tae ama chaeyi seven🤣: Hmm sexting.
tae ama chaeyi seven🤣: insan gider, hayatımın aşkı yapar, neden şey ediyorsun ya?
tae ama chaeyi seven🤣: tii imi chiiyi sivin
rose: tamam bebek.
rose, tae ama chaeyi seven🤣 kişisini, taemalhyung diye değiştirdi.
rose: tumblr adını değiştirecek misin yoksa herkesten linç yemeye devam mı edeyim?
taemalhyung: Her ne kadar linç yemen hoşuma gitmese de adımı doğru düzgün bir şey yapana kadar değiştirmeyeceğim.
rose: IN YOUR DREAMS DARLINNNGGG!!
taemalhyung: bu kadar sinir bozucu olmana rağmen tüm tatlılığımla devam ettireceğim bu konuşmayı.
taemalhyung, rose kişisini "tanrıça" olarak kaydetti.
tanrıça: abartıyorsun diyemeyeceğim.. çünkü aşırı haklısın.
tanrıça: ariana grande god is a woman derken yalan söylemiyordu sonuçta.
taemalhyung: lütfen egonun sadece mesajlaşmalarda olduğunu söyle...
tanrıça: dediklerime bakma, kendimi övmeyi bir kalkan olarak kullanıyorum. tüm bu egonun altında kendini sevemeyen bir kız saklanıyor.
Taehyung ekrana bakakalmış, böyle bir itirafla şaşırmıştı aslında. Kızın üzüldüğünü hissediyordu belki de, kız buna çoktan alışmış ve tüm sevmediği yanlarıyla dalga geçmeye alışmıştı. Artık bunun hakkında üzülüp üzülmediğini bile anlayamayacak bir hale gelmişti.
taemalhyung: ben çok sevmiştim ama..
Mesajına bir süre cevap gelmeyince genç adam, telefonunun ekranını kapatıp kenara bırakmış ve yattığı yatağında sıkıntılı bir nefes vermişti. Kendisinin tanrıça diye tanımlayabildiği o güzel kız, gerçekten kendini sevmiyordu. Onu her zaman mutlu etmek yeni görevi olmuştu kendince. Tekrar telefonunu kavradı ve uzun parmaklarını ekranda gezdirerek cevap alamadığı mesaja bir tane daha ekledi.
taemalhyung: Kullanıcı adımı değiştirecek ve bir açıklama yapacağım, seni bu konuda, hayır hayır, herhangi bir konuda rahatsız eden olursa haber ver.
Konuşmadan çıkıp sürekli girdiği uygulamaya, Tumblr'e, girip önce kullanıcı adını değiştirmiş ve sonrasında açıklamasını yazmak için gerekli hazırlıklarını yapmıştı. Derin bir nefesle aklındakileri, söylemek istediklerini aktarmaya başladı.
vphotographerv: Millet, az önceki olay ben ve yeni arkadaşım Rosie arasındaki bir şakadan ibaretti. Ne kadar heyecanlandığınızı görsem de hayallerinizi kırmak durumunda kalacağım. Lütfen bana ve Rosie'ye olan yorumlarınızı saygı çerçevesinde yapınız. ♥️♥️
x: Oh tanrım, sevindim mi üzüldüm mü bilemedim.
y: heyecanlanan aptallardan olmadığım için gurur duyuyorum.
c: Rosie ile seni shipleyenler biraz kırıldı diyebilirim.
Taehyung gelen yanıtlara şöyle bir göz gezdirmiş ancak cevap vermeye yeltenmemişti. Tekrar tanrıçasıyla olan sohbetine girdiğinde hiçbir şeyin değişmediğini görüp asılan suratını, kuzeninden gelen mesajla güldürmeye çalışmıştı.
soo: Evet bayım, en yakın arkadaşımı nasıl tavladığınızı merak etmiyor değilim...
soo: veya neden o kullanıcı adını değiştirdiğini! aşırı tatlıydı.
tae: Kız linç yediğini söyledi, bir şey diyemedim ben de. Bu tip olaylarda hep kadınların üzerine gidiliyor, sen de bilirsin.
soo: haklısın, o yönünü hiç düşünmemiştim olayın. bazen takipçi sayının yüksek olması "pek iyi bir şey" olmuyor.
tae: amen sis, fotoğrafları kendim için paylaştığım ve hiçbir baskı hissetmediğim günleri özlemedim değil..
İki kuzen gece boyunca birçok konudan konuştular, Taehyung ona Rose ile yaşadıklarını ve Jisoo yeni okulunu anlattı. Bu sırada mesajlara bakmayı reddeden Chaeyoung tamamen farklı bir ruh halindeydi.
Bu yaşadıklarının hepsi ona tuhaf geliyordu, ailesi boşanmış birçok çocuk gibi ilişki konuları çok kolay gelmiyordu ona. Her çocuğun aşkı tanımasının sebebi ebeveynleridir, ilk onlardan öğrenir aşkı. Bay ve Bayan Park'ın ilişkisinde hiçbir sıkıntı yoktu, en azından küçük Chae'nin gözünden. O küçük kız anne ve babasının öpücüklerini, danslarını ve birbirlerine bakışlarını görüyordu sadece. Yaşanan büyük kavgalar ve anlaşmazlıklar hep göz ardı ediliyordu, ta ki boşanma süreci başlayana kadar.
Hayallerinin çifti olan iki insan şimdi ayrılıyor ve birbirlerinden nefretle söz etmeye başlıyorlardı, küçük çocuksa artık aşktan korkmayı tercih ediyordu. Aşk hikayelerini okusa hatta kendisi yazıyor olsa da içindeki bir parça her zaman bağlılıktan korkuyor olacaktı.
Depresif şarkılarını açmış, bir otele yerleşeceğini söyleyen babasına veda edip penceresinden yıldızları izliyordu. İçindeki his herhangi bir üzüntü veya öfke değildi, içinde kötü bir his vardı sadece. Taehyung ile arasındaki olayın belirsizliği ve bağlanmaya olan çekincesi bu olayı biraz korkutucu hale getiriyordu ama bir şekilde hepsini çözecekti.
şimdik ben bunu yazarken birbirlerini -yüzlerini falan- ilk dediğim festivalde görmelerini planlamıştım ancak daha önceden kendimi sabote ettiğimi öğrendim... bölümleri değiştirmeye kasamadığım için öyle bırakacağım ama abartılı sayıda tesadüfle karşılaşabiliriz, sürekli birbirlerini kaçırmaları gibi. Romantizm akımından etkilenmiş bir Türk yazarı olacağım arkadaşlar, Tanzimat dönemindeyizmfepmfpeödş Her neyse, umarım tesadüflerim sizi okurken sıkmaz. Buraya kadar okuyan varsa, sizce olayın içine kaos falan eklemeli miyim? tatlış ve yüksek vibe'ı olan bir fic olarak düşünmüştüm ama sizin fikirleriniz çok daha önemli! 💖💖
