DOLUNAY (Ekin'in ağzıyla)

571 46 5
                                    

Dün gece geç saatlere kadar eşyaları yerleştirdim odama , annem nasıl mutlu görseniz. Bence mutluluğun sebebi evin güzelliğinden ziyade dayımlar ile aynı mahallede oturuyor olmamız.
Dayımı severim soğuk espiriler olsa da, dayımın tek bir çocuğu var adı Sinem benden iki yaş küçük , aramız iyidir Şimdi evlerimizin arasinda bir yol var. Sanırsam onun ergensi hareketlerine daha fazla maruz kalacağım. Gerçi on altı yaşındaki bir genç kızdan ne bekliyorsam

" Ekin kalk okula geç kalacaksın evde ekmek yok dün gelirken aşağıda bir market görmüştüm. Oradan iki ekmek al hadi"
Tanıştırıyım sabah alarmım
" Ben niye alıyorum ya Betül'ü gönder o alsın uğraşamam şimdi"
" Betül ne bilsin mahalleyi daha dün geldik. Kaybolur hadi söylenme yoksa aç kalacaksın"

Mevzubahis açlık olunca dayanamıyorum annemin elindeki parayı alıp dışarıya çıktım Herkes uyuyordu Saat sabahın yedisiydi ağır adımlarla uyku mahmuru halimle yürümeye koyuldum yokuş indikten sonra markete girdim poşete iki ekmek koyup kasaya doğru ilerledim sırada yaşlı bir teyze onun arkasında genç bir kız vardı.

Hemen kızın arkasına geçip beklemeye başladım. ' Teyze sabah sabah bu kadar şeyi almaya üşeniyor musun? Neyse ki kız da üç ekmek almış' diye geçirdim içimden, iki saattir okunan barkodlar beynimde yankılanıyordu oh ! Şükür teyzenin işi bitmişti şu kız da hemen ekmekleri alıp giderdi

Sıra kızdaydı ama o hala kopya çeken öğrenciye odaklanmış öğretmen gibi telefonun ekranından gözünü ayırmıyordu"hanımefendi" diye seslendim. Yok hala hareket etmiyor , resmen kasiyerle bakışıyoruz sonra kızın kulağındaki kulaklığı fark ettim kızım ergen ruhu resmen kulaklıktan dışarıya vuruyordu. Bangır Bangır rap sesi geliyordu

"Hanımefendi biraz hızlı olabilirmsiniz" off çıldıracağım yine tık yok dayanamayıp kulağındaki kulaklığı sertçe çekiverdim hızla arkasına dönüp
"Ne yaptığını sanıyorsun sen"
" Ooo konuşabiliyormuş bizim ayaklı duvar , iki saatir sesleniyorum ama telefona aşık olduğun için duymuyorsun çekil surdan " deyip kızı ittim hemen ekmeklerin parasını ödeyip çıkıverdim.
Sinirden elim ayağım titriyor hızlı adımlarla eve doğru yürüdüm güne muhteşem bir başlangıç yaptım harika!

Birkaç saat sonra
"Abi hadi pes atmaya gidelim her seferinde ekiyorsun bizi"
" Kusura bakmayın beyler son konuyu yetiştirmem lazım size iyi eğlenceler"

Onları tekrardan reddedip çantamı toparladım. Biraz ayıp oldu ama ne yapayım konu yetişmeyecekti Allah'tan yürüme mesafesi kısalmıştı ve on beş dakika daha erken eve gidecektim hemen yemeğimi yer derse başlarım diye düşünürken aynı anda yürüyordum.

Hatta o kadar dalmıştım ki Buse'nin yanıma yaklaştığını bile fark etmemişim
" Ooo ayakta uyuyorsun resmen bu ne hal oğlum "
Buse ile askerlik arkadaşı gibi konuşmaya alışkınımdır
" Hadi gel biseyler yiyelim"
" Malesef bizimkiler pes atalım dediler onlarıda reddettim şimdi senle çıkarsam ayıp olur ama sonra söz"
" Hep sonra diye verdiğin sözleri uc uca birleştirirsek bir hafta aralıksız benle dışarıda olmak zorunda kalırsın"
Buse'ye göz kırpıp okuldan çıktım

On dakika sonra mahalleye girdim , adımlarımı daha hızlı atmaya başladım. Ayağıma doğru yuvarlanan topu durdurdum
" Abi topu atsana"
Mahallenin minikleri futbolda oynarmış ama ayağıma gelen topu dikmeden duramam. Topa sertçe vurdum , top biraz havalandıktan sonra küt diye kızcağızın başına düşüverdi. Telaşlı adımlarla kıza doğru yaklaştım "çook özür dilerim"
dedim mahcup bir sesle , sinirle kafasını kaldırdığında şok oldum sabah marketteki şu telefonu aşığı kız değil mi ?

" Vayy küçük beyimiz özür de dilermiş "
" Hatalı olduğumda Tabiki Özür dilerim ama hatalı olduğumda" hatalı olduğumda sözcüğünü bastıra bastıra söyledikten sonra yanından öylece çekip gittim. Eminimki şimdi sinirden kıpkırmızı olmuştur. Ama umurumda değil eve çıktım annemin her zamanki sorularına kısa cevaplar verip bir şeyler atıştırdım kitaplarimi masanın üstünde yerleştirdim.

Tam derse başlayacaktımki camdan Sinemi gördüm. Uzun zamandır görüşmüyoruz aşağı inip biraz sohbet edeyim diye düşündüm merdivenden inip yanına gittim

"Naber kız "
" Aaa Ekin abi sen oksijenli ortamlarda bulunur muydun?"
" Saçmalamayı keste napıyorsun burda onu söyle "
" Arkadaşım bekliyorum şimdi gelir biraz dolaşacağız"
"İyi bakalım sonra görüşürüz dayımlara selamlar"

Deyip arkamı dönecektimki dört katlı binanın apartman kapısı açıldı ve sabahki gördüğüm ' telefon aşığı kız 'çıkıverdi
" Ekin abi gel seni arkadaşımla tanıştırayım"
" Bu mu senin arkadaşın kızım senin ne biçim arkadaşların var " dedim kıza tiksiniyormuş gibi bakarken
"Ne saçmalıyorsun Ekin abi yoksa siz tanışıyor musunuz"
"Tanışmıyoruz , tartışıyoruz bu aptalla"
daha fazla dayanamayıp söze atıldı

"Aptal değil, DOLUNAY "

KOMŞU KIZI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin