vur ve kaç

2.4K 87 189
                                    

<Bilgehan>

"Bunu..." Engin delici bakışlarını benim üzerime dikerken elindeki kağıdı havada salladı ve dudaklarına alay dolu bir sırıtma yerleştirip konuşmasına devam etti "Pes etmesini öğrenemeyen insanlar için yazdım. Başlayabilir miyim?"

"Başla bakalım..." Barış hoca tek kaşını kaldırarak Engin'e baktı ve meraklı bir tavırla mırıldandı. Parmaklarıyla alnına değen saçlarını hafifçe geriye taradıktan sonra bakışlarını benim üzerimden ayırıp elindeki kağıda çevirdi. Şekilli dudaklarından dökülecek kelimelere dikkat kesildim. Yazdıklarını merak ediyordum "Hocalarımız, ailelerimiz hatta duvarlarda yazılı kağıtlar bile bize asla pes etmemizi söyler durur. Hatta yanında bu görüşü destekleyen çarpıcı bir başarı hikayesi de anlatılır. Bunun motive edici ve bir anlamda gerekli olduğunu ben de kabul ediyorum. Ancak bazı insanlar yeteneğinin olmadığı bir işe giriştikleri zaman yeteneklerinin olmadığını anlasalar bile bunu kabullenmekte güçlük çekerler ve neticesinde olmayacak bir şey için 'Pes etmeme' adı altında boşa efor sarf ederler. İşin kötüsü bundan bir sonuç da alamazlar. Çünkü yapmak istedikleri şeye karşı yetenekleri yoktur, olmuyorsa olmuyordur işte fazla da zorlamamak gerek öyle değil mi? Bunu acımasız bulacağınızın farkındayım ama eninde sonunda gerçekler bir tokat gibi birilerinin yüzüne çarpacak işte."

Kağıdı bırakmıştı. Direk gözlerimin içine bakıyordu ve dudaklarında alay dolu bir gülümseme vardı. Kan beynime sıçramıştı... Bu yazıyı beni küçük düşürmek için yazdığını anlamayacağımı mı düşünüyordu gerçekten? Okulun en başarılı öğrencilerinden birisiydim ve bu başarımı hem çalışmama hem de zekama borçluydum. Ancak Engin gibi kendini beğenenler -ki emin olun bu okulda onlardan fazlasıyla vardı- zeka kısmını atlıyor ve beni küçümsüyorlardı. Ben de o kalın kafalıları zerre şeyime sallamadığım için istediklerini düşünmelerine izin veriyordum. Neticede bana dokunan fazla bir şey yoktu, sözlü ya da fiziksel saldırıya uğramıyordum. Yalnızca arkamdan konuşuyorlardı ve o kadar aptallardı ki ne söylediklerini onlardan daha iyi biliyordum. Ancak şu an Engin'in çıkıp, gözümün içine baka baka 'Bir şeyler için uğraşmaktan vazgeç, hiçbir boku beceremiyorsun.' demesine sessiz kalamazdım. Ayrıca... O benim hakkımda ne biliyordu ki?

"Hele o her konuda başarısız olmaya mahkum olanların hala bir şeyler için uğraşması yok mu? Biraz acınası doğrusu... Umarım bunu en yakın zamanda kabullenirler."

Ona şimdi cevap vermek istiyordum. Hatta bu, ona yapmak istediklerimin içinde en hafifiydi ancak öfkemi tüm sınıfın ve Barış hocanın önünde ortaya koyarak ona bu zevki veremezdim. Anlaşılan benimle bu şekilde oynamak istiyordu. Bana uyardı. Beni yazma konusunda geçemezdi.

"Bir saniye." Barış hoca yaklaşık bir dakika kadar bekleyip duyduklarını hazmetmeye çalışmıştı ancak sesinden bile afalladığı belliydi"Ne demek istediğini anlayamadım. Bazı insanların hiçbir şeye karşı yetenekleri olmadığını ve yapmak istedikleri şeylerden vazgeçmelerini mi söylemek istiyorsun?"

"Aynen bunu söylemek istiyorum."

"Savunduğun şeye katılmıyorum. Her insanın bir alana karşı yeteneği vardır yeter ki onu keşfedebilelim. O kadar doğa bilimleri görüyorsun, bir şeyin yokluğunun kanıtlanamayacağını en iyi senin bilmen gerekir."

"Evet, bir şeyin yokluğunu kanıtlayamazsınız belki ama işinize geliyorsa o şeyi yok sayabilirsiniz. Tabi ki kimseye yeteneksiz diyemeyiz ama kimsenin de birisinin yeteneğini keşfetmek için vakti yok. Yani ben birisinin yetenekli olma olasılığını bana o yeteneğini göstermediği sürece sırf işime geldiği için yok sayabilirim ve bunun gayet doğru olduğuna inanıyorum."

"Çok... Keskinsin." Bir yandan yazarken diğer yandan da hocayla Engin arasında geçen küçük atışmayı izliyordum. Barış hocanın gözlerinden dehşet dolu bir ifade geçti ve şaşkınlığına engel olamayarak konuştu "Yerine geçebilirsin, teşekkür ederiz."

zoologic [boyxboy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin