two

554 109 18
                                    

[27 Şubat 2019]

Aynada uzun süre baktım kendime. Kızaran gözlerime, kuruyan dudaklarıma ve haftalardır kesmediğim için gözlerimin önüne gelen saçlarıma.

Bu gerçekten ben miydim? Bilmiyordum.

Yavaş adımlarla çıktım banyodan, odama geçip yatağıma oturdum tekrar. Telefonumu elime alıp öylece kilit ekranına baktım.

Bir bildirim vardı.

Şifreyi girerek gelen bildirimin üzerine tıkladım ve yakın arkadaşımdan gelen bir mesaj olduğunu gördüm.

Kun: Hey, Hendery... Nasılsın?

Adımın Kunhang olduğunu biliyordu, buna rağmen diğer herkes gibi o da bana Hendery diyordu.

İyi olduğumdan bahseden kısa bir metin yazarak gönderdim, çok geçmeden yanıt verdi.

Kun: Chittaphon dönmüş, bu sabah markette gördüm onu. Yanında uzun boylu bir çocuk vardı, kuzeni falan mı?

Derin bir iç çekip sinirden dolan gözlerimi ovuşturdum ve mesajı yanıtladım.

Hendery: Hayır, sevgilisi.

Sonrasında bir süre cevap vermedi, ardından ses kaydı attı.

"Nasıl? Sen ne diyorsun? Ne zaman ayrıldınız? O ne zaman Amerika'dan döndü?"

Parmaklarımı klavyeye götürerek yavaşça yazmaya başladım.

Hendery: Bana bahara kadar beklememi söyledi.

Kun bir süre cevap vermedi, ardından tekrar ses kaydı attı.

"Sizi anlamıyorum. Peki ya sen gerçekten iyi misin Hendery?"

Derin bir iç çekip cevapladım.

Hendery: İyiyim.

Kun: Sen kötü bir yalancısın.

Hendery: Sonra konuşalım mı? Uyumak istiyorum Kun.

Kun: Tamam, nasıl istersen.

Telefonumu komidinin üzerine bıraktım ve başımı yastığa yaslayarak bacaklarımı kendime doğru çektim.

Aklıma sürekli Chittaphon'un o adama gülümsemesi geliyordu ve ben aklımı kaybedecek gibi hissediyordum.

Başkasına gülümsemesine rağmen hoşuma gidiyordu yüzünde bir gülümsemenin olması. Üzülmesini istemiyordum, onu gerçekten çok seviyordum.

Tüm gün boyunca çıkmadım yatağımdan. Bazen ağladım, bazen Chittaphon'un söylediklerini düşündüm.

Umarım baharda geri gelirsin Chittaphon, böylece geceleri senin sesinle uyuyabilirim.

spring day | tenderyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin