limerence | taekook ✓

15

bebeklerimmm

evet uzun bir ara oldu, sekiz gündür falan bölüm atmıyordum çünkü sınav haftamdayım ama yarın kimya sınavım ile sonunda BİTİYOR:,)

sizi beklettiğim için özür amaçlı ve kaos içeren uzun bir bölüm yazdım, umarım beğenirsiniz 🖤

iyi okumalarr

-
Sanırım bayılacaktım.

Jimin'in beni arayıp "Konum attığım yere gel," dediğinden sonra Taehyung ve Yoongi'yi bir şey demeden apar topar terk etmek zorunda kalmış, konuma gelmiştim.

Ama bilin bakalım ne olmuştu?

Navigasyonun bitiş yeri, bir bardı.

Telefonu, navigasyonu defalarca kez yenilememe rağmen değişmiyordu. Yanlış konum atmıştır umarım diye düşündüm fakat içeri girmeden de edemedim.

Sonuçta Min Yoongi ile kavga eden Jimin'den bahsediyorduk, kendini barlara atmış olabilirdi. Hatta buna sarhoş olmuş bir Jimin'i de eklersek, içeride striptiz yapması bile muhtemel olaylardan biriydi.

Şaka yapıyorum, sarhoş olduğumda illegal işler yapmak sadece bana mahsustu. Jimin bana göre daha sakindi. Yani burada striptiz yapacak biri falan varsa, o biri bendim.

İçeri girdiğimde burnuma dolan ilk şey, yoğun sigara dumanı olmuştu. Ardından alkolün keskin kokusu... İçerideki boğuk havasıyla, deli gibi sarhoş olup dans edenler ve içenler dışında bir halta yaramayan eski bir bardı.

"Jimin, ne halt arıyorsun burada?" Bar taburesinde yayılmış, başını masaya koymuş ve bir elinde bardakla bana gülümseyen Jimin'e doğru sinirle bağırdım. Dediklerimi ortamdaki gürültüden duyabileceğinden de emin değildim.

"Kanka şunu bir dene," dedi elindeki bardağı bana tutarak. "Kafası fena."

Elindeki çişe benzeyen sıvıya bakıp yüzümü buruştururken, onu doğrultmaya çalıştım fakat yeniden masaya düştü. Tahmin ettiğim üzere, deli gibi sarhoş olmuştu. "Kalk," dedim bir kere daha onu doğrulturken. "Gitmemiz lazım, kalk Jimin."

"Jungkook," dedi adımın son hecesini uzatarak. "Jeon Jungkook, herkesin sevdiği, yakışıklı Jungkook." Elindeki bardağı kafasına dikti ve barmene uzattı. "Arkadaşıma da şu kafa güzelleştiren şeylerden koyar mısınız lütfen?"

"Sikeyim senin kafanı da güzelleşmeni de," dedim yüzüne bakarken. "Neden böylesin?"

"Değil mi, ben de bunu soruyorum kendime. Neden böyleyim?" Saçlarını çekiştirdi. "Senin gibi olmak yerine neden kusurlarım var?"

Derdini yeni yeni anlayabilmişken, iç çektim. Çok kafasına takıyordu, kendinde sürekli kusur arıyordu. Başından beri bu hale gelmemizin sebebi de özgüvensizliğiydi zaten. Yoongi'nin de bu duruma sert çıkması onu bu hale sokmuş olmalıydı.

"Bak," dedi ve gülerek telefonunu gösterdi. Mesajları gösteriyordu. "Yoongi de bana kızdı, herkes kızıyor ya zaten. Jimin'e herkes kızsın."

Mesajlara kısa bir bakış atıp, dudaklarımı yaladım. "Yoongi sana çirkin olduğunu falan söylememiş ki, kendini çirkin bulmana kızmış."

Jimin, normalde de kendini çirkin buluyordu ve Yoongi de bu tavrına kızınca... Tanrım, her şey üst üste gelmiş olmalıydı.