5

237 20 19
                                    

illa tehdit mi edim yorum yapmanız için, ayıp :3

"Bu ne hoş sürpriz Liam, hayatım keşke haber verseydin." Louis kahvaltı masasında oturan Liam'ı görünce yapmacık bir şekilde konuştu.

"Rol yapmana gerek yok Louis, biliyorum."

Göz devirerek masaya oturdu Louis. Harry bardaklara çayları doldurduktan sonra oturdu.

"James nerede?"

"Banyoda ellerini yıkamaya gitti." Harry başını tabaktan kaldırmadan Louis'nin sorusuna cevap verdi.

"Ee Liam, nasıl gidiyor?"

"Çok güzel Louis, sen de nasıl gidiyor?"

Louis cevap vermek yerine kafasını sallamakla yetindi. Birkaç dakika oluşan sessizliği Harry'nin öksürükleri bozdu. Liam'ın endişeli gözleri Harry'yi buldu.

Harry çayından bir yudum alarak boğazını yumuşatmayı denedi. "Sana hastaneye git diyorum, bir kere de beni dinlesen keşke."

"Harry'nin vücudu hassas. Basit bir gripte olabilir çok abartıyorsun bence Liam."

"Hep böyle umursamaz mı olacaksın Louis?"

"Ve sen de hep böyle her şeye burnunu mu sokacaksın Liam?" Sesleri git gide yükseliyordu ve Harry'yi endişelendiren tek şey James'in duymasıydı.

"Tartışmanızı sonraya saklayın tamam mı!?" Harry çay bardağını sertçe masaya vurduktan sonra konuştu.

Louis gözlerini devirip kahvaltısına döndü.

James aşağıya indiğinde Liam'ın yanına gitti. "Bak çok güzel kokmuyor mu?" Liam burnunu James'e yaklaştırdı ve yüzünü ekşitti.

"Güzel ama biraz fazla olmamış mı James? Hem bu ne?"

"Banyodaki dolapta buldum. Bence çok güzel kokuyor."

Harry kafasını iki yana sallayarak iç çekti. "James babanın traş losyonları hâlâ sana uygun değil."

Louis gülümseyerek James'i yanına çağırıp kucağına aldı. "Onlara aldırma çok güzel kokuyorsun."

*

"Alo? Louis hastaneye gelmen gerekiyor."

"Ne? Ne oldu? James iyi mi? Har-"

"Kes sesini ve sana attığım konuma gel."

Louis cevap vermeden Liam telefonu kapattı.
Louis, yataktan kalktı. "Louis ne oluyor?"

"Bir şey yok El." Eleanor umursamadan arkasını dönüp yattı. Louis telefonunu, araba anahtarını ve cüzdanını eşofman cebine koyarak evden çıktı.

Arabaya binip hızla Liam'ın attığı konuma sürdü. Piç kurusu bari kime ne olduğunu söyleseydin.

Hastane otoparkında yer araması daha da gergin hissetmesine neden oluyordu. Sonunda çıkan birisi görünce hemen çıktığı yere park etti.

Telefonunu eline alarak Liam'ı aradı. "Hangi kattasınız?"

"Ben aşağıya iniyorum, seni alacağım."

-

"Kiminle konuşuyorsun Liam?" Harry yorgun çıkan sesiyle sorusunu Liam'a yöneltti. "Louis ile."

"Sana onu çağırma dedim!"

"Harry bilmesi gerekiyor! Sen hastanedeyken James'e birinin bakması gerekiyor." Harry kafasını iki yana salladı. "Tedavi olmayacağım. Ben burada canımla cebelleşirken, Louis ve sevgili aşığına çocuğumu emanet etmeyeceğim."

Daha sonra daha fazla konuşmamak için Liam'a sırtını döndü. Liam hiçbir şey demedi. James'i yanına alsa hastanede Louis Harry ile kalır mıydı?

Kafasını iki yana salladı. James'e bakabilirdi, sonuçta onun çocuğuydu değil mi?

Hastane odasından çıkarak girişe indi. Hastane kapısında tırnaklarını yiyen Louis görmeyi beklemiyordu. Louis endişelenebiliyor muydu?

Louis, Liam'ı görünce hızlı adımlarla yanına gitti. "Tanrım sonunda gelebildin. Ne oldu? James iyi mi? Ya Harry ona-" Liam sözünü kesti.

"Harry fenalaştı, dediğinin aksine basit bir grip değilmiş Louis."

Louis yutkunamadı, kalbi sıkışıyordu. "Şi-Şimdi nasıl?" Liam bir şey demedi ve arkasını dönerek Harry'nin yanına yürümeye başladı. Louis'nin onu takip edeceğini biliyordu.

Odanın kapısına geldiğinde durup Louis'ye döndü. "Gir ve kendin sor, tuvalete gideceğim." diyerek oradan ayrıldı.

Nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. En sonunda ne olabilir ki? Diyerek odaya girdi.
Harry onu görünce bakışlarını başka yerlere çevirdi, ağlamak istemiyordu.

"Nasılsın?"

"İyiyim." diye karşılık verdi Harry, yalan söylediğini hepimiz anlıyorduk değil mi?

Louis yatağın yanındaki sandalyeye oturdu. Harry sessizliği bozarak; "Liam'a seni çağırmaması gerektiğini söyledim. Kusura bakma seni buraya kadar getirttim."

Louis başını iki yana salladı. "Sorun değil, ya kimi çağıracaktı?" Harry cevap vermedi ve duvarları izlemeye başladı.

"James nerede?"

"Liam Zayn'e bırakmış." Kafasını anladım dercesine salladı ne yapması gerektiğini bilmiyordu.

——
şeyi merak ediyorum, sonunu veya bir dahaki bölümlerde be olacağını düşünüyorsunu?

infidélité :: larry stylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin