BÖLÜM 3: "Sonun Başlangıcı" 🌼

5.1K 446 106
                                    

✯

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Derimin üzerinde gezinen hazımsız gerçekler vardı. Her hareket edişinde bana kendini sürerek bana da gerçekliğini bulaştırıyordu.

Yavaşça beynime ulaşıp varlığımı yok etmek amacıyla bunca yolu arşınlayarak beni temelden sarsmak istiyordu ama bilmediği bir şey vardı: Ben gerçeklerden kaçmak istemiyordum, onları kucaklamak istiyordum.

Yıldızların, tonunu kırdığı karanlık gecenin derin saatlerine daldığımız bu soğuk havanın şerbeti üzerimize akmıştı ve bize kendisini akıtarak bizi kendisine dönüştürmeye çalışıyordu.

Sırtım arabanın kapısına yaslıydı, soğuk engellenemez bir şekilde tenimi ısırıyordu ve gecenin pençesinin arkasına saklanmış olmasının ehemmiyetiyle hareketlerimizi pür dikkat izliyordu.

Gözleri üzerimdeydi, etkisini tüm vücudumda hissedebiliyordum. Keskin gözleri vardı, bu açıdan çok daha koyu duruyorlardı ve şu an bana hiç de iyi bakmıyordu. Karanlığa gizlenmiş bakışları, profiline vuran cılız ay ışığına çıkmıyor öylece bir kuyunun içinden beni izlemeye devam ediyordu ama o beni daha net bir şekilde görebiliyordu. Uzun boylu olduğu için gözlerine rahat bir açıyla bakabilmek adına kafamı havaya kaldırmak zorunda kalmıştım. Araç ile arasında kalan vücudumu fazla tehditkar olmayacak şekilde kendi sınırlarına yakın bir mesâfede tutuyordu.

"Bırak beni!"

Kendimi araba ile arasından kurtarmaya çalışıyordum ama pek etki ettiği söylenemezdi, elleri arabaya yaslanmış ve bu eylemimi kısıtlamıştı. Öylece yüzüme bakıyor ve cesetin soğukluğuna sahip koyu renk gözleriyle, arkasına aldığı karanlıkla birlikte beni izliyordu. Bedeni çelik bir kafes gibi vücudumu çerçevelemiş, hareket etmemi engellemişti.

Temastan nefret eden tarafım bu hareketine bir yandan rahatsız olurken bir yandan da nefesini tutmuş öylece bizi izliyordu. Bulunduğu durumu algılamaya çalışırken soğuktan dolayı duraksamış, karşımdaki yabancının havadan da soğuk bakan buz gibi kahveleri ile birlikte çatırdamıştı.

"Hem dikkatsiz hem de aptalsın." Tok sesi soğuk geceye anında adapte olurken gözlerimi arkasında yatan iki bedenden çekerek gözlerine diktim. Bana hakaret mi etmişti o?

"Ne?!"

Tam şimdi bana bakan koyu kahvelerin sahibini dinlene dinlene dövmek istemem normal miydi? Bir anda nereden çıktığını bilmediğim arabasıyla arkamda bittikten sonra beni durdurması yetmiyordu, bir de hakaret ediyordu. Yüzünde asılı olan kendinden emin ifadesi, zihninin ininde süregelen hiçbir duyguyu ele vermiyordu. Keza, gözleri de öyle hissizdi.

Swamp | LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin