31.05.2019
Başladığınız tarihi yazar mısınız?
Keyifli okumalar 🍷
♧
Göz kapaklarım, bu akşam bana ihanet ederek bir türlü kapanmıyorlardı. Uykum kaçmıştı, neden diye kendime sorduğumda ise hep aynı cevabı alıyordum; son şanslarım... Son şans işi beni çıkmaza sürüklüyordu bazı zamanlar. Bunları hakettim mi, diye de sormuyor değildim kendime. Daha sonra ise hep aynı şekilde sorumu yanıtlıyordum; her zaman umursuz olduğum ve yaptığım işin sonunu düşünmediğim için bunlar başıma geliyordu.
Oflayarak yatakta sağa döndüm. Anlaşılan yarın mor gözaltı ile okula gidecektim. Endişeliydim, bu okuldan da atılırsam başka okulda eğitim göremeyecektim.
Eğitim hayatımı bitirmemek için elime o kadar fırsat geçmişti, ama ben o fırsatları, her defasında elimin tersiyle itmiştim. Çok aptal olduğumu şimdi anlıyordum. İnsan yapacağını yaptıktan sonra pişman olurmuş da bir çözüm kalmazmış ya, benimki de o hesap.
Şu anda olduğum durum ise berbattı; iki katlı fakat küçük bir evde tek başıma yaşamaya başlamıştım, annemden oldukça uzak. Para konusu ise şu anlık annemden geçiniyordum. Bir an önce iş bulmayı aklıma bir köşesine yazdım.
Daha fazla düşünmeyerek yataktan kendimi attım. Evin içinde duvarlar üstüme üstüme geliyorlardı. Biraz odanın içinde dolaştıktan sonra mutfağa inemeye karara verdim. Belki bir seyler atıştırıp yatsam, uyuyabilirdim.
Yavaş adımlarla mutfağa yöneldiğimde açık olan camdan, içeriye doğru ılık ve rahatlatıcı bir rüzgar esmişti. Anında mutfağa giden ayaklarımı kapıya yönlendirdim. En iyisi dışarıda dolaşmaktı, hem güzel bir rüzgar esiyordu hem de dolaşmak uykumu getirebilirdi. Ilık esen rüzgar mayıştırabilirdi beni.
Hızla ayakkabılarımı geçirip, anahtarı vestiyerden almamla kendimi dışarıya attım. Ilık rüzgarın tenimi okşamasıyla titredim. Rahatlatıcı bir his getiriyordu beraberinde. Sanki nefesim tükenmiş gibi derin bir nefes alıp verdim ve temiz havayı tekrar içime çektim. Çok az da olsa mayışmış hissediyordum.
Kaldırımda yere bakarak yürümeye başladığımda, tekrar düşüncelere daldım. Tek aklıma gelipte aptallığıma laf söyleyerek yakındığım kişi annemdi. Onun benim için olan uğraşlarına rağmen, ben sinirime hakim olamayıp öylece insanları dövüyordum. Peki elime ne geçiyordu; sadece disiplin...
Ayaklarımı sürterek önüme çıkan parka girdim. Yürümektense salıncakta sallanmayı tercih ederdim. Salıncağa adımlarken hafifce sallandığı gördüm, belki de bir kedi veya köpek benden önce gelmişti. Esen rüzgar şiddetini arttırırken üstüme hırka almadığıma lanet ettim. Hava biraz soğumuştu. Aldırmayıp ayaklarımı ileri geri oynatmaya başladım.
"Hey, orada ben oturuyordum!" Geleli daha iki dakika bile olmamasına rağmen, İnce bir sesin cırlamasıyla irkilerek kaşlarımı çattım. 'Keşke biraz daha geç gelseydim,' diye pişmanlığımı duyurdum içime. Bu da kimdi şimdi? Omzumun üstünden sesin geldiği yöne bakışlarımı çevirdiğimde bir kadın silüeti gördüm, İnce ve uzun...
Umursamayarak omuz silktim ve önüme döndüm. Belki de uykusuzluktan sadece halisünasyon görmüştüm. Salıncağın ince demirlerine kafamı yaslayacağım sırada ensemde hissettiğim, küçük acıyla elimi enseme götürdüm. Bu da neydi şimdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON ŞANS! • Min Yoongi
Fanfiction'Kim bilebilirdi ki, bu son şansın aslında ikinci şans olduğunu?' Senin aşkına inanmak benim için zor olabilir. Ama bunu bana inandırmak senin için kolay olacaktır... ~"Hey! Orada ben oturuyordum." "Burası halka açık bir alan, farkındasın değil mi?"...