chapter: three

266 9 0
                                    

Yazar'dan

Ders çıkışı Harry, Hermione&Ron'la konuşmak için büyük salona gitti ve, iksir dersinde olan biten her şeyi anlattı;

"Nasıl yani? Snape puan kırmadı mı?" dedi Ron şaşkınlıkla.
"Ron, gerçekten mi? Bu mu tek aklına takılan?" diye cevap verdi Hermione.
Ron, başıyla evet cevabını verdi, Hermione ise gözlerini devirmekle yetindi.

"Hey, şuraya baksanıza!" Dedi Harry, Malfoy'la Victoria'yı gösterek.
"Victoria orada?" Dedi Ron soran bir edayla.
"Tamam ama yanındaki Malfoy,sizce de garip değil mi? Yani bir Gryffindor ve Malfoy."
"Bence Victoria'ya aklını takmışsın dostum, düşünmen bir dünya ders varken niye sürekli onu düşünüyorsun?" Dedi Ron, Hermione'yi andıran bir biçimle. "Hermione gibisin, aklımı taktığım yok sadece, sadece gizemli geldi o kadar." Dedi Harry,

Hermione bunları duyunca gözlerini devirmekle yetindi ve önündeki kitaba kendini adadı, bir Muggle romanıydı; başarılı bir kız ve onun hayatını altüst eden çekici bir asi, her ne kadar kavga etselerde aralarındaki kuvvetli bağı ve aşkı anlatıyordu.

"Hermione,soruyorum ama sence de bu kitap biraz fazla klişe değil mi?"
"Değil,hem klişe demek istemediğini "ergence"demek istediğini biliyorum Ronald, ayrıca seni ilgilendirmez." Dedi Hermione ve bir hışımla masadan kalktı ve Büyük Salon'dan ayrıldı. "Sanırım ters tarafıyla uyandı." Dedi Harry,Ron'a.

Victoria'dan

Buldok'a benzeyen Pansy Parkinson yüzünden bir türlü Draco'yla konuşamamıştım ancak Harry ve arkadaşlarının dikkatini çekmeyi başarmıştım, büyük olasılıkla bir Gryffindor nasıl olur da Malfoy'la konuşur adlı tartışmayı sürdürüyorlardır. Haliyle de Hermione sıkılmış hışımla kalkıp gitmişti.

"Evet ne istiyordun,Castillo?" Dedi büyük bir alayla, Malfoy. Sesinde alay ve küçümseme vardı, anlaşılan bilmiyor onun kuzeni olduğumu. "Bizi yalnız bırakacak mısın? Ya da biz mi çıkalım dışarı?" Dedim hafif sinirli bir edayla Pansy'e doğru.

Pansy Parkinson'u hiç sevmiyorum, tahammül edemiyorum ona, Merlin'in buldok suratlısı, Malfoy'un yanından bir saniye dahi ayrılmıyor,kene gibi bir şey!

Pansy, Draco'ya bir bakış attı ve hızla salondan çıktı. Bende başımı Malfoy'a doğru çevirdim ve alayla sırıttım,kolumu onun koluna geçirdim. "Yürüyelim mi biraz?" Dedim.

" Ne söyleyeceksin,Castillo?" Hafif sinirli bir edayla. Kolumu onun kolundan çektim ve duruşumu düzelltim, "Sadece Nasılsın diye sormaya gelmiştim Malfoy." Dedim gülümseyerek. "Castillo, oyun mu oynuyorsun?" "Üzgünüm oyun değil ama oynamak isterdim,yanımda yer alacaksan tabii." "Castillo, bu muydu yani?" Dedi sıkkınlıkla Malfoy. "Bu kadar değildi Malfoy, öncelikle bilmelisin ki, Castillo değil, Riddle."
Göz bebekleri büyüdü anlaşılan şaşırdı ve ağzını bir şey demek için açmıştı ki ben hızla elimle ağzını kapadım ve devam ettim; "Biz kuzeniz. Annem Bellatrix Lastrange." Dedim "Bellatrix Lastrange"i sessizce söyleyerek.

"Peki kuzen, niye buradasın?" Diye sordu kısa bir sessizlikten sonra. "Yürüyelim istersen." Dedim tekrardan kolumu koluna geçirerek, bahçeye doğru yol aldık.

"Anladın mı peki? İşte bu yüzden buradayım, ve sen de bana yardım edeceksin." Dedim gözlerimi Malfoy'unkilerden ayırarak, yüzünü inceledim. Daha doğrusu tepkisini ölçmeye çalışıyordum, ifadesiz bir hâli vardı.

"Yanıt vermeyi düşünüyor musun,Kuzenciğim?" Dedim "kuzenciğim" kelimesini bastırarak. "Ben,nasıl yardım edebilirim ki?" Dedi ifadesizce. "Ben gerekli olduğunda sana haber yollarım," dedim arkamı dönüp gidecekken aklıma geldi ki; " Bu arada kuzen, Pansy yanımızdan gitmeye alışmaya başlasa iyi olur, Potter'ların yanında durmaya tahammül edemiyorum." Dedim sahte bir gülümemeyle, başını onaylarcasına sallayınca arkamı döndüm duruşumu düzelttim binaya doğru yürümeye yol aldım.

Kocaman bahçede arkamda bıraktığım Malfoy, kafamda dönüp uçuşan düşüncelerimde yalnızdım, ona planımı anlatmakta iyi mi etmiştim bilmiyorum ama önemli olan da bana bazı konularda yardım etmesiydi, akşamki şölen için hazırlanmalıydım, saçlarımı taramalı,yüzümü renklendirmeli ve cüppemi ütülemeliydim, şölende Dumbledore Ateş Kadehi'nden bahsedecektir ve yaşı tutan öğrencileri isimlerini atmaya davet edecektir. Ama zavallı Dumbledore bilmiyor ki, davetsiz bir şampiyon daha olacak.

Gün batımı yaklaşıyordu ben de yavaştan hazırlanmaya başladım, cüppemi öğlen Malfoy'la konuştuktan hemen sonra ütülemiştim, saçlarımı taramak için aynanın karşısında geçtim saç fırçamı elime aldığım gibi yanımda Hermione belirdi,
"Malfoy'la konuşmuşsunuz sanırım?" Dedi soran meraklı bir havayla. "Seni ne ilgilendirir?" Dedim konuşmayı bitirerek.
Saçlarımı hafifçe kıvırdıktan sonra pencereden içeriye baykuşum Kiwi uçtu ve fırçamı bıraktığım yere kondu, Kiwi; kar beyazı renginde tüylere sahip yavru bir baykuştu. Bacağında bağlı olan mektubu görür görmez hemen Kiwi'nin bacağındaki ipi çözdüm.

"Baykuşların buraya mektup getirmesi uygun değil, bunun için baykuşhane var." Dedi iğneleyici bir biçimde Hermione. Bense gözlerimi devirmekle yetindim.

Hemen el çantamdan çıkardığım baykuş yemini Kiwi'ye verdim ve elimdeki mektubu inceledim. Zarfı siyahtı, üzerinde altın renkli mürekkeple adım yazılıydı, bu mektup ondan gelmiş olamazdı değil mi? Yani demek istediğim Sirius Black'ten. Söylemiş miydim? Dayım oluyor kendisi. Yüzüm hayaletten beyaz bir şekle bürünmüştü. "İyi misin? Victoria, her şey yolunda mı?" Dedi Hermione endişeli bir tavırla ancak pek farketmiş gibi de değildim.

Kiwi'nin ciklemesiyle irkildim ve kendime geldim bunu farkeden Hermione sorusunu tekrardan bana yöneltti; "Her şey yolunda mı Victoria?" Bir şey yokmuş gibi başımı salladım ve tekrardan gözlerimi siyah zarfa yönelttim.

Muazzam bir yazıyla adım yazılıydı, zarfı çevirdim ve nazikçe açtım;

Sevgili Victoria;

Varlığından, henüz yeni haberdar oldum. Bağışla beni, bilseydim. Emin olmalısın ki bunları yaşıyor olmazdın. Draco bana her şeyi anlattı -Beauxbatons'dan geldiğin ve orada yatılı olarak kaldığını, ve birkaç detay daha ama bunları mektuba yazmam çok uygun olmaz- bilmelisin ki burada da seni ağırlamak isteriz en kısa zamanda, bu mektubu ne zaman okursun bilmiyorum bu yüzden seni daha fazla tutmak istemiyorum, baykuşun Kiwi'de pek sevimliymiş. İstersen cevabını bana Draco'yla ya da kendin iletebilirsin güzelim. Sevgilerle...

                                                    Seni seven Teyzen.
                                                       Narcissa Malfoy

"Seni seven Teyzen" Yazıyordu! İnanılmaz bir şekilde mutlu olmuştum ve içim kıpır kıpırdı, ancak beni çok endişeleyen bir durumda vardı; Draco, planımı anlatmış mıydı? Anlatması çok sorun yaratacağını düşünmüyorum ancak yine de kendimi ve planımı güvence altına almak için farkına vardım ki Draco'ya söylememeliydim ya da iyi ettim söylemekle bilmiyorum zaman ne gösterirse.

Hemen elime siyah tüy kalemimi ve bir parça parşömen aldım ve aklımda dönüp dolaşan cümleleri hemen parşömen parçasına döktüm:

Sevgili Teyze'm

Öncelikle bana mektup yolladığın için sonsuz kere teşekkür ederim,inanılmaz derece de sevindim! Üstelik memnuniyetle söylemek isterim ki ben de size gelmekten çok hoşnut duyarım. Belirtmek isterim ki Hogwarts'ta kullandığım takma soyadımı  kullanacağım,güvenlik açısından, gelince detaylı anlatırım. Aklın bizde kalmasın!

                                                 V. Victoria Castillo

Yazmamı bitirince mektubu katladım ve beyaz bir zarfa koydum, zarfın üzerinde en güzel el yazımla " Narcissa Malfoy " yazdım ve mektubu Kiwi'nin bacağına bağladım, Kiwi'ye göz kırptım ve onu okşadım ardından pencereden dışarıya uçmasını izledim.

Karanlık { Harletta Fanfic }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin