⍣21⍣

1.3K 167 140
                                    

YN:Geçenki bölümün altına oy vermeyi unutmayın yazmamışım ve oylar yarıya inmiş jldndlsj geçenki bölüme oy vermediyseniz verebilirsiniz 😁

Taehyung

Bana sarılmasıyla önce irkildim sonra hızla yüzümü ona döndüm ve kollarımı sıkıca boynuna sardım. O da kollarını belime doladı. Sımsıkı sarıldım. O kadar sıkı sarıldım ki bir ara öksürerek boynunu benden kurtarmaya çalıştı

"Ö-ölüyorum Taetae" hızla kendimi geriye çektim ve omuzlarına vurmaya başladım

"Seni aptal! Ne kadar korktum haberin var mı?" o yatağa yeniden düşene kadar vurmayı kesmedim. Beni durduran şey yatağa gözleri kapalı bir şekilde düşen Jungkook'tu.

"JUNGKOOK!" korkuyla çığlık attım.

"Ö-özür dilerim" üstüne eğilmiş, yüzünü avuçlarım arasına almıştım.

"Özür dilerim... Özür dilerim... Özür dilerim..." korkudan aklımı kaybetmiş, nefes bile almadan özürler diliyor, uyansın diye uğraşıyordum.

Donuk yüzünde aniden kendini gülmemek için kastığını belli eden bir ifade oluştu. Benim şaşkınlığımdan yararlanıp kollarını sıkıca bana sardı ve yerde yuvarlanmamıza neden oldu. Ellerim ikimizin arasında sıkışmıştı. Kocaman bir kahkaha attı ve beni altına aldı

"Ne o çok mu korktun beni kaybetmekten?" dedi yüzünü yüzüme yaklaştırıp. O sırada bir öksürük sesi duyduk

"Öhö.. Öhö... Bölmek istemezdim ama Tae'nin çığlığını duyunca bir bakayım demiştim" dedi Ji-mong şaşkın şaşkın ikimize bakarken.

Hızla toparlandık. Utanmıştım. Kafamı yere eğip yan gözle Jungkook'a baktım, o da gözlerini Ji-mong'dan kaçırıyor bakışlarını endişeli endişeli etrafta gezdiriyordu. Onun bu panik halini görünce kıkırdadım.

"Ne?!?" dedi büyüttüğü gözleriyle bana bakarken.

"Neyse, neyse. Ben gideyim en iyisi. Uyanmana birazcık sevindim. Sen de uyandığına göre yakında dönüş yoluna çıkarız. Şehre yeniden uğramak isterseniz, uğrayın. Belki almak istedikleriniz filan olur" yavaşça dışarı çıkıp kapıyı örttü.

"Korktuğumu zaten söylemiştim, ne diye ödümü kopartıyorsun" dedim yanımdaki Jungkook'un karnına dirseğimi geçirirken.

"Ahh! Ahh! Ölüyorum, iç organlarımı parçaladın" kollarını karnına sarıp yerde yuvarlandı.

"Abartma" burun kıvırdım. "Hem konuşuyorum şurada,yuvarlanmayı kes" duruşunu düzeltti ve bağdaş kurup karşıma oturdu. Dizleri dizlerime değiyordu.

"Bu kadar uzun süre uyunur mu? Uykucu velet" kafasına yapıştırdım bir tane. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı

"Ç-çok mu uzun uyudum?" telaşlanmıştı ve kekeliyordu. Sen beni korkutursun ha korkutmayı görürsün sen şimdi

"Yaniii... Baya oluyor..." dedim elimi enseme atıp.

"N-ne kadar baya?" elini hızla saçlarının arasından geçiriyor hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. "Y-yoksa artık evli bir adam mısın?" benden uzaklaşmış dizlerimizin temasını kesmişti.

destiny ಇ taekook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin