''Yönetici Stark iniş yaptı, görsel olarak teyit edildi.''Tony Stark Hellicarrier adlı S.H.I.E.L.D. uçağına Demir Adam zırhı ile iniş yaptığında birkaç protokolden geçtikten sonra oturabilmeyi başarmıştı. Kaskını eline aldı ve sadece kendi ruhu olan odada öylece konuşmaya başladı.
''Hissedebiliyor musun?
Duraksadı. Sözlerini toparlamak için zamana ihtiyacı vardı.
''İnsanların değişmeye başladığını, selam veriyorlar, emirlere uyuyorlar ancak beni burada istemiyorlar.''
Nasıl konuşacağını bilemeden. İçinde ki utançla tekrar duraksadı.
''Asıl istedikleri gerçek yöneticilerine kavuşmak ama sanırım beni sevmeyi öğrenmek zorundalar.
''Misal sen sevmiştin...
Derin bir nefes aldı. Konuşmaya devam etti.
''Eh, sanırım bir bakıma da benim hatam. Komuta ekibine pekte iyi konuşma yaptığım söylenemez. Tek çalıştığım önemli noktalara vurgu yapmaktı... Tanrım, Ben onlara... Epirus'un Kral Pyrrhus'undan bahsetmeye çalıştım. Kim olduğunu biliyorsun değil mi?''
Kendince fısıldadı ''Tabii ki biliyorsun.''
''Romalılara karşı Pirüs'ü korumuştu. Savaş çok uzun süre sürdü ve kayıplar yıkıcıydı. Her iki taraftan da gözün görebildiğince uzanan cesetler... Pyrrhus'un Arkadaşları ölmüştü, Komutanlarının hepsi ölmüştü. ''
Bu hale düştüğünden kendine kızdı.
''Hayatta kalanlar birbirleriyle Pirüs halkının savaşı kesin kazananları olduğunun bahsini yapıyorlardı ancak Kral Pyrhuss öylece durdu ve kazanıyor olmasına rağmen 'Böyle bir zafer beni aşar' dedi. Bu da şu demekti ki – ne demek olduğunu çok iyi biliyorsun- kazanmak ve kazanmak vardır ve bazen kazanırsın ama daha çok kayıp ediyormuş gibi hissedersin.''
Saçmaladığını bilerek elinde tuttuğu demir adam kaskına baktı. Uzun zaman giymemeyi bir şekilde başarmıştı.
Ve şimdi başardığı her şey mahvoluyordu.
''Bunu ekibe söyledim ve bana kahvaltı sofralarını mahvetmişim gibi baktılar. Oysa sadece tüm bunların başından beri nasıl hissettiğimi bilmelerini istemiştim. Kanunun meclisten geçmesine rağmen nasıl hissettiğim... Askerlerle konuşup onların güvenini kazanabilmenin yolları vardır ve belli ki bende de bu yetenek yok.''
Odayı incelerken yeniden duraksadı. Belli bir noktaya bakmamak adına tüm çabasını veriyordu.
''Bak tamam, Buraya gelme sebebim bunu anlatmak değildi. B-Buraya, neden tüm bunların böyle olduğunu anlatmak için geldim.''
Kesik bir nefes aldı.
''Neden olduğunu sormuştun.''
Tony Stark'ın gözlerinde hatırlamak istemediği anılar belirledi.
''Gördüklerim yüzündendi.''
Gözlerinin önünde beliren savaş alanına baktı.
''O andan önce hiç aklıma gelmemişti. Ama biliyordum, seninle aynı taraftayken bile yıkıcı bir savaşın geleceğini biliyordum.''
Savaşan insanlara, kahramanlara baktı. Yanan ateşi hissediyor. Kopan çığlıkları duyuyordu.
''Bizler silahlı ve idealleri olan, ölecek sebepleri olan savaşçılarız. Bu bizim kim olduğumuz, bu bizim karakterimiz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Mercy Of War | Marvel AU
Science Fictionİç savaş bir çok kişiyi darmadağın edecekti. Ama nasıl? *** Marvel Çizgi Romanları ile bağlantılıdır. *** ~Savaşın Merhameti~ Sinematik Evrenle oyuncu seçimleri dışında bir alakası yoktur. -Bazı bölümlerde -özellikle ilk bölümde- ağır bir anlatım o...