakmadı. "Bora ağlama bak valla ölmedim. Burdayım bak ce ee." Bana yine bakmayınca kollarımı vücuduna dolayıp sarıldım ama bana karşılık vermedi. Bir süre daha balkondan dışarıyı  izledi ve içeri girdi.

Evdeki teyzeler toplu bir şekilde ayağa kalkıp annemle vedalaştılar ve gittiler. En son imamı da gönderince evde bir tek bizimkiler kaldı.

Helva tabağını mutfağa koydum ve bir tabak daha alıp salona doğru yürüdüm. Elimde helva tabağıyla salona girdiğimde Tuna kahkaha attı. Bora ve Serkan aynı anda kafasına vurdu. Tuna'ya pek de etki etmedi ama olsun.

Tuna'nın kahkahasıyla hepsi ciddi hallerinden ayrılıp gülmeye başladı.

"Çok güzel gidiyordu ama ya."

"Tuna gülmeseydi daha da devam edecekti."

"Geldiğinden beri kendi helvasını yiyor ama ben gülünce suçlu oluyorum."

THE SARMA SCHOOLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin