Sabah uyandığımda demeyeceğim çünkü uyumadım. Nasıl uyuyabilirdim ki?
akşam saat 10:00'da uçağım kalkacaktı.Bugün arkadaşlarımla vedalaşmak için hazırlandım ve çıktım.***
kızlarla her zamanki 41cafe'de buluştuk.
"Kızım ne oldu ya? Panda gibi yuvarlanarak geldim buraya kadar"dedi Alexandree kolunu gösterirken.Koluna baktığımda küçük bir sıyrık vardı.
"Ne oldu lan?"dedim
"Nolucak ayağı takıldı yere yapıştı ve iki turda döndü"dedi Elif.
içimden ne kadar 'Mesnevi'den ders aldığım döndüm Mevlana gibi...' çalsada ciddi olmam gerek."Sen onu bunu boşver de ne oldu anlat"dedi heyecanla Alexandree.
"Ben gidiyorum"dedim
.
"Nereye gidiyorsun salak daha yeni geldin"dedi düz mantık Elif."Kızım öyle değil ya Güney Kore'ye gidiyorum"dedim bunun için fazla sevinçliyim ama arkadaşlarımdan ayrılacağım içinde çok üzgünüm.
Alexandree'ya baktığımda yuvarlak gözlükleri burnuna kadar inmiş kaşlarını kaldırmış gözleri dolmuş bir şekilde bakıyordu.Elife baktığımda Alexandrre'dan farkı yoktu.
Alexandree toplanıp gülerek;"Kızım zaten korelilere benziyorsun aralarında kaybedicez seni"dedi Alexanree. Gülüştük.
Uzun süre konuştuk...
"Peki ne zaman döneceksin?"dedi Elif.
"işte orayı tam olarak bilmiyorum"dedim.
***
Arkadaşlarımla uzunca konuştuktan sonra Annemle vakit geçirmek için eve gittim.bir yandanda valizimi topluyordum. Çok heyecanlıydım hem BTS ile tanışacağım için hemde hayellerimin ülkesi Kore'ye gittiğim için.En kötüsü de Bang Shi Hyuk -BİGHİT CEO'su-ile ne konuşacaktım?
***
Herkesle vedalaşıyorum şuan artık dayanamadım ağlamaya başladım.Annemden ayrılmak çok zordu,arkadaşlarımdan da ayrılmak zordu tabiki.
"Yeter yahu ağlayıp durmayın"dedim ama kimse ne dediğimi anlamadı,çünkü ben ağlayınca ne dediğim anlaşılmaz.
Baya uçaktayım şuan ve topraklarımdan ayrılıyordum içimde efsane bir hüzün vardı ama bir o kadar da heyecan vardı.İlk defa uçağa binmiştim ve ilk bindiğim uçakla Kore'ye gidiyorum.
***
Ben Kore'ye ilk adımımı attım inanılmaz bir histi şuan etrafta gördüğüm her Koreli'ye sarılmak istiyordum ve ortalıkta depar atmak istiyordum. Derin nefes aldım. SAKİNİM...
"Merhaba"dedi birisi acaba Türkiye'ye geri mi döndüm lan. Karşımda Türk olduğu her yerden belli 1.65 boylarında kaslı bir adam vardı."Merhaba?"dedim sorarmışçasına.
"Benim adım Mert. Beni Emir Bey yolladı,size burada bir nevi rehberlik yapacağım Semra Hanım."dedi
"Haaaaa..."dedim.Neden böyle bir tepki verdimki. Rezilikte bir numarayım.
"Bu taraftan lütfen"dedi eliyle lüks arabayı gösterirken.
Şuan da camdan bakan fino köpekleri gibi dışarıya bakıyorum.Sokaklar da bir sürü Koreli vardı. Götümden dışınk dışınk diye taramalı tüfek gibi kelebekler atıyordu. Camı açtım ve elimi dışarı çıkarttım ve dizilerdeki gibi elimi rüzgarda dalgalandırmaya başladım ve içimden duygusal bir fon müziği çalmaya başladım.
"Şey...Semra hanım lütfen elinizi içeri sokun bir araba kolunuzu kapsa.Allah korusun."dedi. Al işte sonra Türki'ye niye gelişmiyor. Elimi içeri soktum ve müzik dinlemeye başladım. Bozuldum lan.
***
"Buyrun Semra Hanım"dedi. Hanım demesi çok tuhafıma gidiyordu. Yani sonuçta ben ve hanım ne biliiimm...
Arabadan indim. ve koca şirketin önünde durduk.BU KADAR ÇABUK MU KONUŞACAKTIM??!!
"Semra hanım iyi misiniz?"dedi Mert abi.
"Şey bu kadar çabuk mu konuşamam lazım?"dedim utangaç bir tavırla.
"CEO her zaman meşgul ve onunla sadece 15 saniye konuşabilirsiniz belki de daha az"dedi. İçime su serptin valla sağol ya...
Şuan asansörde plan yapıyordum. Sakin olmalıyım. Kullaklığı aktif hale getirmeyi de unutmamalıyım. Ay heyecanlandım.Kalbim deli gibi atıyordu. Aksiyon filmdeymişim gibiyim.
İşte o an gelmişti Mert denen abi kapıyı tıklatı ve CEO'ya selam verip beni buyur etti. Bende selam verip içeri girdim. Ne demeliyimki?
(KORECE KONUŞULUYOR)
"Merhaba bay Bang Shi Hyuk"dedim eğilerek sandığıman daha ciddiyim. çünkü sinirliydim bu adama.
"Merhaba bayan ımmm..."
"Semra"dedim.
"Bayan sema"dedi.Dili dönmüyordu tabi Korece 'R' harfi yok.
"Direk konuya gireceğim"dedim ciddi bir ses tonunda ama aksine o daha alaylı bir şekilde bakıyordu. CEO sen hayırdır acaba?!
"Bir dakika"dedi ve Mert abiye döndü.
"Met bey lütfen bizi Sema hanımla yalnız bırakır mısınız?"dedi. Dur ne Met mi? MET. Yok net. Yok anasının dini. Kendimi gülmemek için zor tutuyordum.Mert abi selam vererek çıktı.
"Buyrun küçük hanım"dedi oturmamı işaret ederek,tekrar alaycı bir ses tonuyla,yaşım küçük olduğu için beni küçük görüyordu. Cesaretim azda olsa kırılıyordu.
"ımm...şey...nasıl desem...şeyy..."gevelemeye başlamıştım. Lanet girsin.
"Emi bey sizinle bunun için mi konuşmamı istedi? Tam bir zaman kaybı"dedi sinirlenmişti. Haklıydı. Çünkü on dakikadır geveliyorum.
"Zaten süremizin de sonuna geldik buyrun küçük hanım"dedi eliyle kapıyı göstererek bende kafamı eğerek kapıya doğru yöneldim.
Başaramamıştım işte. Ne bekliyordum ki? Ya BTS gerçekten ayrılırsa, ya ARMY'ler intihara kalkışırsa. Tamam kullağa saçma gelebilir fakat şuan bana acayip mantıklı geliyor. Tam kapı kolunu tutmuştum ki bir hışımla arkamı döndüm.
"Düşünsenize birçok insan intihara kalkışacak"dedim. Bir daha düşününce gerçekten çok saçma bea.
Toparlaaya çalıştım. Ellerimi masaya vurdum."Peki ya Jin...Jin ayaklarınıza kapan..."dememe kalmadan bu sefer o ellerini masaya vurdu.Ürkmedim değildi.
"Sen bunu nereden öğrendin?"diye bağırdı. Nedense şafak sezer gibi 'bağırma lan milletin içinde' diye bağırasım gelmişti.Yavaşça ellerimi masadan çektim ve oturup arkama yaslandım.
"Adımı hiç duymadınız mı? Gerçekten mi?"dedi kesinlikle bir K-drama da oynamalıyım.
"Anlamadım?"dedi. Neyini anlamadın hemşerim Türkçe de kouşmuyorum ki. Neysem.
"Bu küçük gördüğünüz hanım sizden daha büyük bir hacker"dedim ve tabiki de bana inanmadığı her halinden belliydi.Kanıtlamam gerektiğini düşünerek bilgisayarımı çıkardım ve masanın üstüne koydum. Etrafımı inceledim, kamera olmadığından emin olduktan sonra bilgisayarımı açtım. Bang Shi Hyuk gördükleri karşısında şoka uğramıştı. Çok cool'um beh...
BAZI YERLERDE KÜÇÜK DEĞİŞİKLİKLER YAPIYORUM...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS ile Bir Yıl
FanfictionBaşaramamıştım işte. Ne bekliyordum ki? Ya BTS gerçekten ayrılırsa, ya ARMY'ler intihara kalkışırsa. Tamam kulağa saçma gelebilir fakat şuan bana acayip mantıklı geliyor. Tam kapı kolunu tutmuştum ki bir hışımla arkamı döndüm. "Düşünsenize birçok in...