Taehyung'dan
O gün o kızla konuştuktan sonra kendime bir wattpad hesabı açıp oradan hikayesini okumaya başladım. Kesinlikle mükemmeldi. Ben de böyle yazabilmek isterdim. Kitap kapağında benim çektiğim bir fotoğraf olması yorumların genelinin ship hakkında olmasını sağlıyordu. Güzel bir histi birisiyle shiplenmek. Hele böyle güzel yazan biri ile. Aklıma gelmişken mesaj atmak istedim. Tumblr'a girdim ve hemen son mesajlardan onu buldum, konuştuğum az kişi vardı zaten. Jisoo ile doğru düzgün konuşuyordum sadece ve bu kişi ile de aynı şeyin olması için çabalayacağım.
vphotographerv: Hikayen çok güzel ilerliyor. Aslına bakarsan bu güzel hikayeyi yazan kişiyi olabildiğince iyi tanımak isterim. Sanırım sadece Seoul'de yaşadığını bilmekteyim. En sevdiğin yer neresi, gezmek için yani?
Hemen cevap gelmeyeceğini düşündüğümden uygulamadan çıkıp Jisoo'nun odasına gittim. Amacım onu rahatsız etmek olacaktı ama odasına girdiğimde elinde telefonla ağladığını gördüm. Sanırım Chaeyoung ile konuşuyordu. Kızmayacağını bildiğimden karşısına oturdum ve konuşmalarının bitmesini bekledim. Bir süre sonra Jisoo bana baktı ve eliyle "bir saniye" diye gösterdiği, onay verdim ve buruk gülümsemesi ardından konuşmayı hoparlöre aldı ve hattaki kızın şarkı söylerken sesi geliyordu. If It's You şarkısını söylüyordu. Şaşırmıştım, sesi fazla güzel gelmişti doğrusu ama benim şaşırdığım Chaeyoung'u böyle hayal etmemiş olmamdı. Jisoo, bana onun çok zeki, özellikle edebiyat konusunda neredeyse mükemmel, olduğunu söylemişti. Onun böyle güzel bir sesi olduğunu düşünmemiştim. Hatta Tumblr'da ders çalışma, motivasyon gönderileri olduğuna emindim. Şimdi ise cover için bir blogu olabileceğini düşünüyorum. Bir süre sonra kız durmuştu. "Jisoo-ah, birisi mesaj atmış. Sonra devam edelim mi?" demişti. Jisoo ise burnunu çekip veda etmişti arkadaşına. Telefonun kapandığını belli eden ses ile Jisoo'nun yanına geçtim ve kollarımı onun minik bedenine sardım. "Ne olduğunu anlatana kadar sana böyle sarılacağım ve yemek yemene izin vermeyeceğim. Hem senin burada kuzenin varken ne diye arkadaşına şarkı söyletiyorsun?!" hafif sitemli bir şekilde fısıltıyla konuşmuştum. Jisoo sessizce kıkırdamış ve derin bir nefes almıştı. "Yoruldum Taehyungie.. İnsanların beni aşağılamasından, başkalarının da bunu görmezden gelmesinden yoruldum. Bunlara rağmen her zaman gülümsemekten yoruldum, sen ve Chaeyoung'u bensiz bırakmak istemediğim için kendime en ufak bir zarar verememekten yoruldum." demişti, yüzüne baktım, bembeyaz olmuştu. Kaldırdım ve yatağa yatırdım bir bebekmişçesine. "Sana kurabiye getireceğim, istiyorsan uyuyabilirsin."
Beş dakika içinde elimde kurabiye ve süt ile Jisoo'nun odasına girdim ve elimdekileri yatağın yanındaki küçük masaya bırakıp Jisoo'yu doğrulttum. Yüzünü sildim güzelce. "Kim, ne dedi anlat bakalım." yüzüme tereddütle baktı ve hüznü anlaşılan sesiyle konuşmaya başladı. "Hani arkadaşım Jin var ya, çok yakın olduğum için yanına oturup sarıldığım. Birileri bizim sevgili olduğumuzu düşünüp Jin'e sormuşlar, Jin böyle bir şey olmadığını söyleyince herkes benim bir sürtük olduğumu düşünmeye başlamış. Instagram'a çok girmem, bilirsin. Bir gaflette bulunup girdim ve gelmiş 23 mesaja göz gezdirdim. Hepsi aynıydı, ya sürtük deniyordu ya da 'Bugün seni kimle göreceğiz?' veya 'Arkadaşımla da beraber olmak ister misin? Yalnız o biraz büyük, sorun edeceğini sanmıyorum ama.' tarzı şeyler vardı ve hiçbirine bir şey yazamadım. Kalbim kırılmıştı, Jin'e mesaj attığımdaysa 'Böyle düşünüyorlarsa ben ne yapabilirim Jisoo?' yazmıştı ve umursamamıştı. Taehyung, ben ölmek istiyorum. Gerçekten." Bu kadarı bekleyebileceğim bir şey değildi doğrusu. Bir şey diyemediğim için tekrar sarılmayı tercih ettim. "Onları umursamamaya çalış, Chaeyoung bizim okulda değildi, değil mi? Kaydını oraya alırız en kötüsü." Vücudunu kollarımdan ayırıp sevinç dolu gözleriyle bana bakmıştı. "Evet Taehyung! Sen harikasın."
