ACİZ Mİ AŞIK MI?(Ekin'in ağzıyla)

264 27 15
                                    

Sabah uyandığımda şifayı kapmıştım.
Hafif hafif öksürüyordum yatağımdan doğruldum çantamı hazırladım.

Sonra aklıma sınav gelmişti
Allah kahretsin! Sınavı unutmuştum, ben dün gece gelince yatıp uyudum ama daha önce çalıştığım için yaparım diye düşünüyorum

Hazırlandıktan sonra kahvaltımı yapıp evden çıktım. Evin önünde biraz duraksayıp gözümü Dolunay'ların evine çevirdim sanki gözlerim onu arıyordu ama göremedim.
Sonra yürümeye koyuldum Dolunay'la tanıştığımız marketin önüne gelip öylece durdum içimden bir his Dolunay'ın markette olduğunu söyledi.

Çok saçma ama markete girip Dolunay'ı aramaya başladım görevli yanıma gelip
"Beyfendi birşey mi arıyorsunuz ? Ben yardımcı olayım isterseniz"
Bir adet Dolunay arıyorum desem ne anlardı acaba?
"Gerek yok iyi günler " deyip marketten çıktım bu arada sesim fena şekilde kısılmıştı

Okula gittiğimde Buse'nin annem gibi davranmasına maruz kaldım.
Neden hasta olduğumu sorup durdu, bisürü çay içirdi, zorla ağzıma poğaça bile tıktı kabul etsem kapşonunu çıkartıp üzerime saracak .

Neyse ki sizi düşünen arkadaşlarınızın olması çok hoş
Sınava girdim kötü geçmedi sonra sıraya kafamı yasladım
Sonra Buse'nin şu önerisiyle kafamı kaldırdım.

" Ya Ekin hiç iyi görünmüyorsun hastaneye gidelim mi? Yada ben size gelip çorba falan yapıyım dur dur ben sana kantinden bir çay daha getiriyim"
Buse neden karısı doğum yapacak adam stresindeydi
"Bak canım kankam ben gayet iyiyim eve gider biraz dinlenirim birşeyim kalmaz"
" Emin misin? Bak Ekin ya iltihap kaparsan ya bağdemciğin şişerde boğazını kapatır da nefes almazsan"
" Ya yolda giderken tecavüze uğrarsan de tam olsun Buse! Birazcık üşüttüm alt tarafı , kendimi kötü hissedersem hastaneye giderim"
" Tamam birşey olursa haber et ama tamam mı?"
Buseye başımı salladım. Öğleden sonraki derslerime kalmayıp eve gittim rahat birşeyler giydikten sonra biraz uyudum.

Kapının çalınmasıyla uyandım. Annem kapıyı açmadı evde yoktu galiba neyse iş başa düştü yataktan kalkıp kapıyı açtığımda Dolunay elindeki tabakla karşımdaydı
"Geçmiş olsun"
"Sana kim söyledi hasta olduğumu? Sinemin de haberi yoktu"
" Kimse, hasta olduğunu düşündüm dün o soğukta ıslak ıslak saatlerce durdun aslında denize girme fikri yanlıştı sana özür çorbası yaptım " elindeki tabağı uzattı bende aldım

"Teşekkür ede-" dediğim sırada eliyle anlıma dokundu. ateşimi kontrol etmek için
"Ateşin fazla yok geçmiş olsun"-artık var dedim içimden
Kalbimden tüm vücuduma bir sıcaklık akmıştı...

