16

1.2K 130 112
                                    

Önceki bölümü okumayanlar okusun lütfen♡

Beş Gün Sonra, 09.11
Çocuklar, kafa dağıtmak için iki günlüğüne bir tatil planlamışlardı kendi aralarında. Güvenli ve güzel bir yeşillik alana gidip kamp yapacaklardı. Bir minibüs kiralamışlardı ve gelmesini bekliyorlardı.

"İyi ki sevgili oldunuz ha, cilveleşip duruyorsunuz." dedi Namjoon şapşal aşıklara bakarken.

"Kıskanma şimdi." dedi Taehyung ve Namjoon ise göz devirdi.

Minibüs sonunda gelmişti. Herkes içeri girip oturmaya başlamıştı bile.
Beklenildiği gibi, Namjoon ve Seokjin yan yana oturmuşlardı.

Peki bu gezide neler olacaktı?

10.46
Namjoon, telefonundaki müzikleri dinlemekten sıkılmıştı. Zaten minibüste zaman geçmiyordu.

Yanındaki gence baktı.
'Nasıl bu kadar güzel olabilirsin? Müzik dinlerken bile nasıl olabilirsin?' diye düşündü.

O sırada Seokjin de ona baktı.
Göz göze geldiler.
Seokjin'in kulağındaki melodi ortamı bir aşk filmine çevirmişti.

Namjoon da utanıyordu onunla göz göze gelince, yakınlaşınca... Ama belli etmemeye çalışıyordu.
Ortamı bozacak soruyu sormuştu bile o anda, "Hyung, ben de seninle dinleyebilir miyim?" büyüğünün kulaklığını işaret etti.

"Olur."
Kulaklıkları paylaştılar ve yolun yarısını öyle geçirdiler.
Sıkıldıklarında uyumaya karar verdiler ki Seokjin çoktan uyuyakalmış ve kafası Namjoon'un omzuna düşmüştü.

Namjoon'un kalbi hiç iyi değildi.
Sevdiği adam omzunda uyuyordu.

En sonunda Namjoon, Seokjin'in saçlarını okşamaya başladı. Onların kokusunu içine çekti.
Seokjin böyleyken Namjoon'un uyuması imkansızdı. Onu tüm ömrü boyunca izlemek istiyordu.

Ama o da uykusuna yenik düşmüştü.

18.33
Hepsi çoktan gelmiş, yemek yeme işine bile girişmişlerdi.

"Hyung'larım?" dedi Jungkook.

Hepsi ona dönmüştü. Ne şirin bir görüntüydü.

" 'Doğruluk mu Cesaretlilik mi?' oynayalım mı?" dedi.

"Çocuk muyuz biz?" dedi Hoseok.

"Hyung lütfen!" dedi küçükler dudaklarını büzerek. Özel güçlerini(!) kullanarak hyung'larına istediklerini yaptırabiliyorlardı.

"Tamam." dedi tüm hyung'lar birden.

19.16
Herkes oyundan sıkılmış, çadırlarına gitmişti.

İki kişi hariç.

"Bazen saçma şeyler sordular ama eğlenceliydi, değil mi hyung?" dedi Namjoon.

"Kesinlikle." dedi Seokjin gülerek.

Biraz öyle kaldılar, sessizce. Ağustos böceklerinin sesleri geliyordu.
Seokjin, derin bir nefes aldı. İlan-ı Aşkın zamanıymış gibi hissediyordu.

"Namjoon?"

Esmer olan hemen ona döndü.

"Sana söylemem gereken şeyler var. Ben... sana karşı arkadaştan öte ş-şeyler hissediyorum. Ben sana, aşık olmuşum." zor da olsa çıkmıştı ağzından o sözcükler.

Namjoon'un yüzüne bakmaya korkuyordu. Ya kendisini kovarsa sonsuza kadar?

"Hyung..." sonunda cümleye başlamıştı.
"...ben, senden ilk gördüğüm andan beri hoşlanıyormuşum. Fark etmemişim. Ama son zamanlarda fark ettim ve bunun artık hoşlantı değil, aşk olduğunu anladım." söylemek istediklerini bir çırpıda söylemişti ve heyecanlanmıştı.

Seokjin şaşırmıştı. Sevdiği adam da onu seviyordu.
'Namjoon? Seviyor? Beni? Ne?!' iç sesi çıldırıyordu.
Fakat sonunda kendisi de konuştu, "Cidden beni seviyor musun?"

Namjoon gülmüştü, "Bu soruyu benim sormam gerekiyordu. Ama evet, seni seviyorum Kim Seokjin."

Seokjin ani gelen bir cesaretle biraz yüksek sesle, "Ben de seni seviyorum Kim Namjoon!" bunu dedikten sonra da hemen sarıldı.

Namjoon'un yüzündeki gülümseme büyümüştü iyice.
Sarılmaları bitmiş ve yavaşça ayrılmışlardı. Seokjin'in yüzünde de bir gülümseme vardı.

Ve bir şey oldu.

Birbirlerini özlediklerini belli ederlercesine öpüşmeye başlamışlardı.

O gece daha güzel olamazdı.

NamJin'i de yaptım anam

Düşünceleriniz?♡

Bundan sonra uwu uwu bölümler gelecek💘

Sizi seviyorum💙

flechazo | namjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin