"Niye?" diye sorarız bazen kendi-kendimize...Bir anda düşüncelerin içinde kaybolmuş buluruz kendimizi.Oysa ki biz bunların olacağını hiç ummazdık.Ne kadar da dalmıştık kendi kurduğumuz masala...Belki de herşey "Bitdi" dediğim yerde başlar,kim bilir?
Odamın penceresinden gelen sesle uyandım.Bunu yapan her kimse karşılığını alıcaktı.Uykumun bölünmesini hiç sevmiyorum.Yatağımdan kalkıp pencereden baktığımda gördüyüm surat hiçte yabancı değildi.Evet işte karşınızda sabahların uyku katili namıdeyer Deniz bey.Elimle "Boğazını kesicem" ifadesini yaparken bile hala gülüyordu.Çabucak hazırlanıp aşağı indim.Ayça hala uyuyordu.Kapıyı açtığımda Deniz tamda karşımdaydı: -Nihayet uyandınız küçük hanım. -Sizin sayenizde öküz bey. -Bu öküz sizin daha ikinci günden üniversiteye geçikmenizi istemiyor. Tüh ya.Alarmı kurmamışım.Denize,-"Tamam hadi gidelim",-dedim. -Melis, kahvaltı yapmadın dimi? -Evet. -Sahile gidip kalvaltı yapmaya ne dersin.Çayla simite hayır demezsin herhalde. -Tamam ama öküzlüğünüzü unutduğumu sanmayın Deniz bey.Benden çekeceğiniz var. Ikimizde güldük. Simitimizi yeyip,çayımızı içtikten sonra saata baktım.Hayır ya dersin başlamasına sadece 2 dakika var ve benim maksimum hızla koşup oraya varmam için en az 5 dakika lazım.Deniz durumu fark edince,-"Özür dilerim benim yüzümden derse gecikeceksin.",-dedi.Ona bakarak,-"Önemli değil kanka.Sonra görüşürüz.",-deyip koşarak üniversiteye gittim.Vardığımda dersin başlamasından 4 dakika geçmişti.Nefes-nefese kalmıştım.Kendime geldikten sonra kapıyı çaldım.Içerden "Gir" diye bir ses geldi.Utanarak içeri girdim.Of şu an ben yere baksamda herkesin bana baktığına eminim.Alçak bir sesle,-"Geçiktiğim için özür dilerim dedim.",-dedim.Başımı kaldırdığımda karşımda Mete hocayı gördüm.Bugün de mi ilk ders bioloji?!Bana bakıp başıyla "Geç" işareti yaptı.Suçlu durumdaki küçük çoçuklar gibi yerime geçip sessizce oturdum.Hoca beynin fonksiyonlarını anlatmaya başladı.Gerçekten çok ciddi ve çok profesyonel bir şekilde ders anlatıyordu.Dikkatlice onu dinliyordum.Hoca hisslerimizin de beynimiz tarafından kontrol edildiğini anlatdı.Kaan adında bir çoçuk kalkıp,-"Anlatdıklarına göre kalbimizle değil,beynimizle aşık oluyoruz o zaman Mete.",-dedi.Sınıfta ilk kez biri hocaya adıyla hitap etdi.Ama sonuçta bunu o istedi.Yine de her kes şaşkındı.Mete hoca,-"Evet öyle de diyebiliriz Kaan.Kalbimizin hızla atmasının, o anki mutluluk halinin sebebi de beynimizin hipotalamus bölgesinde salgılanan dopamin ve diğer hormonlar,mesela,adrenalin,oksitosin,serotonindir.",-dedi.Kaan,-"Anladım,teşekkür ederim.",-demesiyle ders bitdi. Dışarı çıkıp biraz dolaşmak isterken yer kaygan olduğu için dengemi kaybetdim.Tam yere kapaklanacakken belimde bir el hissetdim.Kapalı gözlerimi açıp baktığımda beni tutanın Mete hoca olduğunu gördüm.Çabucak ondan ayrılıp kendimi toparladım ve teşekkür etdim.Eminim ki şu an domates benden daha az kırmızıdır. -Biraz daha dikkatli ol tamam mı,temizlik yapıldığı için zemin kaygan. -Teşekkür ederim deyip ordan ayrıldım.Nihayet dışarı çıkmayı başarmışdım.Ağacın altında oturup kulaklığımı taktım.Bu aralar bağımlısı olduğum Mehmet Gürelinin "Kimse bilmez" şarkısını dinlemeye başladım.Işte bu an en huzurlu olduğum andı.Müziksiz bir hayat düşünemiyorum.Şarkı bitdiğinde gözlerimi açtım ve şaşkın halde donup kaldım.Biraz ilerde Mete hoca ağaca yaslanmış beni seyrediyordu.Kaşlarımı çatarak oturduğum yerden kalkıp sınıfa gittim.Neden izliyordu ki beni? Şimdi kimya dersiydi.Kimya hocamız çok tatlı,orta yaşlı bir kadındı.Adı da Sevil.Bu ders de bitdikten sonra eve yola koyuldum.Hava çok güzeldi.Gün ışığı vardı ama serindi.Eve varıp kapıyı çaldım. -Merhaba tatlım. -Merhaba kuzucuk. İçeri girip ayakkabılarımı çıkartdım. -Bu koku,yoksa?-deyip Ayçaya baktım,gülümseyerek başını salladı.Ve bu pizza demekti.Gerçekten Ayçanın pizzasına doyum olmaz.Masaya geçip aç kurtlar gibi pizzaya giriştik.Üstünden de kolamızı içip "Oh be" dedik.Gören de günlerdir aç kaldık sanır.Bu halimize bakıp gülmeye başladık.Ayçaya bu enfes pizza için teşekkür etdim.Biraz geçmişti ki telefonuma mesaj geldi.Denizdendi. -Selam ufaklık.Ben aşağıdayım.Hani benim senden çekeceğim vardı ya,işte onu almaya geldim. Bu çoçuk gerçekten kaşınıyodu.Aklıma gelen fikirle sinsice gülmeye başladım.Pencereden baktığımda arabaya yaslanmış yüzüme bakıp gülüyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.