Chaeyoung, Jisoo'nun yanına gelip iyi dileklerini sunduktan sonra onu beş dakika sonra yanına gelmek şartıyla sınıfın başka bir köşesine göndermişti. Jisoo o sırada başkalarıyla tanışmaya başlamıştı bile. Jisoo'ya karşı gülümseyen Chae, bir anda Jinyoung'a döndüğünde sert bakışlarını göndermeye başlamıştı. "Ben sana ne yaptım Chaeyoungie?" Jinyoung'un yaptığı aegyo onun sinirine en ufak bir etkide bulunamamıştı. "Jichu'mdan uzak dur! O, buraya kalbindeki kırıklarla geldi. Ben onu tamir edecekken karşıma çıkma, Jinyoung."
Başka bir şey demeden Jisoo'nun yanına gitmişti. Jinyoung'un duracağı yoktu elbette. Başkası söylemiş olsa umrunda olmaz, uğraşmayı keserdi fakat bu kişi Chaeyoung idi. Chaeyoung ile lisenin ilk senesinden beri gereksiz bir rekabet içerisindelerdi. Gerek notlar, gerek sınıf başkanlığı olsun. Her dönem biri başkan, diğeri yardımcı oluyor ve bu sürekli değişiyordu. Notlarda da öyle, virgülünden sonrası ile geçmeye çalışıyorlardı birbirlerini. Şimdi de Jisoo'yu kazanan taraf olmak için ayrı bir rekabete girdiler.
Chaeyoung, Jisoo'yu tamamen Jinyoung'tan uzak tutmayı planlıyordu. Ancak tumblr arkadaşı buna engel olacaktı. Ve bu onun ilk seferiydi. Kantinde Jisoo sıraya girmişken tumblr'a girmişti. Gelen mesajları kontrol ediyordu. "Fotoğrafçı Bey" mesaj atmıştı, kendince ona bir isim takmıştı. Gülümsedi ve mesaja baktı.
vphotographerv: Hikayen çok güzel ilerliyor. Aslına bakarsan bu güzel hikayeyi yazan kişiyi olabildiğince iyi tanımak isterim. Sanırım sadece Seoul'de yaşadığını bilmekteyim. En sevdiğin yer neresi, gezmek için yani?
rosieposie: Teşekkür ederim öncelikle. Özellikle sevdiğim bir yer yok fakat plak dükkanlarını ve çok bilinmeyen kafeleri seviyorum diyebilirim. Belki bir gün seninle plaklar arasında görüşürüz, hm?
Chaeyoung, yazdığı bu cümlenin ikisinde de "yok" saydığı bir duyguyu canlandıracağını bilememişti. Aşk, onlar için hobilerinden başka bir şey değildi. Chaeng, hikayelerinde sürekli bahsettiği bu duyguyu daha önce tatmamıştı. Taehyung da öyle. Onun için hobileri, kuzeni ve arkadaşlarından başka bir şey yoktu bu hayatta. Chaeyoung'un hayatına girişiyle birçok şey değişmişti.
Mesaja derste bakan Taehyung içinden "Sana bir şeyler hissedecek miyim Rosie? Lütfen canımı yakma." demiş ve cevap yazmıştı.
vphotographerv: Neden olmasın? Belki dediğin gibi birbirimizi görme ihtimalimizi düşünerek plak dükkanlarına gideceğim.
Gülümsemesine engel olamayan Chaeyoung mesaja görüldü atmak zorunda kalmıştı. Jisoo'nun yokluğunu anca hissedebilmişti.
vphotographerv: görüldü mü? :(
Chaeyoung, Taehyung ile yazışırken Jisoo çoktan sıradan çıkmış ve Jinyoung'u görüp onunla konuşmaya başlamıştı. Bir bankta beraber oturuyorlardı. Chaeyoung bunu bilmeden sınıfa çıkmış, nefes vererek yerine oturmuştu. Başını çevirmesiyle gördüğü şey onu hem sinirlendirmişti. Pencereden JinJi ikilisinin beraber bankta oturduğunu görmüştü. Yumruğunu sıkarken sıra arkadaşı Doyoung yanına gelmişti. "Jisoo ve Jinyoung arasında bir şey olur mu sence Chaeng?" Chaeyoung sinirle Doyoung'a döndü. "Taktınız arkadaşıma be! Seni o münasebetsiz gönderdi, değil mi?" Doyoung gülerek pencerenin kenarına yaslandı. "Münasebetsiz ne alakaysa artık. Sadece arkadaş olacaklarından eminim. Şimdi o JinJi'yi JinJiDo yapma zamanı!" Doyoung, onların yanına giderken Chaeyoung arkasından bağırdı. "EĞER YİNE DEDİKODULAR ÇIKARSA SAÇINIZI KESERİM SİZİN!" Herkes ona bakarken tekrar telefonunu açtı ve Fotoğrafçı Bey'e görüldü atmış olduğunu fark etti.
rosieposie: uh, özür dilerim arkadaşımı arıyordum. Buldum ama pek mutlu değilim.
vphotographerv: sormam yanlış olur sanırım. okulun tam gün mü, bana mı öyle geldi?
rosieposie: tam gün..
vphotographerv: uhh üzüldüm, okuldan çıktım ben de şimdi. plak dükkanına bakayım ben. belki bazı fotoğraflar çekerim.
rosieposie: seninle olmak isterdim ama daha 3 saatlik dersim var..
vphotographerv: oradan fotoğraf atarım.
rosieposie: :((
Taehyung, telefonu gülerek çantasına attı ve okul binasından ayrılıp haritadan yerini bulduğu plak dükkanına yürümeye başlar. Uzak olduğu için sürekli başka yerlein fotoğraflarını çekiyordu. İlgisini çeken bir kafeye girdi, burayı ilk defa görmüştü. Kahve ve bir dilim havuçlu kek alıp cam kenarına oturdu. Genelde yaşlılar vardı bu kafede. Taehyung'u sohbetlerine katmaya çalıştıkça Taehyung gülüyor ve bir şey demeden başını eğiyordu.
Chaeyoung okuldan çıkmış, okuluna çok uzak olmayan bir kafenin yanından geçiyordu. O kafedeki Taehyung, tanrıça güzelliğine sahip kızı görmüştü. Kız saçlarıyla oynayarak ve dans hareketleriyle kafenin kapısına geliyordu. Tae gülümsemeden edememişti. Bunu gören, kafenin yaşlı nüfusu tamamen sessizleşmiş Taehyung ve onun izlediği kıza odaklanmışlardı. Chaeyoung tam girecekken kulaklığı çıkarttı. Kafede göz gezdirip tanıdığı ihtiyarlara gülümseyerek selam verdi. Taehyung'u da görmüştü ancak marka olan çantası ve yüzünde oluşmuş sırıtış sebebiyle onun egoist biri olabileceği kanısına varmıştı. Sessizce kasiyere döndüğünde, siparişini verirken arkasında üzülmüş bir Taehyung bıraktığının farkında değildi. Kahvesini alıp plak dükkanının yolunu tuttu. Taehyung artık onunla dalga geçen ihtiyarları duyamıyordu. Telefonunu çıkardı ve Yazar Hanım'a mesaj atmaya karar verdi.
vphotographerv: Sanırım şu sevdiğin kafelerden birindeyim güzelim.