İnsan yaradılıştan zorbadır ve acı çektirmeyi sever.
Kumarbaz, DostoyevskiCARLA
Kafam öyle iyiydi ki, lanet olası Édith Piaf karşımda Non, Je Ne Regrette Rien şarkısını söylüyordu! Daha önce böylesine sikik bir etki görmemiştim. Ve ayıldığımda yapacağım ilk iş o palyaço kılıklı piçi bulup kırmızı haptan birkaç tane daha almak olacaktı. Ne olduğu hakkında hala hiçbir fikrim yok fakat inanılmaz ve çok güçlü olduğunu şu an olanlara bakılırsa anlayabiliyordum.
Ah ve şu adam var. Karşıma geçip kollarını etrafıma sardığında daha önce kimseye duymadığım bir arzuyu onda duyduğum varlık. Gerçek olmaması ne acı. Onun gibi bir erkekle her gecemi geçirmek isterdim.
O anda Lin' in bize söyledikleri kulağımda uğuldadı. Gerçek değilse sonuna kadar gidip eğlenmemiz gerektiğinden bahsettiğinde aslında ne kadar haklı olduğunu şimdi anlıyordum.
Votkadan bir yudum daha alırken Édith Piaf' ı bile umursamayan Liam' ın ilgisiz bir şekilde "Tavanda balıklar yüzüyor." dediğini duymuştum. Evet, ben de havuza benzer tavanın içindeki renkli balıkları görmüştüm. Yaratıcı bir hayal gücüm var.
"Harika değil mi?" dediğimde her zaman ve her yerde aptallığını kanıtlama ihtiyacı duyan Wendy önümüze geçerek bize baktı.
"Buradan gitmemiz gerekiyor. Neden bu kadar sakinsiniz? Gökyüzünde iki ay var. Kendi gözlerimle gördüm!"
"Wendy," Gülümseyerek elimi omzuna yerleştirdim. "Biraz sakin olmaya ne dersin? Sadece tripteyiz tatlım, sorun yok."
"Üçümüzün de aynı tripte olması imkansız!"
"Aynen öyle." dedim keyifle. "Bu benim tribim. Ve bunu boka çevirmene izin vermem."
Yüzünde çıldırır gibi bir ifade oluştuğunda Liam derin bir nefes bırakıp "Gerçek ya da trip ne fark eder ki?" dedi ve lanet Wendy inanamaz gözlerini ona döndürdü.
"Bizi öldürdüklerinde de bunları söyleyebilecek misin?"
"Bir önemi yok. Gerçekten ölmeyeceksin."
Wendy' nin omuzları pes edercesine çöktüğünde önüne dönmüş ve neredeyse herkes gibi sahnede şarkısını söyleyen Édith Piaf' a bakmıştı. Kadın, şarkısının son sözlerini dudaklarından dökünce insanlar onu abartılı bir şekilde alkışlayıp çığlıklar atarak ismini haykırdı.
İlk görüşte aşık olduğum Zayn' i de sahnede görmek kalbimde ansızın bir sızı oluşturduğunda tıpkı benim gibi herkesin derin bir iç çektiğini ve hayranlıkla ondan çıkacak sözlerini beklediğini gördüm.
"Aşkım," Kadının minik ellerinden birisini tutup zarifçe dudaklarına doğru götürürken kıskançlıkla doldum. "Öyle mükemmelsin ki, büyülü sesin en derinlerimizde yatan acıları okşuyor."
"Beni utandırıyorsun hayatım, çok teşekkür ederim." Édith o sıcak gülümsemesiyle önündeki kalabalığa bakıp elini salladığında kendimi tutamayarak ben de ona el salladım. Büyük hayranlarından birisi değildim ancak onu her zaman sevmiştim.
Yaşadığı zorlu hayatındaki acılarla nasıl baş ettiğini o tatlı Fransız aksanıyla anlatırken votkadan birkaç yudum daha içmiştim. Burası her geçen dakika biraz daha hoşuma gidiyordu.
"Ben gidiyorum. Tek başıma otobanı bulacağım." Wendy hızla yanımızdan uzaklaşırken gözlerimi devirdim ve onun peşinden yürüdüm.
Ona ne kadar seslenirsem sesleneyim arkasını dönüp bana bakmamıştı. Bu da biraz öfkelenmeme neden oluyordu. Umursanmamak, belki de hayatta nefret ettiğim en büyük şeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
climax • malik
FanfictionO, kendisine duyulan aşk ve hayranlıktan beslenen bir canavardı. Herkese ait olabilecek kadar cömert ancak kimsenin ona ait olmasına izin vermeyecek kadar da gizemliydi. Belirsiz yollarla kendilerini büyülü bir şatonun içinde bulan Carla, Wendy ve...