Dediği şeyle gözlerim sonuna kadar açıldı. Kızarmaya başladığımı hissediyordum hatta şuan patlıcan moru olduğuma dahi emindim. Ona nasıl cevap vereceğimi ya da şuan hangi fonksiyonu kullanmalıydım hiç bir fikrim yoktu. O ise bir süre boynumu kokladı. Ve sonra yavaşça üzerimden kalktı. Hala şoktaydım ve ne yapmalıydım bilmiyordum. Ama o bana o mükemmel gülümsemelerinden birini gönderdi ve dudaklarını yaladı. Tanrım, dudakları... Sonra beni yıllarca utandırcak bir gülüş attı
"Ben yasaklarla oynamayı severim Park Jimin" Sadece ona kitlenmiştim ve donmuştum. Bir şey daha diyecekken kapı hızla açıldı. İçeriye yeni muhafızlardan biri gelerek
"Efendim, batı tarafında yüz yıllardır yaşanmayan bir olay yaşanmış. Hemen toplantı odasına gelmelisiniz" O sadece bakışlarını kaldırdı ve hızını kullanarak saniyeler sonra odadan çıktı. Bense onun gitmesiyle derin bir nefes alarak kalbimi sıkıca tuttum. Ben çok... Bilemiyordum ancak sanki kalbim bana bileceğimi söylüyordu. Hızlanan kalbim sonunda düzene girerken aklımda binlerce soru dolaşıyordu. Neden yasak demişti ki bana. Flört mü ediyordu yoksa... Yoksa neydi? Ayağa kalktım kesinlikle bunalmıştım ve çıkıp dolaşmaya ihtiyacım vardı. Kapıyı açarken sarayın koridorunun rüzgarını hissettim. Silik ve acı doluydu bu rüzgar. Etrafta gözlerimi gezdirirken her şeyin siyah ve kırmızı olması fazlasıyla ürkütücüydü. Ancak her şey fazlasıyla muazzamdı. Gözlerim sarayda ki insanları ararken onlar o kadar hızlılardı ki her şey fazlasıyla garipti. Sonunda geniş koridoru aştığımda yorgun ve solgun Manny'i gördüm. Evet garip biriydi ve anlamadığım şeyler diyordu. Nasıl bir rahipti hiçbir fikrim yoktu ancak o bugün her zamankinden farklıydı. Beni görünce gözleri büyüdü. Korku muydu bu? Sadece bana yaklaştı.
"Çığlıklar Pak Jimin dikkatli dinle. Geleceği farklı görebilirsin aksi takdirde." Kafiyeli konuşması ve saniyeler içinde kaybolması sinirlerimi bozarken ne kastettiğini düşündüm. Buradaki her şey fazla garipti. Çığlıklar derken rüyamı kasdediyor olabilir miydi? Ne yapmaya çalıştığını anlamak ve kestirmek fazlasıyla zordu. Many, tuhaf biriydi ve kesinlikle anlaşılmaz. Ama şuan bu tür şeylere kafa yormak istemiyordum daha büyük sorunlarım vardı. Tulip klanı ve Min Yoongi gibi. Her şeyi es geçip dişlekle konuşmak istiyordum ve Namjoonla. Ona soracağım çok şey vardı. Ama bunun için saraydan çıkmam kazımdı. Giriş holüne girdim. Ve sadece kapıyı açarak çıktım. Kimse beni durdurmaya çalışmadı. Zaten vampirlerin arasında ne kadar kalabilirdim ki. Mümkün olduğunca hızlı bir biçimde yokuşu inmeye başladım. Sonunda oraya girdiğimde beklediğim şey bir çok şey olabilirdi ancak öpüşme değildi kesinlikle. İşin utanılacak kısmı ikisi de beni görmesine rağmen o şeyi kesmemişti. Utancımdan direk dışarı attım kendimi. Seslerin kesildiğini anladığımda içimden onların o şeyi yapmadığını umarak tekrar içeri girdim. Neyse ki kesmişlerdi. Namjoon'un yanındaki adam çok yakışıklıydı. Geniş omuzları dudakları ve gözleri çok güzeldi ama yanakları kızarmıştı. Benden mi utanmıştı? Namjoon öksürdüğünde ona döndüm ancak tanrım bir vampir benden utanmıştı. Sonra yakışıklı adam da gözlerini önce ona sonra bana çevirdi.
"Ben Kim Seokjin. Baş aşçıyım." Gözlerine baktım. Ne demeliydim. Merhaba ben Park Jimin. İnsanım mı? Eh başka ne diyebilirdim ki.
"Ben Park Jimin." Sanki başka bir şey diyecekmişim gibi bakmış ve kaşlarını kaldırmıştı. Namjoon ise ona dönerek
"O bir insan" demişti. Seokjin kaşlarını kaldırmış ve nedense stresli gibi duran Namjoon'a karşı.
"Cümle alem biliyor zaten Joon" diyerek kahkaha tufanına kapılmıştı ve şu da bir gerçekti ki ilginç bir gülüşü vardı ve bulunduğumuz ortam bence hiç komik değildi ancak onun bu kadar fazla gülmesine kayıtsız kalamamış ve bende başlamıştım. Namjoon ise deliler ile uğraşıyorum bakışı atmıştı. Eh ne yapabilirdim k. Bu adamın gülüşüne karşı gelebilmek için fazlasıyla soğuk olmak gerekiyordu ve ben bunu yapamazdım. Anlaşılan Namjoon'da dayanmadı ve kahkaha atarak gülmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Talisman;Vampire Wars (YoonMin)
VampirTalisman: Tılsım Gençliğin merak ateşi. Herşey bir merakla başlamıştı. İki meraklı genç okul gezisi sırasında kaçıp lanetli vampir tılsımının olduğu odaya girer. Dikkatlerini çeken bu tılsımın cazibesine kapılır ve ellerine alırlar. Bir tılsım sizi...