Boş salonu dolduran bildirim sesiyle Remus elindeki kitabı bırakmadan mesajı açtı.
Bilinmeyen:
Kitabı çek
Remus:
Ne?
Bilinmeyen:
Kitabı suratından çek
Seni göremiyorum
Remus elindeki iksir kitabını bıraktı. Tutulmuş olan belini hafifçe sağa sola oynatarak etrafına bakındı. Ortak salonda kendisinden başka kimse yoktu. Bu biraz korkutucuydu. Mesaja cevap vermek yerine yeniden kitabına yöneldi. Yarın önemli bir sınavı vardı ve böyle aptalca şeylerle uğraşamazdı.
Bilinmeyen:
Hey
Dediğim şeyi duymadın mı?
Remus:
Teknik olarak
Hayır duymadım
Bilinmeyen:
Ne demek istediğimi biliyorsun
Çek şu kitabı suratından
Ela gözlerini görmek istiyorum
Remus:
Yarın önemli bir sınavım varken
Gecenin bir yarısı manyak bir sapıkla uğraşamam
Sertçe kitabını kapatıp önündeki mumu üfledi ve ortak salonun karanlığa gömülmesine sebep oldu. Çıkardığı cüppesini alıp camdan kendisine yardımcı olan ay ışığını takip ederek ortak salondan çıktı. Çıkmadan önce etrafa göz atsada kimseyi göremedi. Birileri kendisiyle dalga geçiyordu ve bundan hiç hoşlanmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fall in Love // Wolfstar
Fiksi PenggemarAynadaki yansımasına baktı genç çocuk. En çok istediği şey neydi? Başarı, şöhret, zenginlik... Hayır, hiçbiri değildi. Ne istediğini bilmiyordu. Ta ki ayna ona daha kendisine bile itiraf edemediği şeyi gösterene kadar.