LOLLİPOP(ChanBaek) Texting

33

Chanyeol sızmış bedeni kucağına alıp arabasına bindikten sonra kendi evinin yolunu tuttu.

Onu tabi ki de kendi evine götürecekti deli misiniz? Bu fırsatı kaçırması mümkün değildi.

Nihayet evin olduğu yola girdiğinde bahçe kapısı otomatik bir şekilde açıldı. Arabayı açılan kapıdan içeri sokup garaja girdi. Saat gecenin yarısıydı ve Chanyeol geceyi Baekhyun'la geçireceği için çok heyecanlıydı. Bu yüzden hiç vakit kaybeden Baekhyun'u kucaklayıp garaja inen asansöre bindikten sonra odasına gidebilmek için asansörü çalıştırdı.

Kucağında uyuyan Baekhyun, en az bir bebek kadar masum görünüyordu. Gerçekten gördüğü en güzel yüzlü insan olabilirdi. Titreşen kirpikleri, hafif al rengi almış yanakları, dudakları üzerinde ki beni ve parlatıcı ile hafifçe parlatılmış dudakları. O dudakları yeniden öpebilmek için her şeyini verebilirdi. Bunu fark etmesi biraz zamanını almış olsada hiçbir şey için geç değildi.

Asansör odasının bulunduğu kata geldiğinde kucağında ki Baekhyun ile birlikte asansörden indi. Aralık kapıdan içeri odasına girdikten sonra küçüğü yatağına yatırdı. İçki bulaşmış tişörtü oldukça kirli görünüyordu. Üzerini çıkarıp çıkarmamak konusunda çok emin değildi fakat Baekhyun'un bu şekilde rahat uyuyamayacağını tahmin edebiliyordu. Bu sebeple daha fazla beklemeden önce ceketini daha sonra tişörtünü çıkardı Baekhyun'un. Küçük olanın bacaklarına yapışan dar kotu gözüne iliştiğinde onu çıkarıp çıkarmamak konusunda emin değildi.

"Oh ne yapsam acaba" diye mırıldandı kendi kendine. Ama şöyle bir düşününce o kotla uyuyan kendisi olsa sabaha kadar poposu pişik olurdu.

"Eh çıkarayım madem." Titreyen eli yavaşça Baekhyun'un kotunun düğmesini bulduğunda kalbi gümbür gümbürdü. "Çıldıracağım." diye söylendi sessizce. Bunu yapabilmenin bu kadar zor olabileceğini tahmin dahi edemezdi. Sonunda daracık kot, Baekhyun'un bacaklarını sıyırıp geçtiğinde onu baştan aşağı süzüp derince yutkundu. Biraz daha böyle bakarsa ayakta boşalabilirdi.

Başını yana çevirip ona daha fazla bakmamaya çalıştı. Tanrı aşkına Baekhyun'la ilgili her şey neden bu kadar zor olmak zorundaydı? Derin bir nefesi ciğerlerine doldurup bunu yapabileceğine ikna etti kendini. Örtüyü kaldırıp Baekhyun'un yarı çıplak vücudunu örtünün altına koyarken, onun bedenine değen her yeri karıncalanıyordu.

"Bu kadar güzel olmak zorunda mıydın sanki" diye sitem etti. Onu uyandırmaktan korktuğu için daha fazla beklemeden Baekhyun'un üzerini örtüp işlerini halletmek için banyoya girdi.

Banyodan çıktıktan sonra o da aynı şekilde soyunup bedenini Baekhyun'un bedeninin yanına bıraktı. Kolu Baekhyun'un beline sarılırken onu biraz daha kendine yaklaştırıp küçüğün başını kendi göğsüne koydu. Eh aşık olunca ister istemez ten tene değmek istiyordunuz. Bu sebeple bu temas yetmemiş olacak ki uzanıp dudaklarını Baekhyun'un dudaklarına kendince uzun bir öpücük bıraktı. Dedim ya, temas şarttı.

Sabah olduğunda dudaklarına konan bir öpücükle uyanmayı beklerken tiz bir çığlıkla uyanmıştı. Baekhyun yatağın en uzak köşesine kaymış tüm örtüyü üzerine çekmişti. Korkunun ardından korku dolu gözlerle Chanyeol'e bakarken, uzun olan doğrulup sırtını yatak başlığına yasladı.

"D-dün g-gece burada ne oldu?" diye sordu Baekhyun titrek bir şekilde. Chanyeol'un dudaklarına muzip bir gülümseme yerleşirken küçüğe doğru kaydı.

"Ne yani" dedi. Yeni uyandığı için sesi olduğundan daha kalın ve seksi çıkmıştı. "Gerçekten dün gece hakkında hiçbir şey hatırlamıyor musun? Doğrusu bu beni çok üzdü Baekhyun. Tenlerimizin ne kadar uyumlu olduğunu hayal bile edemezsin."

Chanyeol'un yüzünde ki gülümseme yerini yavaş yavaş kahkahaya bırakırken Baekhyun birkez daha çığlık attı.

Eh Chanyeol'ün onu bir şekilde ikna etmesi artık şarttı...

✳✳✳

Bu ara hep düz yazı yazıyorummm. Ama ne yapayım bunların hepsi textingle anlatılmaz kiii♥♥