seven

434 99 23
                                    

[21 Mayıs 2019]

"Hadi ama, o kadar kötü değil. İnan bana."

Kun'un isteği üzerine kafeye gitmiş, bir şeyler sipariş etmiştik kendimize. Birazdan Sicheng gelecekti ve bununla birlikte onları yalnız bırakmak için kalkacaktım, tabii bunu yalnızca ben biliyordum.

"Kötü," dedim ve elimin tersiyle bardağı Kun'a doğru ittim. "Ben daima bundan nefret etmişimdir."

"Damak zevkin dehşet kötü," dedi ve bardağı kendine çekip kahveden büyük bir yudum aldı Kun.

"Ve seninki de öyle," dedim ve önümde duran bardağı ellerimin arasına alarak kahvemden biraz içtim.

Kun gülümsedi, o sırada kafenin kapısı açıldı. Gözlerimi kapıya çevirdiğimde Sicheng ve daha önce hiç görmediğim bir çocukla karşılaştım.

Gülümsedim, hafifçe selam verdim. Kun da arkasına döndü ve onları görür görmez ufak bir baş selamı verdi.

Sicheng ve yanındaki çocuk bize doğru yürüdü, selam verdiler.

"Gençler keyfiniz yerinde sanırım," dedi Sicheng gülümseyerek, ardından Kun'un yanına oturdu.

Tanımadığım çocuk ufak bir gülümsemeyle yanımdaki sandalyeye oturduğunda onu biraz inceleme fırsatı buldum. Biraz kısaydı boyu, teni oldukça beyazdı ve yüzü güzel görünüyordu.

"Hendery...?" dedi çocuk, sorarcasına.

"Evet," dedim gülümseyerek.

"Dejun ben, Xiao Dejun," dedi ve elini uzattı çocuk.

Elini tuttum ve el sıkıştık, ardından elimi bıraktı.

Gülümsememi yüzümden silmeden Kun'a çevirdim gözlerimi, o sırada istemsizce gözlerim Kun'un arkasındaki bedene kaydı.

Bir an hayal olduğunu sandım ama değildi. Chittaphon bana bakıyordu.

Bir süre bakıştık, ardından gözlerini Dejun'a çevirdi. Fazla bakmadı ona, çıktı kafeden.

"O buradaydı, değil mi?" dedi Kun ciddiyetle.

Gözlerimi ona çevirip hafifçe başımı salladım.

Chittaphon, seni gördüğüm için mutluyum. Umarım seninle sohbet etme fırsatını da bulurum.

Seni seviyorum.

spring day | tenderyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin