ÖPÜCÜK(Ekin'in ağzıyla)

498 39 16
                                    

" Bana son günlerde garipsin diyor ama asıl garip olan kendisi değil mi? soru sormak için yanıma geliyor , soruyu dinlemeden yanındam öylece çekip gidiyor , yarım saat sonra okulun merdivenlerinde hüngür hüngür ağlarken buluyorum ve sabahtan beri arıyorum telefonunu açmıyor ne oluyor bu kıza abi"

Mehmet telefonun karşısında olan biteni idrak etmeye çalışıyordu
" Birde ben mi? arasam"
Mehmet'in bu cümlesi gerçekten canımı sıkmıştı Buse benim telefonumu açmadıysa illaki bir sebebi vardır. Yoksa gazabımdan kurtulamaz

" Açmıyor diyorum işte oğlum sen arasan ne fark edecek"
" Ne biliyim abi sende merak etme sessize almıştır dinleniyordur"
"Neyse ben kapatıyorum bir daha arayayım yine açmazsa evine gideceğim çünkü hiç iyi gözükmüyordu"
"Tamam bana haber et konuşunca"

Tekrar arama kaydına girdim Buse'yi aradım telefon çaldı, çaldı, çaldı
"Alo Ekin" sesi o kadar yorgun geliyorduki aslında çok kızgındım ama pek iyi değildi daha fazla üstüne gitmek istemedim.
" Buse kaç kere aradım neden açmadın?

" Telefonu sessize alıp biraz dinleneyim dedim uyuyakalmışım. Kusura bakma" sanki birkaç cümle daha kursa ölecekmiş gibi konuşuyordu

" İyi misin?"
"İyiyim biraz kötü hissettim kendimi , sınav stresi falan sinirlerim boşaldı birden yani önemli bir şey yok merak etme"
"Yanında olma mı istermisin?" Ne söyleyeceğini unutmuş gibi biraz düşündü. Derin bir iç çekti
"Sağol ama gerek yok iyiyim gerçekten"
söyledikleri hiç inandırıcı değildi fazla uzatmak istemedim. Anlatmak isterse anlatır zaten
" Tamam sen biraz daha dinlen akşam konuşalım ama görüşürüz"

Telefonu kapatıp masanın üstüne koydum.
Sanki duvarlar üstüme üstüme gelmiş gibi hissettim. Pencereyi açtım kafamı camdan dışarıya çıkardım derin bir nefes aldım gözümü dayımların evine doğru yönelttim.
Evin önündeki duvarda Sinem ve Dolunay oturuyorlardı. Evde daralmıştım beyaz tişörtümün üzerine yeşil hırkamı geçirip evden çıktım yanlarına yaklaştım.

Dolunay beni görünce suratındaki tebessümün yerini kırgınlık ile öfke aldı. Sinem'e bakarak;
" Sinem ben gidiyorum sonra görüşürüz"

Şimdi bu yaptığı neydi? Resmen ortama girmiş kötü koku gibi davrandı. Gerçekten bozulmuştum
" Yaptığı saçmalığa bak"
" Yaptığı saçmalığa mı bak? Kızın kulaklığını kopardın , kafasına top fırlattın , çok ağır sözcükler kullandın. Dolunay'ın senin varlığından rahatsız olması mı saçmalık?"

Sinem'in içindekileri böyle dışa vurması beni rahatsız etmişti ama haklıydı. Hakikaten ben bu kadar çok şey yapmış mıydım? Evet biraz haddimi aşmıştım
" Sence de bir özür hak etmedi mi? "
Gerçekten de bir özrü hak etmişti. Bir kıza fazlasıyla kabaca davranmıştım. Ses tonumu mahçuplaştırarak
"Haketti" emir veren bir ses tonuyla
" Özür dile o zaman!"

Cebimden gelen telefon sesini farkettim arayan Mehmet'ti Allah Kahretsin!

Ben ona Buse hakkında haber vermeyi unuttum. Vereceği tepkiden çekinerek telefonu açtım , açar açmaz
"Abi niye aramıyorsun? kaç dakikadır bekliyorum"
"Iıı şey ben seni aramayı unuttum ama Buse ile konuştum gayet iyi dinlenmek için telefonu sessize almış"
" Beni aramayı unuttun mu?" dedi ve birden telefonu suratıma kapattı haklıydı. Neyse ben onu sonra arar gönlünü alırım tekrar Sinem'e döndü

"Arayan Mehmet miydi?"
Sinem Mehmet'i ve Buse'yi yakından tanır bazı zamanlar hep beraber takılırız. Evet dercesine başımı salladım
" Telefonu niye suratına kapattı?"
" Buse bugün pek iyi değildi ona ulaşamadık bir süre konuştuktan sonra Mehmet'e haber vermeyi unuttum o da sinirlendi"

KOMŞU KIZI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin