eight

462 100 28
                                    

[1 Haziran 2019]

Yine onunlaydı. Sevgilisinin omzuna yaslanmış, öylece onun anlattıklarını dinliyordu.

Onu gördüğümü biliyordu, fark etmişti beni.

Dönmemişti.

Sözünde durmamıştı. Bahar bitmişti artık.

Gitmişti ve geri gelmeyecekti.

Chittaphon onunla mutluydu ve onunla kalacaktı. Ben ise aptaldım. Onu bekleyecek kadar aptaldım.

Çıktım kafeden, eve yürüdüm ağır adımlarla. Kapıyı yavaşça açtım, dalgın bir şekilde eve girdim. Kapıyı kapattığımda yine sessizlikle başbaşaydım.

Merdivenlere doğru yürüdüm, ağır adımlarla çıktım merdivenleri.

Artık hiçbir şeyin önemi kalmamıştı. Onu beklememem gerektiğini söylediğinde kızmıştım içten içe Xuxi'ye. O en başından beri haklıydı, Sicheng ve Kun da öyle.

Kendimi cezalandırmam gerekiyordu şimdi.

Banyoya girdim ve musluğu açtım, küvete dolan suyu izledim.

Hiçbir düşüncem yoktu Chittaphon dışında. Küvete girerken ve jileti elime alırken bile.

Özür diledim kendimden defalarca, sonra da Chittaphon'dan.

Onu sevdiğim için, onu beklediğim için özür diledim. Artık hiçbiri olmayacaktı ama, ne onu seven ne de onu bekleyen bir Hendery...

Koluma attığım ilk çiziğin acısını hissetmedim. İkinciyi denedim, hissetmedim. Üçüncü, dördüncü... Hissetmiyordum.

Ne ağlayabiliyordum, ne de bağırabiliyordum. Boşluktaydım.

Suyun rengi tamamen kırmızılaştığında, su küvetten taştığında fark ettim ne yaptığımı.

Pişman mıydım? Hayır.

Kapattım gözlerimi, başımı yasladım soğuk küvetin kenarına.

Sonun geldiğini hissedebiliyordum.

En azından şimdi mutlu olabilecektim, buna değerdi.

spring day | tenderyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin