•Bölüm 5•

38 1 1
                                    

"Herkesin bir hikayesi vardır,


Sustuğu,


Yandığı,


Ağladığı.


...ve herkesin bir yolu vardır; hiç kimsenin uğramadığı."


Nereye gidiyorlardı? Hangi yangına sürüklüyordu kadını adam. Kendince zaten yakıp kavurmamış mıydı? Yetmemiş miydi bu ona? Kafasını adama çevirdi kadın. Yüzünü incelemeye başladı. Sanki yüzünün her tarafını ezberlemek istiyordu da kendine itiraf edemiyordu. Hep çatık kaşlı mıydı bu adam? Hiç yumuşatmaz mıydı bu yüzünü? Gergin dudaklarına kadar inceledi kadın.


Adam üzerindeki delici bakışları hissetmiş miydi bilinmez ama kafasını ani bir hızla kadına çevirdi. Kadına bir titreme geldi. Neler oluyordu ona? Titrek bir nefes aldı; eziyet verici bu andan kurtulmak için pencereye çevirdi kafasını. Adam bu bakışları biliyordu. Hafızasını yoklayınca annesinin o adamla buluşmaya giderken ona olan son bakışlarıydı bu. Çatık kaşları daha da çatıldı, gerildi. Oturduğu yerde kıpırdandı. Adam yemin etmişti. Söndürmeyecekti içindeki intikam ateşini. Düşündü" Yüreğindeki intikam ateşi okyanusa düşse orayı yakıp kavururdu."


Arya' dan


Artvin' e gidene kadar arabada sadece uyumuştum. Birkaç defa mola verdik ama ben hepsinde uyuyordum. Bunun yüzünden arabadan inmedim. Sanırım ayaklarım uyuşmuştu. En son ki molada Ateş sinirlenip beni zorla kolumdan tutarak indirmişti. O molada da zorla ağzıma bir şeyler tıkıştırdım. O zamandan sonra bir şey yemedim. Arabada sessizliğimi korumuştum. Ateş başta şaşırmış gibi duruyordu. Ama ben bunun onu huzurlu kılmıştır diye düşünmeden edemedim. Aslında sessizliğimi korumamım özel bir nedeni yoktu. Sadece biraz düşünmek istemiştim.


Babamı, yaktığı canları, aldığı ruhları, bizi düşürdüğü bu halleri, söndürdüğü umut balonlarını, ağlayan o küçük çocuğu düşündüm sadece... Benimle ne işi vardı bilmiyordum ama işi bitince benimde işimin biteceğini acıda olsa kabul ettirmiştim kendime.


Yaklaşık 18 saattir yoldaydık. Artvin' e giriş tabelasını görünce içimden şükrettim. Kafamı Ateş' e çevirdiğimde gözleri kan çanağına dönmüştü. Kim bilir ne kadar yorgundur. Aslında araba kullanmayı biliyordum. Ama bunu ona söylesem ne tepki vereceğini bilmiyordum. Daha doğrusu ona neden yardım ediyordum ki? Aslında bu sorunun cevabını kendime vermiştim. Ya da kendime bahane sunmuştum. Babamın yaktığı canı tedavi etmek içindi bu yardımım. Yani bir nevi acıma duygum ön plandaydı. En sonunda düşünceler alemimden uzaklaşıp:


-Ateş araba kullanmayı biliyorum. İstersen ver biraz ben kullanayım. Bak çok yoruldun, dedim. Ateş bana ters bir bakış atıp:


-Sana neden güveneyim ki? Ayrıca bana neden bu yardımı yapıyorsun? Ne geçiyor o kafandan? O kafandaki tilkilerle ne plan yaptın ikimizi de öldürmek mi? Diye kuşkucu bir tavırla kaşlarını kaldırıp sorunca sanki ortada çok komik bir şey varmış gibi kahkaha atmaya başladım. Ateş bu kız deli bakışları atınca daha çok güldüm. Sonunda gülmemi bastırdığımda:


-Ateş farkında mısın bilmiyorum ama Artvin' e geldik. Yani buradan nasıl kaçabilirim? Ha ama diyorsan buralar sihirli yerler her an bir peri yanında bitebilir, sen de bir dilek dileyip kurtulursun diyorsan o farklı, deyip güldüm. Ateş sırıtmaktan kendini alamadı. İlk defa böyle doğru düzgün konuşuyorduk. Ateş:


- Tamam. Biraz kullansan iyi olur ama, deyip suratıma poker gibi suratıyla baktı. Bende ona fırsat vermeden:


-Bir ters yaparsam kendimi ölmüş biliyim dimi? Diye kaşlarımı kaldırıp sordum. Şaşkın bir ifadeyle bana bakarken kafasını sağa sola sallayıp arabanın dörtlülerini yakıp sağa çekti. Yer değiştirmek için arabadan inerken ayaklarımın üstüne tam basamadığım için yalpalayarak kıymetlimi yerle buluşturdum. Ben acı içinde kıymetlimi ovalarken Ateş bu sefer bana kahkaha atıyordu. Sinirlenip yerden taş bulup koluna attım. Ateş gülmesini durdurup bana yaklaşmaya başladı. Ah Arya erken yaşta hayata veda etmekte varmış. Ellerimi göğe kaldırıp:


-Eşhedü enla ilahe illallah... derken Ateş bir kere daha gülmeye başladı.
Yerden kalkıp hışımla sürücü koltuğuna oturdum. Ateş de yanıma oturunca kemerlerimizi kontrol ettim. Arabayı çalıştırıp Ateş' in önüme açtığı konumdan yolu takip etmeye başladım. Yaklaşık 15 dakika sonra Ateş uyuya kalmıştı. Aslında her yer ormanlık onu şuraya bir yere atıp arabayı alıp kaçsam ne olurdu ki? Hemen aklımdaki tilkileri sustururken yola odaklandım. 1.5 veya 2 saat sonra kocaman bir malikanenin önünde duruyorduk.



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

•SÜVEYDA•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin