4. Ezgi

2.4K 181 57
                                    

Finale son bir bölüm :') gözler yaşlı, kalpler heyecanlı falan sfşkdpgoptkhlfmç

Her neyse, başlayalım :')

***

Doruk ile konsere gittiğimiz günden beri içimde beni rahatsız eden bir huzur ve mutluluk vardı. O gün yine bir salaklık yapıp onun bir şey demesini beklemeden konser alanından ayrılmıştım. Bir daha da yüzüne bakamamıştım, dün attığı mesaja kadar. 

Doruk'a, nerede olduğunu sormak için telefonumu çıkarttım.

İklim: Neredesiniz bayım?

Doruk: Arka bahçedeyim matmazel.

Doruk: Lakin şimdi gelemezsiniz.

İklim: Neden bayım?

Doruk: Halledecek işlerim var güzelim.

Doruk: Ben sana mesaj attığımda arka bahçeye gel.

Doruk: Görüşürüz.

İklim: Pekala.

İklim: Görüşürüz. (08.48)

Doruk: Güzelim, arka bahçede seni bekliyorum. (08.59)

Doruk'un mesajını okuduktan sonra içimde ki heyecanla, hızlı hızlı merdivenleri indim. Arka bahçede ki ağacın oraya geldiğimde gözlerim bir çift el tarafından kapandı. Bu onun nazik elleriydi. 

"Ne yapıyorsun?" sorumu duymazdan gelip elleri gözümdeyken yürümeye başladı. Ben önden o arkamdan bilmediğim bir yere yolculuk yapıyorduk. Tabii okulda bilmediğim bir yer nasıl olabiliyorsa...

Doruk yavaş yavaş ellerini gözümden çekerken birkaç saniye görüşüm netleşsin diye gözümü ovaladım. Tam olarak gözümü açtığımda karşımda muazzam bir görüntü vardı. 

Arka bahçede ki, deniz manzarasına bakan çardağın tamamı renkli led ışıklarla süslenmişti. Tabii gündüz olduğundan dolayı pek bir anlam ifade etmiyordu ama fazla güzeldi. Çardağın üst kısmı yıldız ve ay süslemeleri ile doluydu. Masanın üzeri gül yaprakları ile süslenmiş üstüne de küçük bir pasta konulmuştu. Çardağın trabzanlarına beyaz tülden fiyonk yapılmıştı.

Şaşkınlıkla açılmış ağzımı kapatıp arkama döndüm. Doruk'un üstünde okul üniforması yerine beyaz bir gömlek ve siyah dar paça bir pantolon vardı. Parfümü üstüne boca etmiş olmalı ki kokusu yüz metre öteden anlaşılabilecek durumdaydı. Sarı saçlarını dağınık bırakmıştı. Dağınık saça bayıldığımı biliyor muydu?

Arkasındaki elini bana uzattığında elinde bir kavanoz olduğunu gördüm. Kavanozun dışı maviye boyanmıştı, en sevdiğim renge. Kapak yerinin altına kırmızı bir kurdele bağlanmıştı. Ayrıca üstünde bir kız ve erkek vardı, el ele tutuşmuşlardı. Oğlan sarışın, kız esmerdi. Tanrım, bu biziz.

Kavanozu elime verdi. "Hadi aç." sözünü dinleyip kapağı açtım. Kavanozun içi kağıtlarla doluydu. Kağıtlar diploma şeklini almış, küçük, renkli kurdeleler ile ortadan bağlanmıştı. Elime kağıtlardan birini aldım ve açtım. 

İlk notta şöyle yazıyordu:

"Bugün senin doğum günün güzelim, benim ise yeniden doğuşumun başladığı gün. Bugün, seni ilk kez o parkta ağlarken gördüğüm gün. İyi ki doğrun meleğim. Seni çok seviyorum."

Notu okuduktan sonra Doruk'a baktım yaşlı gözlerle. Doğum günüm olduğunu dahi unutmuştum. 

Fondan, Perdenin Ardındakiler'den Beni Tamamla çalarken kavanozu masanın üzerine bıraktı ve ellerimi tuttu.

"Ah, gözlerinde yıldızlar, galaksiler. Sen bana bakınca hepsi söner." şarkıya eşlik ederken gözlerime bakıp bu mükemmel sözleri söylemişti. "Şarkı sözünde de dediği gibi, kafamda ki her ses bana seni fısıldıyor meleğim. Her dokunduğum yerde sen varsın. Her işittiğim seste sen varsın. Her nefes alışımda burnuma senin kokun doluyor. Gözümün gördüğü her yerde sen varsın, hayalin var. Artık ben hayalinle değil seninle sarılmak istiyorum. Seni çok seviyorum meleğim. Beni tamamlar mısın güzelim?"

Sorduğu soru ile afallayıp bir süre boş boş yüzüne baktım. Yüzünde ki korkuyu gördüğüm an ellerini sıktım ve sağ gözümden bir damla yaş firar etti. 

"Seni, ömür boyu tamamlarım. Tanrım, seni çok seviyorum."

Ardından huzur bulduğum kollarına beni hapis etti. O ve ben artık "biz" olmuştuk. Onun elleri beni istiyordu, benim ellerimde onu...

-

İlk başta bu hikayeyi yazarken kötü son düşünüyordum ama belli ki finalimiz mutlu son olacak :')

Final için önerisi olan bana acil ilham versin çünkü aklımda hiçbir şey yok örthörmnhörtmn

Sağlıcakla kalın ♥

ellerim seni istedi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin