chapter: f o u r

219 6 2
                                    

Kiwi'nin pencereden dışarıya süzülüşünü izledikten sonra arkamda bir kıpırtı duydum ve hızlıca arkamı döndüm, suçluymuşcasına davrandığımı biliyorum ama açıkcası neden öyle davrandığımı biliyorum diyemem.

"Geliyor musun?" Diye sordu 5. Sınıf öğrencisi Theresa, "Neye?" Diye sordum, hiç bekletmeden bu soruyu soracağımı biliyormuş gibi hemen cevabını yapıştırdı;

"Büyük salona,törene." Ampüllerim yandı ve törene gideceğimiz aklıma geldi. "Ah,evet tabii." 

Theresa Marie Jones, 5. Sınıf Gryffindor öğrencisi, Safkan. Uzun boylu,zayıf, mavi büyük gözlere sahip, omuzlarına kadar gelen sarı platin saçları var, ancak onu diğerlerine göre farklı kılan bir diğer unsur kaşları; ince güzel sarı kaşlara sahip bazı günlerse kaşları görünmüyor bile. Kendisinden iki yaş büyük kardeşi Chris Drew Jones'da pek bir yakışıklı, kardeşinin aksine Slytherin binasında, uzun boylu kahverengi saçlara ve gözlere sahip. Melissa'nın Gryffindor olmasına rağmen diğer ezikler gibi değil, Slytherin gibi asil bir kişiliğe sahip. Anlaştığım nadir kişilerden o da.

Salondan en son ben ve Theresa çıktık, Büyük salona vardığımızda herkes çoktan yerini almıştı sağ köşede Beauxbatons öğrencileri yerini almış, sol köşede yani bizim masanın hemen yanında Durmstrang öğrencileri yerini almış. Öğretmenler masasında Madam Maxime fazlasıyla dikkat çekiyordu, boyu o kadar uzundu ki aklımdan 5 cm bana da versen pek fena olmaz diye düşündüm. Durmstrang'ın sorumlu profesörün adını bile unuttum o kadar umrumda. Onunda pek çirkin bir görünümü vardı ama Dumbledore'un kürsüye çıkmasıyla hepimiz hatta aklımın içinceki düşünceler dahi sustu.

Bir süre sonra aklımın içindeki düşünceler takır takır sesler vermeye başladı, Dumbledore'un gereksiz bir şeyler anlattığını görünce düşüncelerimle hatasız mükemmel planımı tekrardan düşünmeye başladım.

Kürsünün üzerindeki büyük tozlu örtü asa yardımıyla kaldırıldı ve Ateş Kadehin mavi ateşi yanmaya başladı. " Ve şu andan itibaren üç büyücü turnuvası başlamış bulunmakta." Dedi Dumbledore.

" Yaş çizgisini nasıl geçebileceğimizi buldum sanırım." Dedi Fred, George'a. "Bu çizgiyi geçmeniz imkansız bu çizgi bilmem kaç tane büyü ile çizildi ve bizzat Dumbledore kendi çizdi. Geçebileceğinizi mi zannediyorsunuz?" Dedi çok bilmiş bir edayla Hermione. Bense bu duruma sadece gözlerimi devirdim.

Dumbledore herkesi yatakhanelerine yollarken Draco'nun yanına gitsem iyi olur diye düşündüm ancak aşırı kalabalık bir hâl aldı salon ve bu kargaşanın içinden sağ çıkmam imkansız dolayısıyla bunu da yarına bıraktım.

Yatakhanemize ulaştığımızda hemen üzerime pijamamı geçirdim ve yatağıma oturdum, saçımı topuz yapıp yatağımın yanındaki komidinden yarım bıraktığım kara büyü kitabını aldım ve okumaya başladım.

İlk cümleyi bitirmeme son iki kelime kaldı ki Hermione döndü bana seslendi. "Ne okuyorsun?"  Bende kitabımı kaldırıp kapağını gösterdim. "O kara büyü kitabı değil mi? Onları okumamız yasak zannediyordum."  "Evet kara büyü kitabı, yasaksa ne olacak yakalanmadığım süreçte?" Diye yapıştırdım cevabımı ve geri okumaya daldım.

Nefret ediyordum şu Granger'dan, bulanık olmasından ziyade her şeye maydanoz oluyor. Yaklaşık 50 sayfa okuduktan sonra salondan sınıf başkanının "Mumlar kapatılsın!" Dediğini duydum kitabını kapattım komodine koydum yorganımın altına girdim ve herkese yüzümü döndüm.

Sabahın ilk ışınları yüzüme vururken yatağımda rahatsızca çırpındım ancak bir şey değişmeyince kalkmaya karar verdim ve yatağımda oturdum etrafı öylece boş gözlerle izliyorum.

Karanlık { Harletta Fanfic }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin