Bölüm 49

43.5K 1.4K 718
                                    


'Siz geçin kardeşim bizde kendi evimize geçelim.Sizin konuşacaklarınız vardır.Sonra görüşürüz.' dedi Baran ve bana döndü 'Seni tekrardan aramızda görmek çok güzel Ses.Hoşgeldin...' deyip gülümsedi.

'Hiç hoş bulmadım Baran.Sağol yine de.' deyip gözlerimi devirdim.

'Tamam görüşürüz.' dedi Cihangir ve kolumdan çekiştirerek indi arabadan.Beni de her zamanki gibi peşinden sürüklüyordu tabi ki.Şaşırdık mı?Hayır.Zaman ilerlese de yaşanılan olaylar hiç değişmiyordu.Dönüp dolaşıp aynı sahneleri tekrar oynuyorduk.

'Kolumu bırak kendim yürüyebilirim!'

'Sana güvenmiyorum yine kaçarsın falan peşinden koşacak halim yok inan ki.Uslu dur o yüzden.' deyip kapıyı açtı ve sert bir şekilde kapatıp arkadan kilitledi.Anahtarları da cebine koydu.Bu kadarına gerek var mıydı bilmiyorum.Daha evin tek odasından çıkmayı başaramazken koca evden kaçıp gidebilecek kadar akıllı değildim malesef.Bunu biliyordu zaten.

'Boşuna uğraşıyorsun Cihangir.Bu evden kaçıp gitmenin bir yolunu bulurum ben.Ben bulamasam bile senin o sürtük sevgilin kaçırır yine satar birilerine.Sahi aklıma gelmişken nerde kendileri?Beni üstüne kuma getirdiğini gördüğünde birazdan burada kıyamet kopacak çünkü.' dedim ve kaşlarımı çatıp öfkeyle gözlerine baktım.

'Kovdum onu evden dün.Dönmemek üzere gitti.Bir daha da onun adı bu evde anılmayacak.Yargısız infazlarından sıkıldım Ses.' dedi sert bir ifadeyle.

'Bende senin yalanlarından sıkıldım.Dün koynuna aldığın kadını bu gün evden mi kovdun!Yazık olmuş duyguları incinmiştir.Acıdım bak şimdi.Alacağını aldın tabi normal.Yalnızlığına ortak oldı, boşluğumu doldurdu, seni tatmin etti onunla bir işin kalmadı ve kovdun.Sen bu kadarsın işte Cihangir.Daha fazla olurun yok senin.'

'Hadi oturup Arya'ya yaptıklarıma üzül Ses.' dedi ve keyifli bir kahkaha patlattı.'Hadi beni suçlayıp onu haklı çıkar.Bekliyorum çünkü bunu senden. 

'Senden iğreniyorum.Sizin yüzünüzden ne hallere düştüm!Az kalsın hayatım mahvolacaktı!Koray olmasaydı şuan ben burda olur muydum sanıyorsun!' Diye bağırdım öfkeyle.Çünkü beni ciddiye almıyor hala alay edercesine konuşuyordu.Sinirlerimin bozulmasına sebep olmuştu bu durum.

'O piçin adını bir daha ağzına alırsan Ses sana yemin ediyorum ki onu öldürürüm.Hiç düşünmeden hemde.Hatırlattığın iyi oldu.Sen nasıl iki gündür tanıdığın adamla evlenmeye kalkarsın!Bana bunu açıkla önce!Giderek onu neden orada öldürmediğime pişman oluyorum çünkü!!!'

'Sen-Sen bunu nereden biliyorsun?'  diye sordum kekeleyerek.Çünkü henüz ikimizden başka bilen yoktu.Daha babası bile bilmiyordu yemek yiyebilseydik eğer orada öğrenecekti...

'Sen beni çok hafife alıyorsun.Sorduğum soruya cevap ver!'

'Evet evlenecektim.Çünkü-çünkü-' durdum ve acaba ne söylesem canını yakabilirim diye düşündüm.Çünkü bana yaptığı onca şeyden sonra tek ihtiyacım olan şey onun canını acıtmaktı.

'Çünkü?'

'Çünkü o çok iyi bir insan.Her şeyin en iyisini en güzelini hak ediyor!Eğer biriyle koca bir ömrü paylaşmam gerekecekse bu kesinlikle o olur.Senin gibi bir canavar değil!' diye çıkıştım ve gözlerimi kapattım.

Hadi tokat gelsin bakalım.Hazır ol Ses.Bir, iki, üç, dört, beş, altı...

'Napıyorsun Ses?'

Bir gözümü aralayıp ona baktım.Ama gayet sakin görünüyordu.Hatta yüzünde tebessüm bile vardı diyebilirim.Tokat bu kadar geciktiyse bundan sonra gelmezdi çünkü genelde ilk üç saniyede yanaklarımla buluşmuş olması gerekti.Diğer gözümü de açtım ve şaşkınlığımı belli etmemeye çalışarak;

PSİKOPAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin