Mariayla konuştutan sonra hememiyorumn üstüme şort ve bir tişört giyip altımada converslerimi giyip adea uçtum evden.. Şuan napıyorsun diye sorucaksınız şuan filmdeyiz ve ben yine cips ve su ikilisiyleyim. napıyım bırakamıyorum artık alışkanlık haline getirdim uzun zamandır yemek yemeğe yemeğe, yemeğin ismini duyduğum andan itibaren midem bulanıyor. Bide kanser tedavilerinide aksattım napıyım yaşamak istemiyorum daha doğrusu onsuz yaşamak istemiyorum.
Neyse, maria keyfim yerine gelsin diye komedi filmi seçti ve şuan gülmekten ağlıyorum ve karnım ağrıyor. İkinci izlediğim en güzel film bu. İnsanın yakınında böyle dostları olması çok güzel ama ben öldükten sonra kötü olcak ne yazık ki.
Filmden çıktık ve şuan lunaparktayız eyleniyoruz,bildiğiniz her deliliği yaptıp çocuklara arkadan hepsi seninmi diye bile bağırdık. şimdide 360 a biniyoruz..
MARİA' nın AĞZINDAN :
Canım benim ya sırf üzülmemem için bana ne kadar incindiğini göstermemeye çalışıyor. Bende konuyu açmıyorum çünkü biliyorum eğer açılırsa konu tuz basmış olaz yarasına.. O benim en yakınım onu üzeni mahfederim ki şuan planlara başladım bile.
Neyse artık şuan yaptığımız her şey onun için. Götü yemiyor 360 a binmeye ama sırf onu hırslandırdığımdan biniyor...
aslında bende korkuyorum ya neyse artık.
5 DK SONRA:
Açelyada birşeyler var yüzü bembeyaz ve yarı baygın gibi duruyor.. ama onu endişelendirmemek için bir şey demiyorum. Acaba binmesemiydik diye düşünürken açelya konuştu.
Açelya: Maria ne zaman incez.
MAria: Tamam canım bekle içinden 30 a kadar say inicez.
kafasını salladı ve gözlerini kapatıp sımsıkı demirleri tutmaya başladı.
Açelya'nın Ağzından :
Sonunda inmeye başardık ve şuan şükürler olsun diyip yeri öpebilirim.
NEden bilmiyorum ama midem çok bulanıyordu ve bulanık görüyordum etrafı. NEyse diyerekten yüremeye başladık. MAria beni eve kadar bırakçakmış inat etti bende kıramadım aslında uğraşamadım çünkü uğraşacak kadar halsizim.
Eve geldiğimde mariayla sarılıp öpüşüp ayrıldık.
ben eve geldiğim gibi kendimi koltuğa fırlattım tam gçzlerimi kapamıştım uyucaktık telefona mesaj geldi. Eğer mariaysa sövmediğim durumu kalmıycak.
Telefona bakmamla şok olmam bir oldu.
Mesaj AYAZ'DAN gelmişti.
( 15 dakkaya sahilde olabilirmisin lütfen konuşmamız gereken şeyler var)
şeklinde bir mesaj nasıl olurdu gönderilebilirdi.
Neyse diyerekten kalktım.. Tabi ki gidecektim son bir kez ona içimdekileri kusmak için ve tokat atıp gitmek için.
Şuan sahildeyim ve o kayalıklarda oturuyor.. Beni görmedi benimde yanına gidecek cesaretimi toplayamadım.
Arkasını döndü bir anda sanki beni hissetti.
YAvaş adımlarla kaltı ayağı ve yanıma geldi. Gözleri o kadar anlamlı bakıyordu ki;
Özlem , Umutsuzluk birazda aı çekmiş gibi en çoğuda aşık gibi.
Ama bana yaptıklarını unutmamalıydım.
Kendimi toparladım ve tokat attım.
pişmanmıyım çok ama yapmam gerekiyordu.
Arkamı döndüm ve koşmaya başladım nereye diye sormayın çünkü bende bilmiyorum sadece deniz boyu koşuyorum sonuna gelene kadar belki karşıma bir duvar çıkar ve durabiliri arkamı yaslanıp saatlerce ağlayabilirim.
Ama ne yazıkki o duvarı göremeden başım döndü ve sanki beynimde bir duvar çıktı geerçekten göremiyorum hiç birşeyi kendimi bıraktım yere. Arkamdan ayak sesleri geliyordu seslerde vardı ama tam net duyamıyordum belimdeki kolları hissedince bıraktım kendimi karanlığa çünkü çok özlemiştim o güvenli kolları o kokuyu. Belkide ölümüm bu kollarda olucaktı en sevdiğim dünyada eşi bulunmayan o kokuyla ölücektim fazla dayanamadan bünyem kendini iyice bıraktı son hissettiğimse beni kucağında koşarak taşıdığı ve öpüşü.