one

1.1K 121 48
                                    

[30 Ocak 2019]

Kafenin buğulu camından dışarıya bakıyor, insanların rüzgardan korunmaya çalışarak koşuşturmalarını izliyordum. Herkes aceleciydi, neden böylelerdi?

Derin bir nefes alarak kahve bardağını ellerimin arasına aldım. Gözlerimi camdan ayırmadan kahvemden biraz içtim ve bardağı masanın üzerine bıraktım, ardından kolumdaki saate baktım. Henüz dört oluyordu fakat hava o kadar kapalıydı ki dört olduğuna inanmak imkansızdı.

"Efendim, başka bir isteğiniz var mı?"

Bana yöneltilen soru ile gözlerimi camdan ayırdım ve garsona bakarak hafifçe gülümsedim.

"Hayır, teşekkür ederim."

Garson gülümsedi ve yanımdan ayrıldı, bununla birlikte gözlerimi tekrar cama çevirdim.

Kış oldukça kasvetli geçiyordu.

Masanın üstünde duran kahve bardağını ellerimin arasına alıp ellerimi ısıttım, ardından kahvemden ufak bir yudum aldım.

Gözlerimi kafede gezdirdim. Benimki dışında yalnızca bir masa doluydu, karşılıklı oturmuş olan iki kadın sohbet ediyordu.

Derin bir nefes alarak gözlerimi tekrar cama çevirdiğim sırada kafenin kapısının açıldığını belirten çanın sesi yankılandı kafenin içinde. Gözlerimi istemsizce kapıya doğru çevirdiğimde yutkunmadan edemedim.

Onu görmek gerçekten canımı acıtıyordu.

Yeni sevgilisinin koluna girmiş, gülerek yanımda bulunan boş masaya doğru yürüyordu. Sevgilisi ise onun gülüşünü izliyor, şefkatle saçlarını okşuyordu.

Beni çok kolay unutmuştu.

"Hadi ama Johnny!"

"Ciddiyim Chittaphon, gitmişti!"

Gülüşmeleri içimdeki bastıramadığım duyguları ezerken istemsizce onlara çevirdim gözlerimi.

Garsona sipariş veriyorlardı, bu sebeple inceleme fırsatım oldu onu.

Saçlarını boyatmıştı siyaha, oysa asla yeşilimsi renkten vazgeçmeyeceğini söylemişti bana. Kilo vermişti biraz, yüzündeki gülümseme ise hep aynıydı.

Gerçekten onu kaybetmek hayatımda yapabileceğim en büyük aptallıktı, ben de bunu yapabilecek en büyük aptaldım ya zaten...

Chittaphon aniden gözlerini bana çevirdiğinde hızla gözlerimi kaçırdım. Onunla iki yabancı gibi olmak yeterince acıtıyordu.

Sert bir nefes verip masaya bir miktar para bıraktıktan sonra hızla yerimden kalkıp ayrıldım kafeden.

Şapkamı takarak ellerimi ceplerime yerleştirdim ve hızlı adımlarla evime doğru yürümeye başladım. Nefes alamıyordum ve bu durum beni her geçen saniye daha da kötü bir hale getiriyordu.

Onu hatırlıyordum, uçağa binmeden önce bana söylediği son sözleri.

"Soğuk kış günleri geçene ve çiçekler yeniden açana kadar beni bekle."

Bekleyeceğimi söylemiştim Chittaphon. Sen sözünde durmasan da ben duracağım.

Ama merak ediyorum; eğer bir bahar günü aniden gelirsen, tekrar sıkıca sarılabilir miyim sana?

***

wattpad türkiye'de ilk tendery kitabını yazıyor olmak güzel

spring day | tenderyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin