İLK TANIŞMA

68 9 28
                                    

Merhaba arkadaşlar. Değişik bir kurgu ile karşınızdayım. Aslında böyle bir şey yazmak çok istiyordum. Ve sonunda başardım. Bugün ilk bölümü yayınlayacağım. Sizden ricam ön yargılı olmayın ve lütfen hikayeye bir şans verin hiçbir zaman ilk bölümler harika olmaz kurgu geliştikçe bölümler güzelleşir. Şimdiden çok teşekkür ediyorum. Lütfen yorumlarınızı yazın. İyi okumalaaar🥰

"Vanessa!"

"Vanessa!"

" Vanessa uyan artık!!"

Sabah rutinime hoşgeldiniz. Bu sabahta her sabah ki programımız geçerli. Annemin başımda adımı dağa taşa duyurmak istercesine bağırışı. Ardından yorganı üstümden çekme faslı. Benim ölü balık gibi yataktan çıkışım. Ve güne baslayış. Bir günüm farklı başlamaz mı arkadaş.

" Tamam anne. Kalkıyorum beni artık bir rahat bırak ya."

" Anneyle öyle konuşulmaz küçük hanım hadi bakalım doğru banyoya ardından kahvaltıya iniyorsun. Çok oyalanma okula geç kalmanı istemeyiz."

"Evet annecim"

Evet annecimmiş biri de çıkıp demiyor ki bu kız okula gitmek istiyor mu? Bu sabahta annemin iğneleyici konuşmalarını duyduktan sonra ayaklarımı süre süre banyoya gittim. İşlerimi halletikten sonra kahvaltı için aşağıya indim.

Aşağıda beni her zaman olduğu gibi annem ile baş başa bir masa beklediğini biliyordum. Zaten başka kimsemiz yok. Ben tek çocuğum babam deseniz yada siz en iyisi onu sormayın. Bende en iyisi masaya oturayım.

" Günaydın annecim"

" Biz uyandırmasak senin günün hiç aymayacak da hadi bakalım neyse"

" Ama annem neden böyle diyosun. Hem sen uyandırmasan ben kalkıyordum zaten"

Kesin kalkıyordun(!) vanessa kesin.

" Tamam. Tamam hadi yap kahvaltını sonra doğru okula küçük hanım"

Kahvaltımı yaptıktan sonra arabanın anahtarlarını aldım. Okula doğru yola koyuldum.
Lise son sınıfa gidiyorum. Şimdi lisede arabayla falan diyeceksiniz. Haklısınız şöyle söyleyeyim annem babamdan sonra çok çalışmış dedem ile birlikte koca bir şirket kurmuşlar şimdi birlikte çalışıyorlar. Anlayacağınız bu paranın suyu oradan geliyor . Ama ne yazıktır ki para bazı şeyleri yerine getirmiyor.

Arabayı okulun otoparkına park ettikten sonra bahçeye doğru yol aldım. Gideceğim yeri biliyordum. Tabiki de Alice ve Jessica' nın yanına. Şimdi onlar kim falan diyeceksiniz. Hemen açıklıyorum onlar benim çocukluk arkadaşlarım. Aslında bakarsanız uzaktan hiç arkadaş olabilecek gibi görünmüyoruz.

Jessica sarı saçları ile okulun en gıcık kızı gibi görünüyor. Aslında bakarsanız bizim dışımızda herkese biraz gıcık davranır. Alice ise kızıl saçları ve uçuk kaçık kıyafetleri ile pekte sevecen durmuyor. Ama oda aslında küçük bir ayıcık. Peki ya bana ne demeli çikolata kahve saçlarıma mavi gözlerimle dışardan inek gibi görünüyorum. Yani aslında biraz öyleyim. Ama konumuz bu değil.

Eminim ki insanlar Jessica ve Alice gibi iki  kızın yanında benim ne işim olduğunu merak ediyorlardır . Evet bunu bende merak etmiyor değilim fakat insanları dış görünüşleriyle yargılamamak gerekir değil mi? Jessica ve Alice insanların gördüğü gibi olsalardı gerçekten benle ne işleri olabilirdi ki?

Kızların yanına geldiğimde klasik selamlaşma faslını hızlıca geçip günlük okul dedikodularını alma kısmına geldik. Özellikle Jessie bu konuda tam bir haber bülteni gibiydi.

" Evet şimdi sırada günün dedikoduları var evet Jessica sana bağlanıyoruz"

" Teşekkürler Alice. Evet hemen dökülüyorum. Önce kötü haberler. Maalesef biyoloji hocamız  Bay Anderson artık okulumuzda değil. Bu sabah kendi isteğiyle başka bir okula gittiğini öğrendik. Ardınd.."

" Hayır ya kesin kaldık o dersten bakın görün"

" Sözümü kesme bi Alice. Tamam nerede kalmıştım. Ardından hayret verici haberler biliyorsunuz ki karşı sınıf dün parti verdi. Bilin bakalım kim partiden kol kola ayrılmış Andrew ve Beatrice"

" Yok artık bizim bildiğimiz babası okulun sahibi olan Andrew dimi"

" Aynen Alice"

" Ve Beatrice de Colin ' i defalarca aldatan kız değil mi hani Andrew 'ın en yakın arkadaşı olan Colin'i"

" Evet Vanessa tam üstüne bastın. Bu arada bir küçük detay atladım. Bugün sınıfa yeni biri gelecekmiş haberiniz olsun."

Jessica yine bizi hayretler içinde bırakmıştı. Andrew ve Beatrice ikilisini düşündükçe midem kalkıyordu nasıl ilişkilerdi bunlar böyle. Bu arada sınıfa yeni birinin gelmesi ilgi çekiciydi çünkü dönemin bu zamanlarında kimse okul değiştirmezdi.

Derse beş dakika kaldığını görünce kızlarla konuşmayı kesip sınıfa doğru ilerledik. Ben Jessica ile oturuyordum. Alice ise hiçbir zaman önlerde oturmaya gelmezdi o arka sıraların yanlız kurduydu.

Dersin biyoloji olması yeni bir hoca ile tanışmak demekti ve biz buna hiç hazır değildik. Bay Anderson her zaman okulun en iyi en nazik hocası olmuştu yerine kim geldi diye beklerken aniden kapı açıldı ve içeriye çok tatlı bir yüze sahip sarışın bir kadın girdi.

Yeni hocamız tatlı görünüyordu ama bizim sınıfa dayanmak her hocanın yapabileceği bir şey değil. Ben acaba sınıf bu tatlı kadıncağızı ne zaman delirtir diye düşünürken sınıfın kapısı iki kere tıkladıktan sonra açıldı. Kapı açılır açılmaz beynime bir acı saplandı ve küçük çaplı bir ses çıkardım.

" Vanessa iyi misin?"
" İyiyim Jessie sadece bir ağrı yeni hocadan olsa gerek"
" Ah hiç sorma Bay Anderson hepimizi ateşe attı"

Jessica ile kıkırdarken açılan kapıdan içeriye bir erkek girdi. Sanırım Jessica'nın bahsettiği yeni öğrenciydi. Aynı benimki gibi kumral saçları ve mavi gözleri vardı. Adının Aidan olduğunu öğrendik ve hoca ona arkadaki sıraya oturabileceğini söyledikten sonra sırasına doğru yürüdü.
Aidan yanımdan geçerken Jessica'nın bana bir şey söylediğine yemin edebilirdim.
" Ben geldim Vanessa artık yanındayım"

" Sen neden bahsediyorsun jessica bir yere gitmedin ki zaten"

" Asıl sen neden bahsediyorsun vanessa ben bir şey demedim ki. Bir yerde gitmedim zaten."

" Ama az önce bana geldiğini ve artık yanımda olduğunu söylediğine yemin edebilirim"

" Hayır vanessa tek kelime bile etmedim. Baksana belki de Jeremy sana yine saçma sapan bir oyun oynuyordur. Ne diyorsun?"

" Ah evet jeremy ben onu tamamıyla unuttum. Ah bu çocuk beni öldürecek."

Evet sırada jeremy var kendisi bu okulun en yılışık, en gıcık, en sinir bozucu insanı. Geçen sene bana çıkma teklifi etti fakat ben kabul etmeyince resmen bana taktı. O gün bugündür bana yapmadığı saçma sapan hareket kalmamıştı. Ha birde üstüne üstlük tam arkamda oturuyordu. Ben bu çocukla ne yapacaktım acaba.

" Ne yapmaya çalışıyorsun jeremy. Sana benimle uğraşma dedikçe sen beni delirtmek için elinden geleni yapıyorsun sanki. Birde gelip arkama oturmuşsun ya"

" Ben sana söyledim kızım benden ben istemedikçe kurtulamazsın dedim. Hem ben buraya oturup sana ne yaptım ki sanki sadece başka boş sıra yoktu o kadar. Ağzımı bile açmadım ben"

Jeremy konuştukça benim sinirlerim artıyordu en iyisi önüme dönmek ve onu daha fazla kafaya takmamaktı. Önüme döndüğümde arkadan bir gülme sesi geldi. En başta Jeremy zannetmiştim ama arkama baktığımda yeni çocuğun güldüğünü gördüm. Niye eğleniyordu bu çocuk böyle?

















RUH EŞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin