O gün bütün gün Carol'un söylediklerini düşündün. En sonunda artık sıkılıp telefonunu eline alıp oyun oynamaya başlarken en yakın arkadaşın seni aradı
"Alo S. A. A(senin arkadaşının adı)"
"Alo S. A kanka sana bişey söyliycem"
"Noldu kanka"
"İnternette ilan bi ilan gördüm."
"Ne ilanı anlat hadi"
"KAMPA GİDİYORUZ"
"Ben yokum"
"Yaa saçmalama ikimiz gidiyoruz." "Hem çok yakışıklı çocuklar varmış"
"Yaa banane"
"Peki o zaman bende anneni arayıp geçen gün gittiğimiz partide 2 bardak alkol aldığını söylerim"
"Yaa ben 23 yaşındayım"
"Tamam canım ben annenden sonra sana dönerim"
"Off tamam geliyorum"
"Yeahh! Yarın saat 9 da bize gel oradan gideriz"
"tmm"
Sana hiç cazip gelmiyordu. Ama annen alkol almana çok kızıyordu. Gitmek zorundaydın sıkıcı da olsa kalkıp bavulunu hazırlamaya başladın.*ERTESİ GÜN*
"Off yaa her yerde böcek var ben hiç sevmedim burayı"
"Sen getirdin bizi buraya şuraya bak Allah'ın dağı"
"Off kanka keşke gelmeseydik"
Ateşin başında marshmellow yerken bunları konuşuyordunuz.
"Kanka şu karşıdaki çocuk seni kesiyor"
"Ayy mantar kafa"
"Yaa çok yakışıklı"
Kankanın seni bırakmayacağını anladığında kalkıp ormanın içine doğru yürümeye başladın. Etrafta lamba olduğundan korkmuyordun.
Farkında olmadan fazla ilerlemiştin. Bir gölün yanına gelmiştin. Su çok berraktı kendini görebiliyordun ve yanındaki atı
"Aa sen sen"
At sana bakıyordu ama senden kaçmıyordu. Kafasında bir boynuzu vardı o an aklına Carol geldi. Ayağının dibinde plastik bir su şişesi vardı. Tekrar ata baktığında ağzında bir bıçak vardı. Bir an kendini cimcikleyip bunun rüya olmasını diledin ama değildi. At ağzındaki bıçağı sana doğru uzattı. Bunu yapmak zorundaydın. Bıçağı aldın, atın şah damarına sapladın. Akan kanları yerden aldığın pet şişeye doldurmaya başladın. Bir yandan da yerde acı içinde çırpınan ata bakıyordun. Gözlerin musluğa dönmüştü. Bir şişe dolmuştu. Ayağa kalktın, tam gidecekken bi arkana döndün at ayağa kalkmış sana bakıyordu. Ona şok olmuş gözlerle bakarken arkadaşlarının sesini duyunca ormanın içine doğru kaçtı. Arkadaşlarının sesleri artık daha da yaklaşmıştı. Senin adını söylüyor daha doğrusu haykırıyorlardı. Bir an için onların yanına gitmeyi düşündün ama onlara ben bi unicorn öldürdüm bunarda ölü birini dirilticem diyemezdin. Ormanın dışına doğru koşmaya başladın bir arabaya binip Tony'nin mezarına doğru sürücektin. Müzede Tony'nin mezarının nerde olduğunu öğrenmiştin. Ama hala araba bile bulamamıştın. Çünkü hala ormanın dışındaydın. En sonunda bir araba görebilmiştin. Sen hırsız değildin ve araba çalmayı da bilmiyordun. Ama ne kadar zor olabilirdi ki hıh 😌. Kafandan bir paravana (tel toka) çıkardın. Kilidi zorlamaya başladın (Türk dizilerinin klasik sahnesi 🤣) Vee açıldı. Hemen bindin ve sürmeye başladın. Sürerken düşünmek için çok zamanın oldu. Yaptığın şey gerçekten doğru muydu. Ee artık bunu düşünmek için biraz geçti. Gelmiştin, yan koltuktaki şişeyi alıp dışarı çıktın. Biraz yürüdükten sonra Tony'nin mezarının başındaydın. Carol sana bunu nasıl yapacağına dair hiç bir şey söylemedi. Ama aklına gelen tek şey şişeyi devirmek oldu. Öyle de yaptın şimdi yapabileceğin tek şey beklemekti. Ama hiç bir değişiklik olmuyordu. Zaten biyolojik olarak olmaması gerekiyordu. Umutsuzca toprağa bakarken arkandan gelen şu sesi duydun
"Kimsin sen?"
Mutlulukla arkana döndün, ona baktın bir mermerin üstünde oturuyordu.
"S. A ben"
"Bunu niye yaptın?"
Ona tüm tatlılığınla bakarak
"Sen dünyanı kurtardın bende seni hıh😌😌"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVENGERS İLE HAYAL ET
FanfictionAvengers Endgame'den sonra oldukça üzüldüm ve onlarla hayal etmeye başladım. Sizde bana katılmak ister misiniz