Merdivenlerden inişini izledim. Dolunay'in yaptığı çorbayı içmek için sabırsızlanıyordum. Mutfağa gittim bir kaşık aldım çorbadan, aslında güzel olmuştu ama biraz tuzu eksikti inanın tuz atmaya kıyamadım çorbaya

Tuzsuz çorbayı boğazım yana yana hızlıca bitirdim. Sanırım artık iylesmistim sonra yatağıma biraz daha uzandım yine uyuyakalmışım

Annemin akşam yemeğine çağırmasıyla uyandım. Sofraya geçtim annem üzerimi sıkıca bastırdı ateşime baktı

"Bu tabak nerden çıktı?" derken Dolunay'in
çorba getirdiği tabaktan bahsediyordu
"Şey şu Sinem'in arkadaşı varya o kiz çorba getirdi bende acıkmıştım içtim"
" Dolunay Abla mi?"
"Sen nerden tanıyorsun"
" O abla çok iyi birisi benimle geçen gün evcilik oynadı" Dolunay Betül ile evcilik oynamış Betül'ün Dolunay'ı sevmesi hoşuma gitmişti sonra annem söze girdi
"Aa o kız geçen yine kurabiye yapıp getirmişti çok terbiyeli maşallah"
" Benimde dün marketten aldığım ürünlerin posetlerini taşıdı şimdiki gençlerin burnu havadayken bu kız pek bir yardımsever" dedi babam

Tüm ailem Dolunay'ı överken biz abimle bakışıyorduk. Ufak tefek birşeyler atıştırıp kalktım sofradan
Dolunay'ın yaptıkları çok hoşuma gitmişti
mutfaktan Dolunay'in getirdiği tabağı alıp dışarı çıktım Dolunay'ların evine doğru yürüdüm apartmana girip kapıyı çaldım kapıyı annesi açtı

" Dolunay'a baktıysan yavrum o Sinem'le mahallenin parkında buluşacaktı"
Teyze tamda aradığım cevabı vermişti ben sormaya utanırdım zaten
"Yok teyze onun için gelmedim tabağınız varmış da biz de onu getirdim"

Dolunay'ın annesine tabağı uzattıktan sonra apartmandan çıktım mahallenin parkına doğru yürümeye başladım.

Şimdi ben o parka neden gidiyordum ki ?bazen bir sebebiniz yokken gitmek istersiniz ayaklarınızın götürdüğü yere
aslında bir sebep yokken bir sebep ararsınız gitmek için şimdi neydi ki benim sebebim?

Parkta tek başına bir bankta oturuyordu. Kulağımda kulaklık vardı. Ne söyleyeceğimi bilmeden ona doğru yürüdüm.

Beni gördü kulağındaki kulaklığı çıkarttı birşey demesine fırsat vermeden
"Dolunay" dedim sadece aslında aklımda birkaç birşey vardı. Şimdi Dolunay'a teşekkür mü etmeliydim yaptığı şeylerden dolayı? Yoksa kızmalımıydım beni kendine bağladığı için ?
"Efendim Ekin" akşam rüzgarı saçlarını savuruyordu gözünün önüne gelen saçlarını kulağının arkasına yerleştirdi sözleri ağzında eziliyordu. O kadar güzel bakarken nasıl hesap sorabilirdim ki?
Derin bir nefes aldım

" İyi şeyler yapıyormuşsun yapma olur mu? "
Az önce Dolunay' a yalvardım, aşık olmaktan çokmu korkuyordum bilmiyorum
"Neden" şimdi sözcükleri beynim kurgulayıp dilime göndermeyecekti kalbim söyleyecekti herşeyi ben de izin verecektim kalbime
"Çünkü yaptığın her güzel şey beni sana itiyor"

Hiç bu kadar aciz olduğumu hatırlamıyorum aciz mıydım aşık mı?
Tam konuşmaya devam edeceğim sırada
parmakları dokundu dudak çizgilerime ben acaba sakallarım parmağına batıyormu diye düşünürken o
"Bende seni seviyorum Ekin"
Haklıydı bende onu seviyordum

Hiç bu kadar aciz olduğumu hatırlamıyorum aciz mıydım aşık mı?Tam konuşmaya devam edeceğim sırada parmakları dokundu dudak çizgilerime ben acaba sakallarım parmağına batıyormu diye düşünürken o"Bende seni seviyorum Ekin" Haklıydı bende onu seviyor...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

En güzel hâkim kırmıştı kalemimi gözleriyle, şimdi hiç bir cellada itiraz edemezdim

KOMŞU KIZI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin