4.BÖLÜM

5.7K 70 0
                                    

(Multimedia da Burak ve içimden gelmiyor şarkısı var)
İyi okumalar canlar!

Hande'den...
-Offff ben çok sıkıldım Hande!
-Ben de öyle!
-Bir şeyler yapalım yoksa sıkıntıdan ölecem. Haberlere de artık CAN SIKINTISINDAN ÖLDÜ! diye çıkar ünlü olurum.
-Sen bu zekaya vergi ödüyor musun?
-Off Hande boş yapma da ne yapacaz onu düşün!
-Meriç ile Burak' ı mı çağırsak?
-İşleri yoksa neden olmasın!

***

Şu an koltuklara hep beraber oturmuş ne yapacağımızı düşünüyorduk. Evet Meriç gilde gelmişti. O an aklıma parlak bir fikir geldi. Böylece Meriç'ten bilmediğim şeyleri de öğrenebilirdim. Hemen bizimkilere dönüp aklımdaki fikri söyledim.
-D C oynayalım mı?
Masal hemen bana katılıp
-Eveeet harika olur! Dedi.
O an beyler birbirlerine "Ne bok yiyeceğiz şimdi?" Der gibi bakıyorlardı. Bu bakışmadan sıkılıp araya girdim.
-Beyler? Siz ne diyorsunuz?
Meriç bana pekte beceremediği bir gülümsemeyle
-Ne gerek var hayatım? Mis gibi oturuyoruz şurda işte! Dedi.
Burak'ta hemen Meriç'e katılıp
- Aynen bence de. Meriç haklı.
Bu sözleri öfkelenmeme sebep olmuştu. Kaşlarımı çatabildiğim kadar çatıp onlara bakıp konuştum. Daha doğrusu anırdım.
- Kesin çenenizi be! Hemen geçin oturun şuraya! Benim canımı sıkmayın. Hemen şişe alıp geliyorum. Döndüğümde yerde daire içinde oturmuş olun!
Mutfaktan boş bir su şişesi bulup tekrar salona ilerledim. Döndüğümde daire olmuşlardı. Gururla gülümseyip  "Aferiinn Adam Olacaksınız" dedim. Ha tabi içimden. Ben de Masal'ın yanındaki boş yere geçip oturdum. Şişenin kapağını gösterip "burası soru" arka kısmını gösterip "burası cevap" dedim ve şişeyi çevirdim. Şişe tam şansıma Meriç ile benim aramda durmuştu ve ben soruyordum!
-D mi C mi?
-C.
Doğruluk demediğine göre kesin sakladığı şeyler var ama ben de seni cesaret dediğine pişman etmezsem bana da Hande demesinler!
- Tamam söylüyorum.
Havalı bir şekilde
-Söyle, en fazla ne isteyebilirsin ki?
Aklımdaki şeye sinsi sinsi gülüp ne istediğimi söyledim.
-Karşı komşunun kapısını çal ve oradaki kişiyi tavla!
Masal ne yaptığımı anlayıp haykırmamak için dudaklarını birbirine bastırıyordu.
-Emin misin? Nasılsa tavlayamayacağım kimse yok. Sonra karşıma gelip de kıskanmacalar yapma.
Bu dediklerine daha da kahkahamı bastırmaya özen gösterdim.
-Tabi canım tabi. Sen bi karşı komşuya gitte. Biz de seni ağacın arkasından izliyor olacağız. Bu arada sakın oyundan bahsetmek yok!
-Merak etme gerek kalmayacak!
Bu hâline içimden kahkalar atıyordum. Bok gerek kalmayacak Meriç Efendi. Sana bunu yaptırınca bana bir daha Cesaret diyemeyeceksin!
Evden çıkıp Meriç'i karşı komşuya yollayıp biz de ağacın arkasına geçtik. Burdan hem çok rahat görünüyor hem de çok rahat duyuluyordu. Meriç kapıyı çalınca kapıyı beklediğim yaşlı teyze açtı.Meriç söze başladı.
-Iıı şey ben bu evdeki genç kıza gelmiştim ama onunla görüşebilir miyim?
Bu hâline kahkaha atmamak için daha da zor tuttum kendimi. Bilmiyordu ki tavlayacağı kadının karşısındaki yaşlı teyze olduğunu!
Yaşlı teyze dediklerine şaşırıp söze girdi.
-Ne genç kızı evladım? Ben burda yıllardır tek başıma yaşarım.
Meriç durumu anlayınca sinirle bu tarafa baktı. Göz göze geldiğimizde sessizce güldüm. Yüzünün hâli fazla komikti!
Bizimkilere baktığımda Masal zaten bildiği için gülüşlerini durduramıyordu. Burak ise bilmediği için önce şaşırıp sonra Meriç'in yüz ifadesine haykırmaya başladı.
Meriç sonra bozmayıp kolunu yaşlı teyze nin omuzuna attı.
-Olsun sen de bana yetersin güzellik!
Bu dediklerinden artık gülüşlerimi durduramıyordum. Üçümüzde gülme krizine girmiştik. Yaşlı teyze önce şok olup sonra sinirle bastonunu çıkardı ve Meriç'e bir tane geçirip
-Nenen yaşında kadınım terbiyesiz, utanmıyor musun benim gibi yaşlı kadına bunları söylemeye? Diye bağırırken aynı zamanda bastonuyla Meriç'i kovalıyordu. Meriç ise açıklamaya çalışıyordu.
-Teyzecim bak bild...... Ah! Teyzecim ama niye vuruyorsunuz? Konuşarakta hâlledebiliriz.
-SUS! KONUŞMA! TERBİYESİZ SENİ!
-Teyzecim ama bi durun, anlatmama izin verin! Ben ne yapayım sizin gibi bir ayağı çukurda kadını?
-TERBİYESİZ! HAKARET ETMEYE DE BAŞLADI!
Biz ne mi yapıyorduk? Şuan gülmekten yerlere yatmış bildiğin anırıyorduk. En sonunda kadın Meriç'i yakaladığında artık araya girmemiz gerektiğini anladık. Koşup teyzenin kolunu tuttum.
-Teyzeciğim siz arkadaşı yanlış anladınız. O öyle demek istemedi. Sizin ne kadar tatlı, ne kadar tonton bir teyze olduğunuzu söylemek istedi.
😂😂😂

Sonunda Meriç'i teyzenin elinden zor alıp eve getirdik.
-Hadi yine iyisin kurtardım seni! Dedim.
-Sağ ol ya! Allah razı olsun! Kimin yüzünden oradaydım acaba?
Burak Meriç'in taklitini yaparak kolunu omzuna koydu. Sonra piç piç sırıtıp "Merak etme güzellik ben sana yeterim." Dedi. Bu taklit kahkaha tufanı koparmamıza yetti tabi! Meriç daha fazla dayanamayıp
-Eee yeter be! Bokunu çıkarmayın! Dedi. Sonra kulağıma yaklaşıp fısıldadı.
- Bunun bedelini ağır ödeyeceksin sevgilim! Hem de çok ağır ödeteceğim!
Meriç'in dedikleriyle biraz tırsmadım değil hâni. En fazla ne yapabilir ki bana? Hem o bana kıyamaz ki! Kıyamaz değil mi?

👉🏻Sizce Meriç Hande'ye kıyabilecek mi?
👉🏻Bölümü beğendiyseniz vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen!

AŞKIN KOLLARINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin