Berdel

Bölüm 27

Söz verildiği gibi bölümler artık sık sık gelecek herhangi bir gün sözü vermiyorum ama sık sık yayınlamaya çalışacağım sizde desteğinizi esirgemeyin Sizleri Çook Seviyorum İyi ki Varsınız keyifli okumalar :)

CEYLAN'DAN
Sabah uyandığımda devran bana bende ona ahtapot gibi sarılmıştım hemen kollarımı gevşettim bir yerine zarar verebilirdim yaralıydı ama ben her ne kadar uzaklaşsam da tabi ki devran izin vermemişti ama kahvaltıya inmemiz gerekiyordu ama uyurken çok güzel görünüyordu bir elimi yüzüne yaklaştırdım ve sakince dokundum aslında güzel bir adamdı onu sevmeye başlıyordum alışıyordum ona yüzüne gözlerine kokusuna yanımda oluşuna onunla aynı sabaha uyanmaya ama artık uyanmasın gerekiyordu Haşim baba ve sultan anne çoktan inmiştir kahvaltıya elimi tamamen unutup seslendim.
-Devran kalk hadi kahvaltıda bekliyorlar bekletmeyelim annenle babanı.
-Yavrum bir beş dakika daha Ne olur ya.
Hemen saate baktım devranın uykulu uykulu söylenmesinin ardına saat nerdeyse öğlen olmuştu ne kadar çok uyumuştum aklıma gelen ilk fikirle devranı kaldırmayı denedim.
Telefonu elime alıp hemen numaradan kulağıma götürüp konuştum.
-Sakin ol Selim devran uyansın konuşacağım onunla evet boşanacağım selim senin kadının olacağım sakin ol.
Dememle kendimi devranın altında bulmam bir oldu adamda deli gücü var yarabbi çok geçmeden konuştu.
-Ne diyorsun lan sen kiminle konuşuyordun.
Kendime hakim olamayıp kahkaha atmaya başladım devran anlamaz gözlerle bakmaya devam ediyordu bana.
-Aman da aman karısını da kıskanırmış benim kocaayıcığım :)
-Ceylaaann çıldırtma adamı kiminle konuşuyordun lan sen ne demek senin olacağım şu küçük beynine sok sen benimsin yalnızca benim.
Devranın bu tepkisi kalbimin hızla çarpmasına neden oldu gözlerine bakarak konuştum hafifçe kulağına yaklaşıp.
-Belki de Uyan diye yapmışımdır Senden başkasının olmak gibi bir niyetim yok devran ağam.
Bir cesaretle söylediğim cümleyi idrak ettikten sonra yanaklarıma kan hücrelerim akın etmeye başlamıştı ama pişman değildim devran duyduğunun şokuyla hemen çenemden tutup yüzlerimizi yaklaştırıp konuştu.
-Seni benden alacak adamın Neslini kökünü kuruturum kızım.
Dedikten sonra dudağıma küçük bir öpücük kondurup kalktı anladığım kadarıyla banyoya gitmişti o bende hemen kalkıp üzerimi giydim onunda takım elbisesini hazırladım ve makyaj masama oturup saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yaptım yüzüme de hafif bir makyaj yaptım o sıra devran banyodan çıkmıştı gözüm hemen omzuna kaydı sargı bezi kan olmuştu hemen yanıma çağırdım.
-Devran gel sargını değiştirmeliyim pansuman yapmam lazım.
-tamam geliyorum.
Dedi ve makyaj masasına geldi ellerini belime sarıp boynumu öptü devranın bu hareketleri mideme kramplar girmesine sebep oluyordu sonra aynadan bana baktı bende ona kaç dakika öyle kaldık bilmiyorum ama gözlerinde pişmanlık vardı Tutku vardı sevgi vardı bunları hissetmiştim sonra hemen toparlayıp.
-Sen yatağa otur ben malzemeleri alıp geliyorum.
-Tamam canım.
Dedikten sonra hemen aşağıya indim Haşim baba ve sultan anne masada bizi bekliyorlardı Haşim baba bir sinirle konuştu.
-Gelin Adetleri töreleri iyice unuttunuz nerdesiniz kahvaltı sofrası sizi bekler.
-Kusura bakma baba devran ağama pansuman yapıp hemen iniyoruz.
Haşim baba baya sinirlenmişti hemen yukarı çıkıp bende devranı azarladım.
-Al buyur devran ağa kalk dedim o kadar babanızdan azarı ben yedim.
-hayırdır Ne oldu ?
-Kahvaltıda beklenirmi ata ana dedi.
-hep senin yüzünden işte hadi yap pansumanı da inelim hatun sende amma çene yaptın :)
-of devran ya otur şuraya.
Dedikten sonra pansumanını yapıp gömleğini giydirmek için hareketlendim birşey olacakta canını yakacağım diye sürekli tedirgindim gömleğini giydirdikten sonra düğmelerini ilikleyip pantolonunu giydirecekken devran elimi tutup konuştu.
-Sen kendini yorma ben giyerim hadi sen in aşağı.
Bir dakika durup devranın yüzüne bakarak.
-Sen benim kocamsın Geçen zamanda zaten çok yorduk birbirimizi en azından şimdi Elimizden geleni yapalım sorun değil rahat ol.
Dedim ve pantolonunu giydirip kemerini bağladım devran gerçekten yakışıklı bir adamdı.