39

1.7K 151 82
                                    

Baekhyun, mutlulukla oradan oraya koşturan adamı izliyordu. Chanyeol'ün ayakları yere değmiyordu nerdeyse. Oysa ki Baekhyun, onun gülümsemekten çene kaslarının ağrıdığını bile düşünmüştü.

Bunu düşünmesi bile saçmaydı. Belki de bu gece ona yapacaklarının vicdan muhasebesini daha şimdiden yaşamaya başladığı içindi bu düşünceli tavrı.

Bu gece eski yeni kim varsa herkesi Chanyeol'ün evine toplamışlardı. Yifan bile aralarındaydı hatta. Suho ile koyu bir sohbete dalmış görünüyorlardı. Oldukça olgun bir adam haline gelmişti Yifan. Aksi halde Baekhyun onun Suho ile görüşmesine hayatta müsaade etmezdi.

Derin bir nefes alıp beyaz gömleğinin yakalarını düzeltti. Altına siyah, yırtık bir kot giyinmişti. Oldukça sadeydi, abartılı bir göz makyajı olmasaydı eğer. Siyah eyelineri yüzünün çekiciliğini iki katına çıkarmıştı. Dalgalı siyah saçları ise çekiciliğini ölesiye destekliyordu.

Chanyeol'un elinde bulunan şampanya şişesi ile kendisine doğru geldiğini gördüğünde gerildiğini hissediyordu. Artık rol yapamıyordu ve tek istediği bu saçma gecenin bir an önce son bulması idi.

"Sevgilim" Chanyeol yanına gelip ince kadehlerden birini Baekhyun'a uzattığında, genç adam nazik bir şekilde gülümsedi. "Böyle gülmemelisin" Chanyeol dudaklarına doğru yaklaştığında Baekhyun bir adım gerileyip tekrar gülümsedi. "İnsanlar bize bakıyor."

Chanyeol'un insanları umursamaya niyeti yoktu. Kolunu tekrar Baekhyun'un beline koyup onu kendine yaklaştırdıktan sonra küçük bir öpücük kondurdu güzel dudaklara. Daha sonra ondan ayrılıp kendilerini izleyen kalabalığa döndü.

"Bu gece şampanyamı Byun Baekhyun'un güzelliğine kaldırıyorum." Garsonlardan biri az önce Chanyeol'un elinde duran şampanya şişesini patlatıp her ikisininde kadehlerine şampanya doldurduğunda, kalabalık heyecanlı bir alkış tutturmuştu.

"Güzelliğine" dedi Chanyeol kadehini Baekhyun'un kadehine hafifçe dokundurup dudakları ile buluşturduğu sırada. Baekhyun, Chanyeol'un nazik söylemlerine karşılık halen daha sessizliğini koruyordu.

Kadehleri boşaldığında Chanyeol ikisininde boş kadehini yanlarından geçmekte olan bir garsonun tepsisine bıraktı. Gecenin ilerleyen saatleriydi ve artık zamanı gelmişti. Eğilip nazik bir şekilde diz çöktü güzeller güzeli sevgilisinin önünde. Madem Baekhyun, her şeye rağmen onunla beraber olmaya karar vermişti, Chanyeol'e düşende bu bağı ölümsüz kılmaktı.

Ceketinin cebinden lacivert renkli kadife bir kutu çıkardığında Baekhyun'da dahil herkes şaşkınlıktan küçük dilini yutmuştu.

"Geçmişeme baktığımda, gerçekten hatalarla dolu olduğunu görüyorum. Lakin şüphesiz en büyük hatayı sana yaptım Baekhyun. O günden beri uykularım asla kesintisiz olmadı, kalbim normal bir ritim asla tutturmadı. Ta ki sen geri dönene kadar. Kalbimin artık normal bir ritimde attığını hissediyorum. Ve inan bana bu ritim başımı döndürüyor tıpkı güzelliğinin yaptığı gibi." Dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme belirdiğinde gözlerini bir an olsun Baekhyun'un gözlerinden ayırmıyordu. Ve tanrı şahit, küçük adamın gözlerinin dolduğuna şahit olduğunda artık onunda kendisine halen daha aşık olduğuna emin olmuştu.

"Senden bunu istemeye hakkım var mı bilmiyorum ya da kabul eder misin emin değilim ama seni seviyorum Baekhyun. Seni çok seviyorum. Buralardan gitsek, küçük bir ev açsak sonra evlensek. Sence de çok güzel olmaz mı?"

Chanyeol kutunun kapağını açıp kendisine doğru uzattığında Baekhyun artık gözyaşlarına daha fazla dayanabileceğini zannetmiyordu. Başını yukarı kaldırıp onları geri savuşturmaya çalışsada bunu bir türlü başaramadı. Gitmeliydi. Bir an önce defolup gitmeliydi.

Bu yüzden harakete geçip daha önce anlaştığı garsona işaret verdi. Garson ortadan kaybolduktan bir süre sonra hoparlör açılmış Chanyeol'un Baekhyun'a itirafı tüm salonda duyulmaya başlamıştı.

"İddia sonucu arkadaşlarımı kırmamak için, egosumu tatmin etmek için yaptım diyordu Chanyeol" son sözünde. Büyük salonda ki herkes şok içinde iki genci izlerken Baekhyun, Chanyeol'un gözlerinin içine baka baka elinin tersi ile kendisine uzatılan yüzüğü itti.

"Sende artık benim kim olduğumu biliyorsun. Gücün buraya kadarmış Park Chanyeol. Üzgünüm ama bu hayatta hep yakıp yıkan taraf sen olamazsın. Böyle birden biri çıka gelir ve hayatının içine edip gider. Tıpkı senin bana yaptığın gibi. Seni terk ediyorum Park Chanyeol. Egomu tatmin ettiğin için, insanlara patronun kim olduğunu gösterdiğin için teşekkür ederim."

Chanyeol'un gözlerinden aşağı akan damlalar ardı ardına önünde duran kutuya damlarken Baekhyun son bir kez onun gözlerinin içine bakıp orayı terk etti.

Ama içi rahat değildi. Asla tatmin olmuş gibi hissetmiyordu. Oysa ki ondan intikam aldığında içinde ki bu kötü duygunun son bulacağına emindi. Neden böyle olmuştu ki birden bire? Neden içi soğumuyordu?

Neden Chanyeol'un acı dolu bakışları gözünün önünden gitmiyordu?

Şimdi onu gerçekten tamamen mi kaybetmişti?

❇❇❇❇✏

🙈🙈

LOLLİPOP(ChanBaek) TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin