Remus, elinde telefon koridorda bir ileri bir geri yürürken iksir dersinden çıkmaları için arkadaşlarını bekliyordu. Birkaç gün önceki dolunay yüzünden yatakhanede dinlenmeye çekilmiş ve bu süre zarfında arkadaşlarıyle iletişime geçmemişti. James ve Sirius onun üstüne gitmemişti. Peter ise ara sıra mutfaktan arakladığı tatlılardan vermişti ona.
Kahverengi kapı açılır açılmaz hızla içeri dalmıştı ama bu Severus'a çarpmasına sebep olmuştu. Onun kötü bakışları eşliğinde içeri girmiş ve Sirius'un masasının önünde durmuştu."Se-Selam Aylak."
Sirius gergince gülümsemiş ve istemsiz olarak saçlarını düzeltmişti.
"Konuşabilir miyiz?"
James hiçbir şey demeden aptalca sırıtmış ve çantasını topladığı gibi Peter'ı da alarak sınıftan çıkmıştı.
Remus arka sıralarda oturan kız çıkana kadar bakışlarını onun üzerine dikmiş ve rahatsız etmişti. Kız en sonunda biraz daha hızlı hareket edip sınıftan çıkmıştı."Ne diyecektin?"
"Şu sapıkla ilgili."
Sirius az önce eğmiş olduğu kafasını hızla kaldırmış ve biraz korku biraz da Remus'u arzulayan bakışlarla arkadaşının gözlerine bakmıştı.
"Yoksa buldun mu?"
"Bana seni bulup bulamadığımı mı soruyorsun?"
"Evet."
Remus alayla sırıtırken Sirius eliyle ağzına vurmuş ve nefes almadan konuşmaya başlamıştı.
"Hayır. Hayır. Hayır. Yani ben mi? Pfft... Hadi ama Aylak. Yani ben seni bir sapık gibi izleyeceğim ve mesaj atacağım. Gecenin bir vakti. Güzellik uykumun ortasında?"
"Yani sen değildin?"
Remus telefonunu masanın köşesine koyduktan sonra masadan destek alarak Sirius'a doğru eğildi. Beklenmedik hareket üzerine Sirius sırasında biraz geri çekilmişti.
"Eveet."
"Eh, yazık oldu."
Remus omuz silkip geri çekilecekken Sirius ani gelen cesaretle hızla arkadaşının kravatından tutmuş ve yüzüne doğru yaklaşmasını sağlamıştı. Gözlerini Remus'un dudaklarından ayırmadan konuştu.
"Düşündüm de... Sanırım o ben olabilirim."
Yavaşça bakışlarını sevdiği adamın gözlerine çevirdi. Bir süre birbirlerinin gözlerinde kayboldular. Ta ki James kapının oradan belirip bağırana kadar.
"ARTIK ÖPÜŞECEK MİSİNİZ?!"
İkili aynı anda sesin geldiği yöne doğru dönmüş ve James'in ellerini yanlara açmış bir şekilde kendilerini izlediğini gördüler.
"Şey siz onun kusuruna bakmayın."
James'in arkasından beliren Lily sevgilisinin kafasına hafifçe vurmuş ve onu sınıftan dışarı çıkarmak için kolundan tutmuştu.
"Siz öpüşü- Yani konuşun. Hadi James!"
Lily James'i sınıftan çıkarırken Sirius bütün bu olanlara köşede sessizce gülen Peter'ı gördü. Kısa boylu arkadaşıyla göz göze gelir gelmez Peter elini yumruk yapıp havada sallamıştı. Ardındansa hızla oradan ayrılmıştı.
Kafasını iki yana salladıktan sonra Sirius, yüzünden çapkın bir sırıtışla Remus'a döndü."Nerede kalmıştık?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fall in Love // Wolfstar
FanfictionAynadaki yansımasına baktı genç çocuk. En çok istediği şey neydi? Başarı, şöhret, zenginlik... Hayır, hiçbiri değildi. Ne istediğini bilmiyordu. Ta ki ayna ona daha kendisine bile itiraf edemediği şeyi gösterene kadar.