IV| some rules of heaven

1K 107 28
                                    

Cehennem bir azap yeri değil, hakikatin sorgulandığı, sahte sözlerin reddedildiği bir bakışın mekânıdır. Enerjinin insana verdiği özgürlük o sonsuzluktan beslenir. Şeytan da insanın içindeki gizli gerçekleri açığa çıkaran bir karşı-sözcüdür orada, düş gücüne dönüşmüş akıldır.

Cennet ile Cehennemin Evliliği, William Blake

LİAM

Bulunduğu sahnede hala şarkılarını söyleyen Édith Piaf, insanın içini parçalayan ve tüm o zayıf duyguların gün yüzüne çıkmasına neden olan bir sese sahipti. Ne zaman elime geldiğinden emin olamadığım kristal bardağı dudaklarıma doğru götürüp hayatımda tattığım en iyi viskiyi yudumladım. Édith Piaf' a sikik viski yakışırdı.

Carla hepimizin onun tribinde olduğumuzu söylemişti. Bir başkasının tribindeysem nasıl kendi duygularım ve benim de bir bakış açım olabilirdi? Üstelik Carla burada yoktu. Wendy' nin peşinden gitmişti ve tümüyle yalnızdım. Öyleyse bu benim tribim miydi?

Bunu akıl yoracak kadar umursamıyordum. Sadece şu an buradaydım ve lanet olası Édith Piaf ruhumu okşuyordu.

Tanrılar... Zayn Malik neden bana doğru yürüyor? Yüzünü süsleyen küçük bir tebessümle karşıma geçtiğinde gözlerini benden ayırmadan sol tarafa doğru elini uzattı ve oradaki kalabalığın içinde olan birisi parmaklarının arasına benimki gibi bir kristal bardak bıraktı.

"Benim etkilendiğim kadar ondan etkilenebilen birisiyle uzun zamandır tanışmamıştım." dedi başıyla Édith' i işaret ederek.

"Ondan etkilenmeyenler mi var?"

"Elbette var arkadaşım. Aşkın ne olduğunu bilmezler." Viskisinden büyük bir yudum alırken gözlerini hala tek bir saniyeliğine bile olsa yüzümden çekmedi.

"Neredeyim?" diye sordum.

"Cennet' tesin. Biz buraya Cennet deriz."

"Aşırı dozdan ölüyorum ve bu da ölmeden önceki son tribim mi?"

Başını iki yana sallayarak bana biraz daha yaklaştı. "İçtiğin o küçük kırmızı hap yalnızca Cennet' e bir giriş biletiydi. Ben gerçeğim. Burada olan her şey gerçek."

Elime değen buz gibi parmaklarını hissettiğimde irkilerek nefesimi tutmuş ve onun ne yapmak istediğini anlamaya çalışmıştım. Bir yanım elimi geri çekmek de istiyordu aynı zamanda. Fakat... Soğukluğu tenimi yakan bu sıcaklığa iyi geliyordu. O iyiydi.

"Seni götürmek istediğim bir yer var."

Donuk gözlerindeki renk çeşitliliğini görebiliyordum. Bir girdaptı.

"Édith?"

Onu bırakmak istemedim.

"İstediğin her an onu dinlemeni sağlayabilirim."

Haklıydı. Ölü kadının karşımda şarkı söyleyebilmesini sağlıyorsa bunu istediği her an yapardı. Hiç anlamıyorum.

Bu kalabalık salondan çıkıp siyah beyaz damalardan oluşmuş bir koridora girdik. Tavanın, zeminin ve duvarların tamamen bu damalarla kaplı olması biraz başımı döndürdü. Gerçek dışı, insanı iki boyutlu bir evrende gibi hissettiriyordu.

climax • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin