⍣8⍣

1.7K 207 322
                                    

Jungkook

Arundati... Hayatımın hatası...

Kararmaya başlayan hayatımı daha da karartan, mutluluğuma giden yolun tam ortasına koca gövdesiyle oturan bir adet kaçık fil.

Hintli kafile o manyağı bana satıp gideli neredeyse bir hafta oluyor. File bakarım demiştim değil mi ben? Ah benim aptal kafam, ah benim salak kafam...

O manyağı bize bıraktılar ve gittiler ama biz gidemiyoruz. Neden mi? Çünkü sevgili filim yerinden bir adım kıpırdamıyor. Kimi, neyi bekliyorsun be bebeğim? Sevdiğinden mi ayırdık?

Ji-mong köpürüyor, amacım da buydu zaten. Ama mutlu değilim. Çünkü Ji-mong'u delirtip geri dönecektim. Fakat bu korkunç yaratık tek bir adım atmayı reddediyor. Çakıldım kaldım buraya. Lanet olsun, geri dönemiyorum.

Ah bir de pek bir zahmetli beyefendi. Su taşımaktan, yem hazırlamaktan canım çıktı. Ama bunlar ne ki. Bu arkadaş kıpırdamadığı için durduğu yere... anlarsınız ya. Bir de fil dışkısını bulunduğumuz yerden uzağa götürüp gömmem gerekiyor. Ji-mong'un emri, karşı gelemiyorum. Ama... ama. Ben bu hallere düşecek adam mıydım? Bağıra bağıra ağlayasım var.

Yine su çekiyorum dereden. Su çekme işim bittikten sonra asıl korkunç iş başlayacak. Bir kaç adam istedim Ji-mong'dan ama "Fil istiyirim Ji-mong bin kindim bakarım" diye korkunç bir taklidimi yaptıktan sonra sinir krizine devam etti.

Arkadaş höpür höpür suyunu içiyor şimdi. Ben ona bakıyorum ama onun beni umursadığı söylenemez. Sinirleniyorum.

"Hey, sen! Arundati! Bana bakacaksın! Bak dedim bana!" Kafasını kaldırdı ve gözlerime bakmaya başladı.

"Yeter artık! Hepiniz hayatımın içine ettiniz! Bıktım! Kalkıyorsun, gidiyoruz! Anladın mı?!? Daha fazla ayağına hizmet yapmayacağım! Git kendin iç suyunu! Hizmetçin mi var senin burada?!? Senin beni eğlendirmen gerekiyordu, süründürmen değil!"

Kendimden geçmiş bas bas bağırıyordum. Ta ki sol yanağıma bir tane tokat patlayana kadar. O... o... bana hortumuyla tokat mı attı?!?

" S-sen... ne yaptığını sanıyorsun?!? Seni akşam yemeğine yahni yaparım! BU NE CÜRET?!?"

Sağ yanağıma da bir tane tokatın gelmesi uzun sürmedi. Ellerim yanaklarımda sinirden dolu dolu olmuş gözlerimle, gözlerinin içine baktım.

"B-bana bana, Jeon Jungkook'a... Nasıl yaparsın? Bu güzel surata nasıl kıyarsın? Sanat eseri gibi çocuğum ben. Seni kötü fil" dedim ve yanından koşarak ve ağlayarak geçme girişiminde bulundum.

Ama ayağım kötü... çok kötü bir şeye saplandı ve suratımın üstüne yere yapıştım. Düştüğüm yer de pek iç açıcı değildi.

"Tanrım... bu defa cidden boka battım."

Taehyung

Sevgili yol arkadaşım Jack ve ben, Jack'in benim için hazırladığı muhteşem planı yavaş yavaş uygulamaya koyuyoruz

Birbirimize içimizi döktüğümüz günden sonra sıkı dostlar olduk. Benden büyük olmasına rağmen ruhu genç bir adam. Harika birisi. O kadar çok şey biliyor ki, hayran kalmamak mümkün değil.

destiny ಇ taekook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin