-8-

698 55 33
                                    

Seray attığı çığlıktan sonra kafasına bir darbe alıp yere yığıldı.

Gözlerini ilk açtığında hiçbir şey net değildi. Tek anladığı birinin kucağında bir yere gittiğiydi.

İkinci kez gözlerini açtığındaysa depo gibi bir yerdeydi.Elleri ve ayakları bağlıydı,kıpırdayamıyordu.Ağzı bantlıydı,bağıramıyordu.

"Kız uyandı."Dedi kart sesli bir adam.Sonra siyah ve uzun saçlı bir kadın sandalye çekip Seray'ın önüne koydu.

"Ağzını açacağım eğer bağırırsan başımıza aylak toplamakla kalmazsın,seni öldürürüm."Dedi kadın çok sert ve net bir şekilde.Ardından ağzındaki bantı çıkardı.

"Sana soracağım birkaç soru var."Dedi kadın.Bu sefer ses tonu daha sakindi.Seray böyle devam etmesini umdu.Korkuyordu.

"Kaç kişisiniz,silahlarınız nerde ve nerede kalıyorsunuz?"

Seray cevap vermemişti,kadının yüzüne korkulu gözlerle bakıyordu.

"Cevap ver!"Diye bağırdı kadın.

"Bilmiyorum."Diye yanıtlamasıyla sert bir tokat yedi Seray.

Kadın yaklaşık on beş saniye sonra yine aynı soruyu sordu.Seray'ın cevabı aynıydı.

"Beni iyi dinle aptal kız.Seni onların yanında gördüm,sorularımın cevabının sende olduğunu biliyorum.Şimdi elimden bir kaza çıkmadan cevap ver.Çünkü bu işin sonunda zararlı çıkacaksın."

Seray yine de cevap vermemişti.Melih ona bunlardan bahsetmişti ama onu kurtaran ve yardımcı olmak isteyen insanlara bunu yapamazdı.

Kadın ayağa kalktı,sandalyeye savurduğu tekmenin ardından kart sesli adamın yanına doğru ilerledi ve adamın önünde durdu.

"Ne yapacağını biliyorsun."Dedi ve Seray'a bir bakış attıktan sonra kadın orayı terk etti.

Adam Seray'a hızlı adımlarla yaklaştı ve ona sert bir yumruk attı.Ardından bir daha ve bir daha...

Daha sonra adam sandalyeye tekme savurdu.Seray geriye düştü ve adam onu tekmelemeye başladı.

Seray'ın ağzından kan geliyordu ve bir yandan da ağlıyordu.Yediği dayağın şokuyla tek kelime bile etmiyordu.

Adam sandalyeyi kaldırdı ve Seray'a tekrar aynı soruyu sordu.O yine cevap vermedi ve adam onu dövmeye devam etti.

Yediği yumruklar ve tekmeler o kadar sertti ki sanki vücuduna çivi saplanıyor gibiydi.

Bir süre boyunca aralıksız yediği dayağın ardından Seray daha fazla dayanamadı,bayılmıştı.

***

Gözlerini bir kulübede açtı bu sefer.Yatakta uzanıyordu,doğrulmayı denedi ama başaramadı.Vücudu hala sızlıyordu.

Tekrar doğrulmayı denedi bu sefer başarmıştı.O sırada içeriye kumral,yirmilerinin ortasında,uzun boylu bir adam girdi.

Adam Seray'ı görünce gözlerini fal taşı gibi açtı ve onu geri yatırdı.

"Daha kalkmak için erken.Biraz daha dinlenmelisin."Dedi adam.

"Siz kimsiniz ve buraya nasıl geldim?"Diye sordu Seray.

"Benim adım Emre.Seni ormanda buldum.Yaralıydın,seni dövmüşler.Bunu sana kim yaptı ve sebepleri neydi?"Dedi adam.

Seray ağlamaya başladı,aklına o depoda ne kadar canının yandığı geldi.Hala da canı yanıyordu.

Emre hiçbir şey yapmadan onu izliyordu.Emre'nin yüzünden hüznü belli oluyordu.Seray'a acımıştı.

Seray bir süre sonra ağlamayı kesti ve göz yaşlarını sildi.

"Kim olduklarını bilmiyorum.Beni kaçırdılar ve daha önce bulunduğum grup hakkında bilgi istediler.Ben söylemeyince bu hale geldim işte."Dedi Seray.Sesi hâlâ ağlamaklıydı.

"Size çok teşekkür ederim.Beni iyileştirdiğiniz için."

"Teşekküre gerek yok,ben insanlık görevimi yaptım ve ayrıca daha iyileşmedin."Dedi gülerek Emre.

"Ne zamandır bu haldeyim?"Dedi Seray.

"Bir hafta oldu.Toparlanıp ayağa kalkman da en aşağı bir hafta sürer ama dediğim gibi dinlenmelisin geri kalanları daha sonra konuşuruz.Ben birazdan sana yemeğini getiririm."Dedi Emre ve dışarı çıktı.

***

Yaklaşık on beş dakika sonra Emre tekrar odaya geldi.

Elinde bir tepsi vardı.Tepsiyi masaya koydu ve Seray'ın başucuna bir sandalye çekti.O sırada Seray yataktan doğrulmayı deniyordu,Emre ona yardımcı oldu ve daha sonra ona yemeğini yedirdi.

Yemekte tarhana çorbası vardı,içine ekmek doğramıştı Emre.Seray tabağın hepsini içtikten sonra Emre ona peçete uzattı ve Seray ağzını sildi.

"Ellerine sağlık teşekkür ederim."Dedi Seray.

Emre ona gülümsedi.

"Afiyet olsun."Dedi Emre.

Emre birkaç saniye güler yüzüyle Seray'a baktı daha sonra ciddi haline büründü.

"Benim av için ormana dönmem gerekiyor ama merak etme hemen dönerim.Başka bir şeye ihtiyacın var mı?"Dedi Emre.

Seray yok anlamında başını salladı.Daha sonra Emre onu yatağına geri yatırdı ve odayı terk etti.

VİRÜSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin