2. Gün

465 73 18
                                    

🌻Halsey - Him & I🌻

Yoongi uzun zaman sonra ilk defa kâbus görmeden uyumuş ve uyanmıştı, uyandığı vakit saat daha çok erken olduğundan Namjoon'u uyandırmadan usulca kollarından ayrılmış, parmak uçlarında yürüyerek ulaştığı kapının kolunu çok yavaşça çevirerek odadan çıkmıştı.

Ve yine uzun zaman sonra ilk kez doğru dürüst kahvaltı yapmayı aklına koymuştu, -evet yoongi kahvaltı yapmaktan, yemek yemekten nefret ederdi ve doğrusu canı da istemezdi-çünkü biliyordu ki kendisi yemezse Namjoon da yemezdi.

Bu yüzden dün yaptıkları alışveriş adına daha da sevinmişti, diline bir şarkı doladı ve kullanacağı malzemeleri tezgaha yerleştirmeye başladı. Yoongi hayatını tamamen kitaplara ve müziğe adamıştı, müziksiz gerçekten tek bir nefes bile alamıyordu.
"Mama, oooh~
Didn't mean to make you cry
If I'm not back again this time tomorrow
Carry on, carry on, as if nothing really matters.."

Tezgaha koyduğu malzemelerle pankekini hazırlamaya başlamıştı bile Yoongi, hamuru hazırladığında onu pişirmeye ve meyveleri doğramaya başladı. İlk pankekini pişirmişti ki arkasından bir ses işitti, "Günaydın" Yoongi alışık değildi böyle şeylere, dolayısıyla biraz irkildi ve hemen arkasını döndü. Zaten yeterince korkakken evde birisinin olmasına gerçekten hiç ama hiç alışkın değildi. Fakat, arkasını dönmesiyle gördüğü Namjoon'un son derece yumuşak duran saçları meleksi bir gülümseme yaymıştı dudaklarına. "Namjoon.. koyuna benziyorsun, esmer bir koyun. Çok hoş~" Namjoon göz devirdi, "Bu esmer koyun çok aç." Yoongi diğer pankek hamurunu da tavaya koydu ve pişirmeye başladı, Namjoon usul adımlarla Yoongi'ye yaklaştı ve birden beline sarıldı. Yoongi yine irkilmişti, ama bu çok hafif ve kısa bir süreliğineydi. Namjoon hâlâ beline sarılırken başını Yoongi'nin omzuna koydu ve usulca söyledi, "Yardım edebileceğim bir şey var mı?" Yoongi bir yandan pankeki kontrol ediyordu, "Ah, evet. Şu pişen pankekleri süslememe yardım edersen sevinirim Namjoon-ah.." ikisi de gülümsemişti.

O gün birlikte pankek süslediler, gülücükler eşliğinde huzurlu ve minik bir kahvaltı yaptılar. Yoongi asla yalan söylemezdi ve dürüst olmak gerekirse, o Namjoon geldi geleli çok mutluydu. Dün gece hakkında hiç konuşmadılar lâkin ikisinin de içini huzurla kapladığı saklanamaz bir gerçekti. Kahvaltı yaptıktan sonra dışarı kahve içmeye çıktılar, açıkçası Yoongi tam bir kahve bağımlısıydı fakat Namjoon pek de haz etmezdi.. bu yüzden o başka bir şeyler içmişti, ha bir de Namjoon'un çok özel(!) isteğiyle sinemaya gitmişlerdi. Gittikleri filmin korku filmi olması yüzünden normal olarak her dakika yüzünü Namjoon'un boynuna doğru gömen Yoongi bu filmin en güzel sahnesiydi belki de. O kadar korkuya rağmen yine de fazlasıyla eğlenmişler ve sokaklarda oyalana oyalana geç saatte de nihayet eve dönmüşlerdi. Gece rutini ise tıpkı dünkü gibiydi, minik sarılmalar, biraz huzur ve Yoongi'nin hoş çiçek kokusu...

euphoria. |namgi❀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin